15 Temmuz 2016 01:00

Almanya'nın tehlikeli yükselişi

Almanya'nın tehlikeli yükselişi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Emperyalist devletler arasındaki paylaşım mücadelesine geç katılan Alman burjuvazisi, gecikmenin verdiği hırs ve kompleksle iki büyük savaş çıkarmakla kalmadı, en barbar rejim olan Hitler faşizminin kurulmasına da vesile oldu. Avrupa’ya egemen olma hayaliyle çıkarılan iki büyük savaşın izleri hiç bir şekilde silinmeyecek, ama buna rağmen Alman burjuvazisi eski planlarından vazgeçmiş değil.
Güçlü rakip İngiltere’nin Brexit’le AB dışında kalmaya karar vermesinden sonra, geriye kalan AB’nin neredeyse tek patronu olan Almanya, şimdi dünya üzerindeki çıkarlarını askeri yolla geliştirmek için yeni bir hamle yapmaya hazırlanıyor. Alman İmparatorluğu’nun emperyalist paylaşım sürecine agresif bir şekilde katıldığı Otto Bismarck’ın Alman ordusunun dünyada oynayacağın rolü belirleyen Beyaz Kitap (Weißbuch) bugün de Alman ordusunun ‘el kitabı’...
İlk olarak 1876 hazırlanan bu ‘stratejik kitap’ Alman sermayesinin dünya üzerindeki çıkarlarına ve iddiasına bağlı olarak zaman zaman güncelleniyor. Denilebilir ki, Alman burjuvazisinin dünya üzerinde yeni pazar alanları ve sömürgelere nasıl sahip olacağı, ordunun bu süreçte hangi rolü oynayacağı önce “Beyaz Kitap”a yazılıyor, sonra uygulanıyor. En son 10 yıl önce güncellenen kitap, önceki gün Bakanlar Kurulu kararıyla yeniden güncellendi. Bu son güncelleme de Almanya’nın diğer emperyalist devletlerle girdiği paylaşım mücadelenin sonucunun askeri boyutta belirleyici olacağından hareket ediliyor.
Başka bir değişle Almanya, ordusunu bir kez daha büyük bir paylaşım mücadelesine göre dizayn etmeye hazırlanıyor.
İlk olarak Die Tageszeitung gazetesi tarafından deşifre “Beyaz Kitap”ın yeni stratejisinde asıl olarak şunlar var:
A- Alman Ordusu’nda personel sayısı için üst sınır kaldırılıyor. Halen 180 bin kişiden ibaret olan Bundeswehr’in (federal ordu) personel kapasitesi büyütülecek. Orduya ayrılan bütçe de bu çerçevede artırılacak.
B- Askerler alımında bugüne kadar “Alman” ve “Alman vatandaşı” olmak zorunluluktu. Yeni stratejide bu zorunluluk kaldırılıyor. Alman vatandaşı olmayan AB vatandaşları ve ülkede yaşayan “yabancılar” da orduya alınabilecek. Dolayısıyla Alman ordusuna, bundan böyle başta ekonomik sorunlar içinde olan, iş arayan AB vatandaşı ve göçmenler gençler alınacak ve büyük bölümü asıl olarak ön cephede vurucu güç olarak kullanılacak. ABD’nin yıllardır yaptığını Almanya gecikmeli olarak hayata geçirecek.
C- Alman muhafazakar politikacıların yıllarca hayalini kurduğu ordunun iç politikada kullanılması da bundan sonra mümkün olacak. Bugüne kadar resmiyette sadece afetler, büyük kazalar ve eylemler sırasında içeride kullanılan ordu, bundan böyle polisle birlikte ortak eğitim ve operasyonlar yapabilecek.
D- Dünya dengeleri açısından ekonomik gücünde orantılı bir siyasi gücünün olmadığından sürekli rahatsız olan ve her fırsatta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde yer almak isteyen Almanya, bugünkü koşullarda bu talebinin yerine gelmeyeceğinin bilincinde. Bu nedenle yakın gelecekte daha çok Avrupa güvenlik ve savunma birliğini kurma yönünde adımların atılmasını sağlayacak.
Her ne kadar “Beyaz Kitap”ta bu hamlenin NATO’ya rağmen olmayacağı ileri sürülse de gerçekte tam da NATO’ya rakip bir savunma gücü oluşturulacak ve bunun komutanlığını Almanya üstlenmeye çoktan hazır görünüyor.
Almanya’nın askeri yönde atmayı planladığı bütün adımlar, AB’den sonra NATO’nun da bölünmesinin çok uzak bir ihtimal olmadığını gösteriyor. Her ne kadar bugün Rusya’ya karşı ortak askeri planlar yapılsa da NATO ülkeleri arasındaki çelişkiler gün geçtikçe derinleşiyor. Bütün bunlar, Alman sermayesinin yeryüzündeki çıkarlarını askeri/militarist araçlarla geliştirme yönünde tabuları kırmaya devam ettiği anlamına geliyor. İkinci Dünya Savaşı’nın mağlubu Almanya, 1955 yılına kadar ordu bile kuramazken şimdi binlerce askeriyle değişik operasyonlar adı altında dünyanın dört bir yanına dağılmış durumda.
Ve bu askerlerin Alman sermayesi için ham madde yollarının güvenliğini ve çıkarlarını sağlamak için görevde olduğu hiç sakınca görülmeden ifade ediliyor. Eski Cumhurbaşkanı Horst Köhler bunu söylediği için gelen eleştiriler karşısında dayanamayıp istifa etmek zorunda kalmıştı.
Bugün ise ağzını açan, ordunun görevinin Almanya’nın dünyadaki çıkarlarını koruma olduğunu söylüyor. Almanya’nın da dünyada daha aktif söz sahibi olması gerektiği en yetkili ağızlar tarafından dile getiriliyor. Von der Leyen uzun süredir söylenenleri bir de yazılı hale getirdi.
Özetle geciken emperyalist ülke olarak Almanya, Bismarck dönemindeki emellerinden vazgeçmiş değil. Angela Merkel’in Almanya’nın emperyalist emelleri bakımından Bismarck’a en çok benzeyen lider olduğu sürekli tekrarlanıyor.
Bu tehlikeli militarist dış politikanın Almanya ve bütün dünyanın başına büyük belalar açmadan bugünden güçlü bir mücadele kaçınılmaz.  Çünkü zincirlerini ve tabularını kıran Alman emperyalizmi diğer emperyalistlerden çok daha tehlikeli olmuştur. Bu nedenle Beyaz Kitap’ın sayfaları Alman emekçileri ve dünya halkları için kara sayfalardan ibarettir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...