Onurlu bir yaşam
Fotoğraf: Envato
Kendimize dair soruları yeniden, yeniden sormamız, damıtmamız gereken günlerden geçiyoruz. Misal, kimiz biz? İyi insanlar topluluğu mu?
Hekim, Şair Bertolt Brecht faşizmin kol gezdiği yıllarda “İyi adama dair bir iki soru” sormuştu aynı adlı şiirinde ve eklemişti: “Anladık iyisin, / Ama neye yarıyor iyiliğin.” Sahi sadece “iyiysek” neye yarıyor “iyiliğimiz”, değil mi?
Öyle insanlar vardır ki onlarda kendimizden bir parça görmekle kalmaz, kendi olamayışlarımızın da iz düşümünü buluruz. Misal Şebnem Hoca! Yani, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı, Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı. O, kendimize sormaya cesaret edemeyeceğimiz kimi soruların doğru yanıtlarını hayat pratikleri ile bize armağan edenlerdendir.
Paul Eluard, “Asıl Adalet” şiirinde devletlerin olası ceberut yasalarına karşı alternatif kanunlardan bahseder: Sıcak kanun, zorlu kanun, güzel kanun... Şebnem Hoca şimdi tutuklu. Ve insanlık “asıl adalet” için o ve diğer arkadaşları adına enternas-yonal dayanışma içinde.
Düzenin gazetelerine bakacak olursak “iyi” mahkeme binalarında, “iyi” yasalar eşliğinde, “iyi” savcıların talebi ile “iyi” yargıçlar tarafından tutuklandılar, Şebnem Korur Fincancı, Gazeteci, Yazar Ahmet Nesin ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu. Suç iddiası, insan hakları ve basın özgürlüğü bağlamında baskı gören Özgür Gündem gazetesine nöbetçi genel yayın yönetmeni olmak!
Soru ustası B. Brecht’tin şiiri ise yerli yerinde duruyor. Herkesin harcı değildir onun “iyi insana” dair sorularına yaşam pratikleri ile utanılmayacak yanıtlar üretebilmek.
“Anladık dediğin dedik,
Ama dediğin ne?
Doğrusun, söylersin düşündüğünü,
Ama düşündüğün ne?
Yüreklisin,
Kime karşı?
Akıllısın,
Yararı kime?
Gözetmezsin kendi çıkarını,
Peki gözettiğin kimin ki?
Dostluğuna diyecek yok ya,
Dostların kimler?”
B. Brecht’in bu sorularına Şebnem Hoca’nın yaşam pratiği tereddütsüz ve onurlu yanıtlar üreti-yor. Şebnem Hoca salt ülkede değil tüm dünyada, Bosna soykırım toplu mezarlarından Cizre bodrumlarında yakılan insanlığa, Mavi Marmara Gemisi mağdurlarından Gezi sürecine, Bahreyn’den Güney Amerika’ya, Afrika’dan İsrail ve Filistin’e, işkence mağduru Manisalı Çocuklardan Abu Garip’de işkence edilenlere el uzatarak insan hakları mücadelesine uzmanlık alanı adli tıbbın olanaklarını da katıp insanlığa soluk aldıran bir aktivist bilim insanıdır.
Şebnem Hoca’nın emeği, insan hakları alanında yaratıcı pratiği yani “iyiliği” işte buralara kadar ulaşmış!
Çok yerinde bir soru ise başkanı olduğu TİHV tarafından kamuoyu ile paylaşıldı hafta içinde: “Sadece ülkemiz için değil tüm dünya için hayatını işkencenin önlenmesi ve insan hakları ihlallerinin son bulmasına adayan sevgili başkanımız Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’yı tutuklama girişiminin ne anlama geldiğini bili-yor musunuz?”
Biz biliyoruz. Ya onlar? Öğrenecekler elbet!
Sağlıcakla kalın.
- Kelimesini arayan duygular 15 Nisan 2024 04:46
- Yakındaki uzak, uzaktaki yakın: Tıbbın girdabı 08 Nisan 2024 04:40
- Dil ya da dilsizlik 01 Nisan 2024 04:48
- Askeri vesayetten toplumcu hekimliğe 25 Mart 2024 04:45
- 14 Mart halkın da Tıp Bayramı 18 Mart 2024 04:25
- Mahcup eğilimler, insan hakları ve hekimlik 11 Mart 2024 04:40
- Penisilin kokan sokaklar 04 Mart 2024 04:20
- Üvey dilin panzehri çokdillilik 26 Şubat 2024 04:45
- “İnsan dünyadır” 19 Şubat 2024 04:35
- Tabip odalarını ‘güvercinin ruh tedirginliği’ ile sınamak 14 Şubat 2024 04:24
- Her şehir atığı ile malul 07 Şubat 2024 04:10
- Ne sağcılar ne solcu: Sağlık ideolojisi 31 Ocak 2024 04:40