01 Temmuz 2016 00:44

Brexit: İngilizler ‘Erdoğan'a hayır’ dedi, halka ‘Emexit’ şart

Brexit: İngilizler ‘Erdoğan'a hayır’ dedi, halka ‘Emexit’ şart

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Saat başı yıllık gündem oluşuyor. Tarihin çarkı olur mu, olursa bu çark bazen hızlı döner mi, onları bilmem ama yaşamın hızı çok artmış, Dünya dengelerinin hızla dönüştüğü kriz yılları içindeyiz. Bu yılın ilk yazısını, bu yılın felaketlerin yaşanacağı bir yıl olacağı, Ortadoğu ve Dünya’nın çok zorlandığı, büyük güçlerin yenişemediği, zarar hanelerinin artmaya başladığı, aralarında paylaşım öncesi son kozların sahaya sürüleceği, Suriye’den, Yemen’den, Libya’dan, Nijer’den, Ukrayna’dan, K.Kore’ye pek çok hesaplaşmanın olacağı, ardından bir dengeleşim sürecinin başlayacağı, sonuçta da devrimlere daha fazla yaklaşacağımız bir yıl olacağını yazmıştım.
Öngördüklerimden de fazlası yaşanıyor.
Örneğin İngiltere’nin AB’den çıkacağını (Brexit) beklemiyordum. İngiltere ve AB böyle bir sonucu bekliyor muydu, ondan da emin değilim. AB’nin dağılmasını biraz daha uzun süreçte öngörüyordum. Bu süreç de hızlanmış durumda.
Brexit’in kime ne etkisi olur denirse AB’nin dağılmasından en çok İngiltere ve ABD zarar görür de en az Almanya etkilenir. Hatta Almanya için Rusya ilişkilerinin önü bile açılmış, Bismark dönemi için fırsatlar çıkmış olabilir. Büyük Prusya Birliği daha gerçekçi ve kârlı olur Almanya için.
Türkiye ise paylaşım süreçlerinden uzak tutulmaya çalışılıyor. Bizim aklı evvellerin de zaten bunu yönetecek basiret ve becerileri yok. Putin’in lafı ile turist ve domates hesabı devam ederse ne âlâ, fazlası külliye iftarlarındaki boş nutuklardan oluşuyor.
Yine de Türkiye’ye de fazla haksızlık etmeyelim. Oyun kurucu olamasa da yıkıcı bir rolü var. Suriye’den sonra İngiltere’yi de dağıttı. Brexit’in ana propaganda konularından biri Türkiye idi. “Türkiye üye olamaz” derken  İngiltere’nin kendisi üyelikten oldu. İngiltere’den “Erdoğan’a hayır” oyu çıktı da bu sonuç Erdoğan’ın tersine mi yoksa işine mi gelir, bunları uzun erimde göreceğiz. Benim ilk kanaatim hem İngiltere’nin hem de AB’nin Türkiye’ye daha muhtaç hale geldiği, referandum sonuçlarının kısa erimde Erdoğan ve Putin’e yarayacağı yönündedir.
Güzel bir yazı T. Timur’dan geldi. Timur’a göre, Fukuyama “tarihin sonunu” getiremez, esas şimdi sosyal sınıflar daha görünür olmaya başladı, Johnson’un mültecilerden kurtulma yönündeki söylemleri gerçekle örtüşmüyor, Roubini gibi bilindik iktisatçılar bu süreçte İngiltere kaybedecek diyorlar (A.Kemal’in torunu ”Brexitçi” Johnson’un geleceğin Başbakanı olabileceği, Kürt siyasal hareketine destek olduğundan Türkiye için hiç de hayırlı sonuçlar doğurmayacağı da söyleniyor).
Bana kalırsa, Brexit sonucu, AB’nin dağılma olmasa da zorlu bir sürece girdiğini, sorunları görme ve çözme basireti yerine birbirlerine veya mültecilere yıkma arayışında olduklarını, dolayısıyla AB için geleceğin pek parlak olmadığını gösteriyor.
Türkiye’ye ve bölgeye etkilerine gelince; AB’nin sıkıntılı bir sürece girmesi, Ortadoğu’nun toparlanması için fırsat olabilirdi, ancak Ortadoğu sosyal, zihni ve teknolojik açıdan AB’den de geri olduğu için bu kez de Rusya veya Çin’in eksenine daha fazla girmek durumunda kalacak. Kendi başına kalırsa da bilim, sanat ve demokratik inisiyatif yerine geriye bol bol din mezhep savaşları yaşanma olasılığı artıyor. Antik Yunan’ın dağılması gibi AB’nin dağılmasının da felsefe ve sanatın yüksek olduğu kölecilikten Roma-Germen köleciliğine doğru daha acıklı sonuçlar yaratma riski taşıyor.
Haftanın gündemi Brexit’ti. O yetmedi Rusya’ya özür, İsrail’le anlaşma geldi. Ne yazık ki bunlar da yetmedi. Cizre’den, Derik’ten Halep’e ölümler sürüyor. Tüm bu yaşananların parçası ve sonucu olarak, bizim kafasızların da cehalet ve yeteneksizlikleri ile göz göre göre İstanbul’daki patlamalar da geldi.
Sadece Hanbeliler (Selefiler) mi yoksa Yahudilik, Hıristiyanlık dahil Sami dinlerinin topu mu üç aşağı beş yukarı şiddeti de, cihadı da, fetihçiliği de, şehitliği de yüceltir, ölümü ve din adına öldürmeyi olumlar, bilemem, ama ortadaki dinciliğin savaşla, emperyalizmle, kapitalizmle iç içe geçmiş kötücüllüğünü görmek zorundayız.
Brexit’ten çıkarak İngilizler kendilerinin de  parçası oldukları kötülükten kurtulmuş olamayacak. Dincileşerek kötülük ve ölümlerden (cihad, fetih vb.) kurtulamayacağız.
Brexit de dincilik-mezhepçilik de çare değil, emexit’i (emperyalizmden çıkışı, doksalardan çıkışı) bizim oluşturmamız gerekiyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...