19 Temmuz 2016 00:21

Ağla sevgili ülkem

Ağla sevgili ülkem

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Laerdal. Narvik yolundan selam… Steinbeck’ın sevdiğim kitaplarından biri de “At Battı” idi, Lise yıllarında. Nazi işgaline karşı Norveç halkının direnişini anlatır. Naziler yıldırım savaşı taktiği ile Norveç’e yüklendiler. 400 bin kişilik bir ordu ile. Başkent Oslo’ya uzanan uzun fiyoryt içine Alman filosu daldığında niyet Kralı rehin alarak, Nazi yanlısı Quesling’e kukla bir hükümet kurdurmaktı.

Ancak fiyordun ortasındaki müstahkem mevki konumundaki adaya geldiklerinde, bir Norveç topçusunun paniğe kapılmadan salladığı bir top mermisi tam Amiral gemisinin bacasından aşağı inmez mi?

Amiral gemisi, bizim Çanakkale savaşında muhteşem İngiliz savaş gemisinin bir Osmanlı Ermenisi subayın salladığı top mermisi ile dibi boylaması gibi…

Alman planı altüst olur… Kral kuzeye kaçar ve en kuzeyde Narvik’ten ülkeyi terk etmeyi başarır. Ve Norveç antifaşist direnişinin simgesi olur.

Norveç dağları fiyortları muhteşem… Norveç PEN Eski Başkanı Kjell Olaf Jensen ‘in cenaze töreni için Oslo’daydım. Jensen, müthiş bir eleştirmendi aynı zamanda. Ayrıca onlarca kitabın mütercimi… ’90’lı ve 2000’li yıllarda verdiğimiz düşünce, yayınlama ve basın özgürlüğü kavgalarımızda hep yanımızda olmuştu. Benden 2 yaş büyüktü. Son zamanlarda o kadar çok dostumuzu kaybettik ki, bu nalet illetten… En son, hâlâ kabullenemediğim, ’80’lerin başından beri dostum Helmut Oberdiek’in ölüm haberini almıştım.

Bizim devletin asla değişmediğini, mutlaka bir grubu düşman ilan edip şeytanlaştırmaktan vazgeçmediğinin hikayesini görmek için lütfen edinin onun “Dışardakiler” kitabını, dağıtıcılar, sadece best seller piyasasına odaklandığı için hâlâ baskısı var. Helmut, Belge’nin Cezaevi Yazınını desteklemek için ’80’li yıllarda başlattığı Yeni Sesler dizisinin ilk Türkçe yazan Alman yazarıydı. ’80’lerin siyasetçisi, hakimi, yargıcı neyse, bakanı neyse, hep aynı söylem, hep aynı iki yüzlülük bugün de.

T.C. asla beceremeyecek demokratik bir yapıya dönüşmeyi… 

1995 yılında Oslo Kitap Fuarında Ahmet Altan ile Türkiye’de ifade özgürlüğü üzerine konuşma yapmıştım. O sıralar Ahmet Altan, “Atakürt” başlıklı yazısından dolayı mahkum olmuştu DGM’de. İsmail Beşikçi ise Ayşe Nur’un ’90’da yayımladığı “Devletlerarası Sömürge Kürdistan” adlı kitabından dolayı hapisteydi. Ayşe Nur ise, “Ermeni Tabusu” kitabından… Ben de onların mücadelesini anlatmıştım.

O zaman Oslo’daki Antifaşist Direniş Müzesini hemen ziyaret etmek istemiştim. 21 yıl sonra yine oradaydım ve asker Beylerbeyi’de yolu kesti haberi geldi.

Demokrat’tan gazeteci arkadaşım Yaşar Gören iki cümleyle özetledi olanı ben sorunca: Talat Aydemir!

Ben de bunun sonu ona benzeyecek galiba diye yanıtladım…

Okuyun olayın birinci elden tanığı, Zihni Çetiner’in “Ölümü Paylaştılar Ama” kitabını…

Talat Aydemir olayı “trajik”ti… Onun şimdiki tekrarı ise “trajikomik” oldu. “Komik” diyemeyeceğim, çünkü çok insan öldu. Frankocu bir İspanyol zabitin, İspanyol Meclisini basıp rehin almasını hatırladım, demokrasiye geçildikten sonra. Gorbaçov’a karşı darbe sırasında Rus Parlamentosunun bombalanması ve Yeltsin’in sözde demokrasi kahramanı olarak pazarlanması geldi aklıma daha sonra…

Ama Jandarma komutanlığı, Bolu Komando, Şırnak özel kuvvetler vb. gibi isimler geçmeye başlayınca, askerlerin soyunuk resimleri geçtikçe, hava kuvvetlerinin bomba sallamaları aklımdan geçtikçe… Bırakın ’90’lı yılları, geçen yıldan bu yana Kürt kentlerinde yaşanan vahşet geçti aklımdan… Kandil’i bombalayan jetler şimdi TBMM’ye bomba sallıyordu.

Kürt gençlerini acımasızca infaz edenler, şimdi öfke, kin ve korku ile birbirini vuruyordu.

Roboskî ikinci kez bombalanmıştı birkaç gün önce… Yine Bahoz’un geçtiği haberi mi almışlardı?

Etme bulma dünyası mı diyelim?

Birgün ötekilerin de sırası gelecek mi diyelim?

Galiba Alman Nazileri gibi, Türkiye’nin sivil/asker faşistleri yeri öpmeden, ülkem huzura, barışa, kardeşliğe, özgürlük ve demokrasiye ulaşamayacak.

“Ağla Sevgili Ülkem!”*

(*)Alan Paton’un Güney Afrika’daki ırkçı apartheid sistemini anlatan destansı romanı. /Can yayınları Türkçe çevirisini yayımladı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa