04 Temmuz 2016 00:51

Bitmez tükenmez kara para aşkı!

Bitmez tükenmez kara para aşkı!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bugüne kadar çok gördük. 
‘Vergi affı’, ‘sosyal güvenlik primi affı’, ‘vergi kolaylığı’, ‘vergi barışı’ ve benzeri adlarla vergi kaçırana kıyak yapılmasını!
Vergi vereni enayi yerine koyan... 
Vergi kaçıramayacak bordro mahkumu işçi Mehmet’in, memur Rıza’nın, emekli Leman ablanın takır takır ödediği vergiden... İşadamını, tüccarı, futbol kulüplerini, Rıza Zarrab gibilerini muaf tutmak gibi büyük bir haksızlık yaratan...  
Devlet eliyle vergi kaçırmayı teşvik eden ‘af’ların her iki yılda karşımıza çıkması adetten oldu artık.
Şimdi en pervasızı, “Varlık barışı” adı altında yine karşımızda.
Meclis’teki torba yasaya sürpriz bir şekilde eklenen yurtdışındaki varlıkların Türkiye’ye getirilmesini amaçlayan madde gibisi bugüne kadar görülmedi. 
Düzenlemeye göre yurtdışından her türlü varlık denetimden geçmeden...
Vergi ödenmeden... 
İnceleme yapılmadan Türkiye’ye getirilebilecek.
Yetir ki yıl sonuna kadar dışarıdaki varlığını getir vergi dairesine uğramana gerek yok. Bankada hesap aç yeter.
Başkasının adına da para getirilebilecek. 
Kimin diye sorulmayacak.

KIYAĞIN ÖTESİNDE!
Yabancı para eskisi gibi gelmiyor. 
İhracat artmıyor. 
Arap sermayesi yetmiyor. 
Tamam hükümet çok sıkıştı ama sanki bu iş çok daha ötesinde bir anlam taşıyor. 
AKP, rüşvet, yolsuzluk ve uyuşturucu paraları dahil olmak üzere neyi varsa yurt dışında  serveti olanlara gel diyor. 
Para gelmenin ötesinde Panama belgelerinde ismi geçen özellikle hükümete yakın işadamlarına, şaibeli paralarını aklama fırsatı sunulmuş olacak. 
Rüşvet ya da yolsuzluk gibi yasa dışı yollarla siyasetçi ve bürokratların elde ettiği yurt içi ve yurt dışındaki kara paralar da ‘güvenceye alınmış olacak.’ 
Tersinin düşünülmesi için bir neden yok!
Gelecek paralar şöyle özetlenebilir. Bir; kara para. Kara olmayan para yani yurt dışında kayıtlı olan sermayeyi bankalar aracılığıyla ülkeye getirmek zaten her zaman mümkün.
İki; vergiden kaçmış para: Geçmişe dönük vergi takibinden kurtulmak isteyen para. Yani yurtdışında dövizi, altını, hisse senedi, tahvil gibi varlıkları olan, gayri menkulleri bulunup da bunu beyan etmeyenlerin parası.
Üç: Siyasetle ilişkili para: Vergisiz, sualsiz, ‘gel’ çağrısı çok daha derin ilişkilerin göstergesi niteliğinde. 

SÜREKLİLİK KAZANANAN AKLAMA
Hükümet, “yastık altındaki birikimleri ekonomiye kazandırmak” gibi masum bir gerekçeyle altın mevduatı uygulaması başlatmasıyla birlikte kara paranın önü açıldı. 
Düzenlemenin ardından sıradan kişiler, altın işiyle uğraşan şirketler, esnaflar, yabancılar... Daha pek çok kişi ve kurum bankaların altın hesabı müşterilerine dönüşüverdiler.
Altın mevduatı patladı. Patlamasının arkasındaki gerçek, bunun, kara paracılara yol olmasıydı. 
Hükümet yakın zamanda gümrük mevzuatında değişikliğe gitti. Yurtdışından gizli kapaklı ve zahmetli para getirmenin riskine girmeden açıkça gümrüklerden bavullarla para getirmenin önünü açtı.
“Nakdin gümrük giriş noktalarından yurda getirilmesi serbesttir” düzenlemesine eklendi: Nakdin beyan edilmesi zorunlu değildir, yolcu beyana zorlanamaz!  
Öylece uyuşturucu, kaçakçılık, terör finansmanı vs her türlü paranın kaynak sorulmadan bavulla ülkeye girmesinin önü açılmıştı. 
Bitmez tükenmez kara para aşkı şimdi yeni düzenleme ile zirve yaptı. 
Vatandaşa ‘vergi’, ‘askerlik’ bilimum vatandaşlık borcu... 
Kendi çocuğuna askerlikten koruma...
Kendi parana vergiden koruma...
Millete din, milliyet, muhafazakârlık...
Kendi servetine zula nerede vatan ora, kâr-rant nerede mezhep o...
İyi bayramlar!


TÜRKİYE ALEYHİNE DAVALAR ÇOĞALIR
Rakip görülen sermaye için tedbirleri de ihmal etmiyor hükümet. 
Örneğin “isteyen yanında nakit getirebilir, beyan zorunluluğu yoktur” derken öte yandan da gümrük memurları ve onların yöneticisi olan siyasi iradenin müdahalesine açık kapı bırakıyor: “Gümrük idaresi isterse giriş yapan yolcu beraberindeki nakdin kaynağını beyan etmek zorundadır.”
Bazı sermaye gruplarının korunduğu, kollandığı, bazı sermaye gruplarının düşman ilan edildiği bir ortama uygun bu anlayış yeni düzenlemede var.
Hükümete yakın işadamları ‘getir-temizle-götür’ hakkından kolaylıkla yararlanacak. Oysa hükümete yakın olmayanların parasına başka bir gerekçeyle el konulma riski de kayyım riski de devam ediyor olacak.
Hükümetin kendisi için silah gibi kullandığı bu düzenlemeler, yarın kendisine de dönecek. Bu düzenlemeler uluslararası mahkemelerde hazırlanan Türkiye aleyhine davalara yenilerini ekleyecek.


EMEKÇİYİ VURUR
Sıcak para ihtiyacı, döviz ihtiyacı, yandaşın elindeki kara parayı aklama ihtiyacı var diye, kirli işlere yol vermek... 
Sadece gelecekte, ülkeyi uluslararası alanda sorgulatacak işlere yol açmaz. Aynı zamanda emekçinin yükünü de büyütür. Söz konusu çark, vergisi verilmeyen gelirleri gizlemeyi kolaylaştıracağı için emekçiye daha çok vergi yükü bindirir. 
Yüzde 20-35 oranında vergi ödemesi gerekenler yüzde 0 ile bu işten sıyrılacak. Yani hiç vergi ödemeden sakladığını açığa çıkaracak. 
Emekçiye sadece vergi yükü binmiyor. Aynı zamanda kirli yollarla gelecek paraların elde ettiği rant ve faizler emekçilerin üreteceği artı değerle besleneceği için bugünkünden çok daha ağır sömürü çarkı işleyecek.
Sürekli gelen aflar, uyanıkların sayısını artırıyor, kayıt dışılığı büyütüyor. Ödeyeni ‘enayi’, ödemeyeni ‘iş bilir’ yapıyor fakat... Asıl olarak hükümetin kısa vadeli çıkarı uğruna yaptığı bu düzenleme uzun vadede emekçiye yük oluyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...