10 Haziran 2016 01:00

Tahkimat güçlendiriliyor

Tahkimat güçlendiriliyor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ülkenin sahip olduğu iç sorunların askeri ve polisiye yöntemlerle “çözülmesindeki” ısrar sürerken, şiddeti kullanmayı sınırsızca genişleten yeni yasal düzenlemelerin yapılması da gündeme geliyor. Bugünlerde gündeme getirilen yasal düzenlemeler ordunun iç güvenlikle ilgili yetkilerinin artırılmasını içeriyor. Hatırlanacağı gibi ordu Kürt illerinde devreye sokulmuş, tankıyla, topuyla operasyonlara dahil olmuştu. Ancak bunun yasal zemini tartışma konusu oldu ve bu tartışmayı, boşluğu ortadan kaldırılacak gerici yasal düzenlemeler Genelkurmay tarafından sürekli talep edildi. Yani “fiili durumun” yasalaştırılması isteniyordu.
Yapılacak yasal düzenlemeler ile ordunun “iç güvenlik harekatlarında” kullanılması sağlanıyor ve bunun için Bakanlar Kurulunu’nun yetki vermesi yeterli oluyor. Yerel komutanlar kendi başlarına her türlü kararı alacaklar ve örneğin aramalar için mahkeme kararları gerekmeyecek! Kararlar arkadan gelecek! Bütün bunlar olurken yasadışı olduğu iddia edilen işler olursa, Başbakan’ın izni olmadan savcılar harekete geçemeyecek vb. Bir süre önce MİT’in ithal ettiği silahların kaydının yapılmayacağı da karar altına alınmıştı. Peki ama bütün bu tahkimata neden ihtiyaç duyuluyor?
Bütün bu gerici, faşist karar ve uygulamaların ülkenin demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren güçlerini bastırmak ve sindirmek için gündeme getirildiği açıktır. Yakın tarihte ordunun vesayeti üzerine epeyce bir tartışmanın yapıldığı hatırlardadır. Ancak bugün orduya verilen, verilmek istenen yetkiler geçmiş dönemleri epeyce aşmış durumdadır. Bütün bu yetkilerin tek adam diktatörlüğüne geçiş için kullanılacağından hiç kuşku bulunmamaktadır.
Son yıllarda Erdoğan ve ordu komutanları arasında özellikle Kürt Sorunu konusunda tam bir mutabaka varılmış, devletin sivil üst bürokrasisi de bu mutabakada dahil edilmişti. MHP’de bu sürece tam destek veriyor ve CHP üst yönetimi de gerektikçe desteğini sunuyor. Yargının başındakiler artık tek adamın ardındaki şakşakçılar pozisyonundalar. Tak söylenme, şak yapılma işleri geçmiş dönemlere rahmet okutacak bir hız ve etkinlikle yerine getiriliyor. Erdoğan dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin Meclis kararını da onaylamış durumda.
Ancak bütün gecileşme, faşistleştirme adımlarına karşın ülkenin temel sorunlarında –ki bunun başta geleni Kürt Sorunu’dur- çözüme yönelik tek adım atılmamaktadır. “Çözüm” için atılan adımlar ise yaşanan olayların kanıtladığı gibi şiddet ve terörle Kürt halkının taleplerinin bastırılmaya çalışılmasıdır. Bu şiddet ve terörün ters tepeceği, şiddeti ve terörü yaygınlaştırıp uygulayanları da vuracağını yaşanan olaylar açık bir biçimde kanıtlamaktadır. Artık ülkenin her tarafı bombaların patladığı bir savaş alanına dönüşmüş durumdadır.
Sorunun kaynağında ne olduğu bilinmez değildir. Kürt Sorunu’nun kan ve terörle “çözülmesindeki” ısrar bugünkü tabloyu ortaya çıkarmış durumdadır. Ama bu ısrarın bugüne kadar bir çözüm getirmediğini ve getiremeyeceğin bütün bir cumhuriyet tarihi açıkça kanıtlamaktadır. Ezilen ve en doğal hakları inkar edilen bir halkın baskı ve teröre boyun eğmesi beklenemez. Üstelik bu halk ulusal uyanışını gerçekleştirmiş bulunuyor ve artık kölece yaşamına bir son vermek istiyor. Olayların kesin olarak kanıtladığı gerçek şudur ki, siyasi demokrasi ve özgürlük sorunları çözülmeden bugün yaşanmakta olan ortamdan çıkılması olanaklı değildir.
Ülkeyi yönetenlerin tüm devlet gücünü sınırsızca harekete geçirerek ve daha da yıkıcı hale getirerek sürdürdükleri bu şiddet kampanyası Kürtlerle birlikte ülkenin demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren güçlerini, ekonomik ve sosyal haklar için girdikleri mücadeleleri engellenen işçi ve emekçilerini doğrudan vurmaktadır. Bu güçlerin birleşik bir mücadele hattında bir araya gelmesi her geçen gün daha fazla acilleşiyor.   

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...