Özgür Gündem yayın yönetmenliği
Fotoğraf: Envato
Özgür Gündem gazetesinin yayın yönetmenliğini, dayanışma amacıyla birer gün yapan Şebnem Korur Fincancı, Erol Önderoğlu ve Ahmet Nesin, 20 Haziran günü tutuklandılar.
İnsan hakları savunucusu, bilindiği gibi, insan haklarını korumak ve geliştirmek için, bireysel olarak ya da başkalarıyla birlikte çalışan kişi demektir. Tutuklanan arkadaşlar insan hakları savunucusudurlar.
Özgür Gündem’e yönelik, dolayısıyla basın ve ifade özgürlüğüne yönelik baskılara karşı dayanışma amacıyla, şimdiye kadar 49 kişi gönüllü olarak, birer gün genel yayın yönetmenliği görevini üstlendiler. Sırada 100’den fazla gönüllü var.
İnsan hakları örgütleri açısından ve ifade özgürlüğünün ve yargı pratiğinin ne olduğuna ilişkin ise şunlar söylenebilir:
1996 yılında esir askerleri almak için “Kuzey Irak”a gitmişti İHD Genel Başkanı Akın Birdal, Mazlum Der Genel Başkanı İhsan Arslan ve insan hakları savunucuları. Sonra gözaltına alındılar, DGM Savcıları tarafından verilen talimatla.
Bu bir ilkti.
Biz o zaman bu büyük gözdağını anlamıştık.
İHD Genel Başkanı dokunulabilir bir kişi haline getiriliyordu.
Sonra çok acımasız bir şekilde dokundular da.
Suikast ile, kurşunlar ile...
1999 yılında, yani bundan 17 yıl önce, yine böyle haziran günlerinde, hapse yollandı İHD Genel Başkanı. Tutuksuz yargılanıyordu ve hüküm kesinleşmişti. İnfaz için hapishane yolu gösterildi.
Türkiye AB’ye aday ülke falan da değildi.
17 yıl sonra, Sevgili Yavuz Önen’in, TİHV’de 21 haziran günü düzenlenen basın toplantısında işaret ettiği gibi, başka bir ilk yaşandı.
Hüküm olmaksızın, daha soruşturma evresinde, tutuklandı TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı.
Her iki insan hakları örgütünün başkanı da Kürt sorunundan kaynaklı savaş /çatışma ortamı ve ifade özgürlüğü sorunu nedeniyle, özgürlüklerinden yoksun bırakıldılar.
17 yılı bilerek telaffuz ediyoruz. Hep söylenir oldu ya ’90’lı yıllar.
Aralık ’99’da Türkiye AB’ye aday ülke oldu. Nice yasalar değişti: 9 uyum paketi, 70 yasada yüzlerce madde değişikliği, 70 civarında yeni yasa…Bunlar zihniyet değişikliğine yol açmamış belli ki. Bu konu üzerinde çok ciddi düşünmek, tartışmak gerek.
En önemlilerinden birisi de ne biliyor musunuz?
’90’lı yıllardan beter bir yargı pratiği sergileniyor.
Kimsenin hukuki güvenliği yok. Düşünün ’90’lı yıllarda tutuksuz yargılamalara konu olan pek çok eylem, fiil bugün tutuklama ile sonuçlanıyor. Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, adil yargılanma hakkı yok ediliyor.
Şebnem, Erol ve Ahmet arkadaşlar hem kendi hakları olan ifade özgürlüğü için hem de bizim, herkesin özgürlüğü için eylemde bulundular.
Eylemleri neydi? Dayanışma!
İfade özgürlüğü içim, basın özgürlüğü için dayanışma.
Dolaysıyla Terörle Mücadele Yasası açısından bir özel kast aranmak gerekirse ki gerekir -atılı suçlar özel kastı gerektiriyor- bu özel kast, dayanışma olabilir.
Tıpkı, Şanar Yurdatapan’ın öncülüğünde gerçekleşen sivil itaatsizlik eylemlerinde olduğu gibi… İfade özgürlüğü için, yayımlanmış ve suç olduğuna karar verilen yazıların, ifade özgürlüğünü korumak ve ifade özgürlüğüne saygı için tekrar yayımlanması gibi. Hiç katılmadığımız düşüncelerin yayımlanması gibi.
Değerli hak savunucularının bir an önce özgürlüklerine kavuşmaları dileğiyle…
- Sonrası... 22 Haziran 2023 04:20
- İnsan hakları standartları ve değişim 15 Haziran 2023 04:10
- İnsan haklarının korunması sorunu 08 Haziran 2023 04:21
- Yeni bir güne uyanabilmek: Yaşamak! 01 Haziran 2023 04:21
- AYM kararlarına uyum ve uygulama sorunu 25 Mayıs 2023 04:22
- PKK ve ETA'nın savaşı ve aileler 18 Mayıs 2023 04:19
- Yeşil Sol Parti Çankaya'dan: Sekiz paragrafta atılacak devrimci adımlar 11 Mayıs 2023 04:41
- AİHM kararlarına uyum göstermek 04 Mayıs 2023 04:19
- Hukukun üstünlüğü ve demokrasiye saygı ihtiyacı 27 Nisan 2023 04:21
- Devletin savaş harcamaları üzerine 20 Nisan 2023 04:18
- Cumartesi Annelerinin toplanma özgürlüğü, polis ve Anayasa Mahkemesi 13 Nisan 2023 04:01
- Yeni dönem mi? 06 Nisan 2023 04:21