Orlando katliamı
Fotoğraf: Envato
Amerika, Orlando’da en az 50 kişi katledildi. Bir o kadar da ağır yaralı var. Katliamla ilgili haberlerde, daha çok gey bireylerin uğrak yeri olan bir mekanın, katliam mekanı olduğu bilgisi yer aldı.
Türkiye medyasında ise bazı yazılı basın yayın organlarında haberler nefret suçu işlenerek verildi. Sosyal medya ise, ne yazık, nefret suçunun en yoğun biçimde işlendiği platform.
Şu sıralar İstanbul’da LGBTİ’lerin Onur Yürüyüşü gündemde.
LGBTİ’lere haddini bildirmek isteyen magandalar var, çok sayıda ve hemen her yerde.
Bunlar linççi güruhlar.
Peki Orlando benzeri katliam Türkiye’de mümkün mü?
Evet, neden olmasın? Eğer yazılanlara, toplumdaki bazı kabul edilemez yaklaşımlara bakacak olursak, bu tehlikenin varlığını görür, hissederiz.
Mesele, insan olarak bakma meselesi.
“O da ne?” demeyin.
“Nasıl olacak bu ?” demeyin.
Ekli listeye bakın!
Ne demek ekli liste? Bence açık.
Siz insan olarak , medeni ve siyasi haklara, ekonomik, sosyal ve kültürel haklara sahip misiniz?
Hemen- hemen 180’den fazla insan hakkıdır bu.
-Evet, sahibim, ben insanım diyorsunuz değil mi?
Evet haklısınız. Siz sahipsiniz de, LGBTİ’ler de sahip o haklara ve özgürlüklere…
Ne bir eksik , ne bir fazla.
Sizin sahip olduğunuz her hak ve özgürlüğe onlar da sahip!
Ekli listeye bakmak bu demek.
Rosa Lüxemburg’un dediği gibi:
-Özgürlük başkasının özgürlüğüdür.
Yani misal LGBTİ’lerin özgürlüğüdür.
Onlar özgür değilse sen de değilsindir.
Siyahlarla beyazların eşitliğini istemek gibi. Böyle düşün.
Maalesef kendisi dışındakileri aşağı görme, nefret etme, yok etme isteği çok değişik şekillerde tezahür edebiliyor.
Irksal, dinsel, cinsiyetçi, ideolojik, siyasi ayırımcılık kökleşiyor ve insanların hayatını tehdit ediyor.
Muhammed Ali’nin ölümü üzerine yoğun bir şekilde tartışılmaktaydı bu konular.
Savaş ve militarist anlayış karşısında Ali’nin savaşı ve ırkçılığı reddeden eşitlikçi ve vicdani retçi yaklaşımı ve tutum alışı herkese ilham veriyor ve bir daha düşünmeye davet ediyordu.
Hepimizi davet ediyordu.
Neredeyse 50 yıl önce ve ülkesi savaştayken, askere gitmeyi reddetmişti.
Şan şöhret, para, spor geleceği, her şeyi tehlikeye girmişti. Bu bir irade mücadelesiydi.
Orlando’da ne diyor, dünyanın her yerindeki bu tür kafalar?
-Sen kendin olamazsın!
Halbuki neysen osun değil mi?
Aşağılama, nefret üzerinden herkese saldırılıyor. Farklılığı olağan gören herkese saldırıyorlar.
LGBTİ’den başlıyorlar:
-Bizim gibi olacaksın, ya da öyle görüneceksin, sen sen olduğunu söylemeyecek yansıtamayacaksın. Şöyle giyecek, şöyle yürüyecek, şöyle kahkaha atacak, şöyle konuşacaksın diyorlar.
Şöyle inanıp, şöyle düşünecek ve şöyle ifade edeceksin diyorlar.
Kime diyorlar? Biz zannediyoruz ki, sadece gey ve lezbiyen, trans insanlara diyorlar.
Bence artık uyanalım.
LGBTİ’lerle birlikte, LGBTİ olmayanlara da diyorlar. LGBTİ insanlar üzerinden size de mesaj veriyorlar. Nasıl bir dikta oluşumu yaratmak istiyorlar, görüyor musunuz?
Sevgili okuyucularım, Orlando Katliamı ve onur yürüyüşüne savrulan tehditler vesilesiyle bir kez daha düşündüğüm ve çok endişelendiğim konu budur.
- Sonrası... 22 Haziran 2023 04:20
- İnsan hakları standartları ve değişim 15 Haziran 2023 04:10
- İnsan haklarının korunması sorunu 08 Haziran 2023 04:21
- Yeni bir güne uyanabilmek: Yaşamak! 01 Haziran 2023 04:21
- AYM kararlarına uyum ve uygulama sorunu 25 Mayıs 2023 04:22
- PKK ve ETA'nın savaşı ve aileler 18 Mayıs 2023 04:19
- Yeşil Sol Parti Çankaya'dan: Sekiz paragrafta atılacak devrimci adımlar 11 Mayıs 2023 04:41
- AİHM kararlarına uyum göstermek 04 Mayıs 2023 04:19
- Hukukun üstünlüğü ve demokrasiye saygı ihtiyacı 27 Nisan 2023 04:21
- Devletin savaş harcamaları üzerine 20 Nisan 2023 04:18
- Cumartesi Annelerinin toplanma özgürlüğü, polis ve Anayasa Mahkemesi 13 Nisan 2023 04:01
- Yeni dönem mi? 06 Nisan 2023 04:21