'Darbeli demokrasi'
Fotoğraf: Envato
Demokrasinin yaralanması ya da yaralı demokrasinin kendini iyileştirmesinin tek yolunun “Barış”tan geçtiğini biliriz ve söyleriz. Yıllardır baskı şiddet ve toplumsal kırılmaların panzehirinin barıştan geçtiğini söyledik, söylüyoruz. Olaylar geldi “darbeli demokrasi”ye dayandı. IŞİD terörü, katliamlar derken 15 Temmuz darbe girişimiyle bir üst noktaya sıçradı. Yıllardır darbelerden çok çekmiş olan bizler net tavrımızı sergiledik. “Darbeye hayır!” Peki bu durum AKP iktidarının diktatörlüğüne ‘evet’ demek miydi? Hayır. Hem darbeye hem de AKP diktatörlüğüne karşı üçüncü bir yolun daha var olduğunu söylüyoruz. O yol “Barış ve Demokrasi.” Barış olmadan demokrasinin, demokrasi olmadan toplumsal uzlaşının olamayacağı açıktır. Günlerdir “demokrasi şöleni” adı altında sokaklar nöbet ve eylem alanları oldu. Daha bir hafta öncesine kadar IŞİD terör örgütünün katliamına önlem olarak toplu yerler koruma altına alınırken, bugünlerde ortada ne katliam ne IŞİD’in kalmamasını dikkate almak lazım diye düşünüyorum.
Ya darbeci ya da AKP’li olma noktasına insanlar sıkıştırılmış durumda. Toplum iyice kutuplaştırılmış, gazeteciler ve özellikle alanda çalışan foto muhabirleri korumasız ve risk altında mesleklerinin sorumluluğunu yerine getirme mücadelesi veriyorlar/verecekler. Eğer elinizde yandaş medyaya ait bir basın kartı varsa her zamanki gibi sorun yok. Muhalif medya çalışanı iseniz sorun ve risk altındasınız. Basın özgürlüğü vs. her şey hikaye. Peki ne yapılacak? Özellikle yurttaş gazetecilik ve sosyal medya daha bir önem kazanmış durumda. Gerçeğin belgelenmesinde artık yalnız gazeteciler değil, her aktivist bir gazeteci sorumluluğunda gönüllü muhabir olarak elindeki olanakları kullanmak zorunda.
Barış, özgürlük, adalet, hukuk ve sansür kavramlarını darbeli demokrasinin özneleri olmaktan çıkarıp, Türkiye halklarının hakları olarak hayata geçirebildiğimiz zaman demokrasinin zaferinden söz edebileceğiz.
Geçen yıl 20 Temmuz sabahı Suruç’ta içimiz acıdı, yandı. Gözyaşlarımızı yüreğimize akıttık. Katledilen arkadaşlarımız ülkenin dört tarafına dağıldılar, anıları yolumuzu aydınlatsın…
- Çöp konteynerlerini hazır tutalım… 05 Nisan 2024 04:30
- Bir sabahın üç kapısı var göğe 29 Mart 2024 04:15
- Türkiye vatandaşlığına kabul edilmeyen fotoğrafçı Othmar Pferschy’nin dramı 01 Mart 2024 04:20
- Emirgan Sanat Evinden kültür merkezlerine… 16 Şubat 2024 04:20
- ‘Adalet-sizlik’ 02 Şubat 2024 04:13
- ‘Öyle bir yere geldik ki… hiçbir sokağın adı yok’ 19 Ocak 2024 04:11
- Yeni yıla başladık 12 Ocak 2024 04:36
- Ruh ve beden üzerine … 22 Aralık 2023 04:12
- Hatırla... 01 Aralık 2023 04:13
- Sözlerin izlerinden cennetin güzelliklerine… 24 Kasım 2023 04:10
- Ölümsüz bir çocuk: Hanzala! 03 Kasım 2023 04:00
- Hangi demokrasi, nasıl bir cumhuriyet? 27 Ekim 2023 04:00