10 Haziran 2011 12:29

Oylar Bloka!

Oylar Bloka!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yarın artık seçim günü! Meydanlarda söylenenler oya dökülecek, halkın meydanlarda söylenen türlü çeşitli yalandan hangisine daha çok inandığı partilerin aldığı oy oranlarıyla ifade edilecek.
Herhalde bu seçimin en karakteristik özelliklerinden birisi, “basının durumu”dur. Bu “durum”, bir yandan basının (yazılı ve görsel) bütün seçim kampanyasını AKP başta olmak üzere mecliste milletvekili olan üç sermaye partisi etrafındaki faaliyet olarak gösterirken; hükümet ve başbakan karşısında ise tam bir teslimiyet sergilemesidir.  
Daha “basılmamış kitapların toplatılması”, gazetecilerin sorgusuz sualsız tutuklanması ve ünlü birçok gazetecinin Başbakanın işaretiyle, işlerinden, mevkilerinde olması, basın patronlarının köşeye sıkıştırılmasıyla birleşince, siyaset erbabı karşısında aslan kesilin gazetecilerin kediye döndüğüne tanık olduk.
Son günlerde Başbakan kanal kanal geziyor. Ve o ünlü, burnundan kıl aldırmayan “duayen” gazeteciler, başbakan karşısında tir tir titriyorlar. Bunu da bütün halk izliyor. Sanki görevleri gerçeklerin öğrenilmesi için “uygun soruları sormak” değil de Başbakana “çanak sorular sormak”mış gibi davranıyorlar. Hele “vücut dilleri!” İnsan onları izlerken sadece gazetecilik adına değil insanlık adına utanç duyuyor!
AKP, CHP ve MHP; yüzde 10 barajının korunmasıyla, milyonlarca liralık hazine yardımıyla; TV ve gazetelerin yanlı tutumu yanı sıra ilan ve reklâm sayfalarını, bilbordları devasa maddi imkânlarını kullanarak, adil olmayan bir seçim yarışıyla sandığa kadar geldiler.
Bütün bu odaklar içinde; haksızlıklara uğrayarak, saldırıları püskürterek, önündeki barikatları bir bir aşarak, tabiri caizse bu yarışta bileğinin hakkıyla seçim sandığına gelebilen siyasi odak Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku’dur.
Bu seçim, herhalde Cumhuriyet tarihinin din istismarcılığın en pervasız yapıldığı seçimidir. Ve bu pervasızlığın en çığırından çıkmış hali de BDP ve Blok adaylarına karşı kullanıldı. BDP’yi “İslam ve din düşmanlığı” ile suçlamaya özen gösterdikten sonra, meydanlarda Başbakanın seçimle ilgili son sözleri; “Ben Olsam Öcalan’ı idam ederdim”, “Beni iktidarda kaldıkça Öcalan İmralı’da yatmaya devam edecek” biçiminde olmuştur. Sadece Başbakan da değil. Yargıtay bile, YSK’nın Blokun milletvekili adaylarını veto etmesi gibi, Blokun adayı Hatip Dicle’nin cezasını onaylayarak milletvekili seçilmesini önleme amaçlı bir hamle yapmıştır!
Bugün bu son seçim yazısında şunu söyleyebiliriz ki, Başbakan kendi seçim stratejisini 367’nin üstünde milletvekili çıkarma ve Anayasa’yı kimseye ihtiyaç duymadan “yazma” amacına göre kurmuştur. Bu stratejinin pratik hedefi MHP’yi barajın altında bırakma ve BDP’yi dağıtıp etkisizleştirmeydi.(*) Ancak AKP’nin bu hedefine varması, her halükârda çok zor görünüyor.
Kaldı ki, bugün AKP kaç milletvekili çıkarırsa çıkarsın; isterse oyların 50-60’nı alsın, ülke sorunlarının çözümünü engelleyecek ve Türkiye’nin demokratikleşmesinin önünü kesecek bir “anayasa yazma” gücünü bulamayacaktır. Çünkü AKP, dokuz yıllık iktidarı boyunca ülkenin dinamik güçleriyle karşı karşıya gelmiş; Kürt sorunu, laisizm, çevre sorunu, kadın ve gençlik yığınlarının talepleri, işçilerin, emekçilerin istekleri, işsizlik ve yoksullukla mücadele gibi ülkenin başlıca sorunlarında AKP tıkanmıştır. Tersine AKP, bu sorunların yeniden üreticisi bir güç haline gelmiştir. Bu yüzden de bu sorunları az çok çözüm yoluna sokma AKP’yi yenilgiye uğratmayla birleşmiştir.
AKP’nin izlediği ve uluslararası sermayenin çıkarına göre işleyen ekonomik sistemin de bir tıkanma aşamasına gelmesi ve her an patlayacak bir bombaya dönüşmüş olması bu acil taleplerin çözüm dayatmasıyla birleşince, AKP’nin seçimden alacağı gücün büyüklüğü sadece bu sorunların önündeki engelin büyümesi anlamına gelmektedir.
Kısacası 12 Haziran seçiminde sandıktan çıkabilecek en önemli sonuç, Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun adaylarının seçimden başarıyla çıkması, Blok oylarının mümkün olan en yüksek düzeyde çıkması olacaktır. Çünkü ülke sorunlarının emek ve demokrasiden yana çözümünde ve AKP karşında gerçek bir ağırlık oluşturmayı başaracak tek güç Blok’tur.
Bu nedenle oylar Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku’na!
(*) Anketler MHP’nin barajın altında kalmayacağını gösteriyor. Ancak yine de kesin bir sonuç için yarın akşamı
beklemek gerek.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa