14 Temmuz 2016 01:00

Toplumsal şaşkınlık

Toplumsal şaşkınlık

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Salı günü akşamı Yenikapı’dan metroya biniyorum. Bütün girişleri polis ve özel güvenlik elemanları tutmuş, herkesin bavul, çanta ve üstlerini tek tek arıyorlar. İstiklal Caddesinde resmi ve sivil polisler dolaşıyor. Caddenin üzerine belirli aralıklarla polis istasyonları kurmuşlar. Metro sık sık durarak ilerliyor. Herkes tedirgin. Acaba metro için bir bomba ihbarı mı alındı sorusu kafalarda. Herkes birbirinin çantasına bakıyor. Sırt çantaları tedirgin edici. Bazı tanıdıklarım metroya binmiyor, kalabalık otobüs duraklarında beklemiyor.
Zaman zaman linç girişimlerine varan Kürt düşmanlığından sonra, şimdi de Suriyeli düşmanlığı başlamış. Suriyeli ve Arap olduğu tahmin edilen kişilere pek çok kişi nefretle bakıyor. Hastane ve sağlık merkezlerinde Suriyelilerle tartışmalar yaşanıyor.
On günlük bayram tatilinde İstanbul birden boşalıyor. İnsanlar çıldırmış gibi cuma ve cumartesi günleri kendini yollara vuruyor. İstanbul’dan Bursa ve Çanakkale’ye giden yollarda  araba konvoyları bir saatlik yolu sekiz, dokuz saatte alıyor. Dokuz gün sonra İstanbul’a dönüşte aynı sorunlar yaşanıyor. Yollarda trafik kazaları, ölümler, yaralanmalar, kavgalar… Dünyanın yok olmasına günler kala en insanların, büyük metropollerde bir parça yiyecek ya da su için; üç gün daha fazla yaşamak için öldürmesini, paralamasını anlatanlar filmlerde gibiyiz.
On dört senelik AKP iktidarı, ılımlı İslam rejimi insanları bu hale getirdi.
Ahlaksızlık, toplumsal çürüme, hırsızlık giderek artıyor. Bizim çocukluğumuzda da yaşlılar ahlaksızlığın giderek arttığından şikayet ederdi. Zaman zaman acaba yaşlandığım için, bizim çocukluğumuzdaki ihtiyarlar gibi mi davranıyorum diye düşünüyorum. Fakat, o günlerde biz umut doluyduk, ihtiyarların karamsarlığı ile alay eder, gelecek mutlu günlere, refah toplumuna inanırdık. Şimdiki gençlerde böyle bir inanç da yok. Becerebilen kapağı Avrupa’ya, özellikle Kuzey Avrupa’ya, ABD’ye atmaya çalışıyor.
AKP’nin destekçisi dindar kesim her türlü hırsızlık, ahlaksızlık ve yozlaşma karşısında sessiz. Yazılanlara, anlatılanlara inanmıyorlar desek, olanı biteni görmüyor olmaları mümkün değil. İslam alimi denilen kişilerden bir teki dahi bu duruma isyan etmiyor. AKP ve İslam ideolojisini savunduklarını göstermeye çalışanlar, toplumsal yozlaşma ve çürüme karşısında sessiz kaldıkları gibi, en önemli İslami eylem olarak Ramazan boyunca yaptıkları kitlesel iftar yemeklerinde, içi boş güç gösterileri ile toplum üzerinde baskı oluşturuyorlar.  
CHP kitlesi ise başka bir alem. Bazen ırkçılık ve milliyetçilikte AKP ve MHP ile yarışıyor. Bazen, dindar kesimden oy alacağız diye dini gösterilere girişiyor. Kimseyi inandıramıyorlar. Sonra, emekçi sınıfların dindar kesimi ile kendileri arasına duvarlar çekiyor, kendilerini tecrit ediyorlar.
Giderek gettolaşma büyüyor. Zenginler sitelerde, yalılarda, köşklerde yaşıyor. Kendilerini laik, modern diye tanımlayan orta halliler Şişli, Kadıköy, Beşiktaş gibi ilçelerde; İzmir gibi illerde toplanıyor. Aleviler belli mahallelerde yoğunlaşıyor. AKP, eskiden solcuların kurtarılmış bölgeleri sayılan varoşları ele geçirmiş.
Yazının başlığını toplumsal cinnete doğru olarak yazmak isterdim ama çok da karamsar olmasın diye toplumsal şaşkınlık olarak yazdım. Umarım bu durum kısa sürede değişir. Emek ve demokrasi güçleri, hak ve özgürlük talepleri ile birlikte moral değerlerini de topluma yayar da toplumun geleceğe dair umutları yeniden yeşerir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...