Ortadoğu'ya bak, Afrika'yı gör!
Fotoğraf: Envato
‘Yeni Osmanlıcılık’ sosuna bulandırılmış Bölgesel liderlik hevesinden geriye ne kaldı?
Türk burjuvazisinin en gerici kesimlerinin saldırgan-yayılmacı emellerinin ifadesi olarak bütün Bölge’ye hükmetme sevdasıyla çıkılan yolda iktidar, şimdi kendi sınırlarını koruma derdine düşmüş durumda. Bir yandan Suriye ve Rojava’ya müdahale politikası için desteklenen IŞİD artık sınır güvenliğini tehdit ediyor. Öte yandan Kürt sorununu savaş politikalarıyla çözme arayışının bir sonucu olarak bir iç soruna dönüştürülen Rojava/PYD’nin iktidarın en büyük korkusu haline gelmesi var.
Şimdi artık ne Davutoğlu var, ne de ‘stratejik derinlik’!
Bölge’de (Ortadoğu) başarısızlığa uğrayan AKP-Erdoğan rejimi, son dönemlerde dikkatini Afrika’ya yöneltmiş durumda.
“Neden Afrika?” sorusuna verilebilecek en kestirme cevap, Ortadoğu’da umduğunu bulamayan açgözlü burjuvazisinin yeniden paylaşım mücadelesinin kızıştığı Afrika’da pastadan pay alma hevesi ve iyice yalnızlaşan iktidarın kendine yeni siyasi ortaklar/dayanaklar yaratmak istemesidir. O yüzden Mart ayında Batı Afrika’da Fildişi Sahili, Gana, Nijerya ve Ekvator Ginesi’ne giden Erdoğan, geçtiğimiz haftada Doğu Afrika’da Uganda ile başlayıp Kenya ve Somali ile devam eden bir ziyaret gerçekleştirdi.
Erdoğan’ın “gezi”sine katılan sermaye temsilcilerinden Türk Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün, yılda ortalama 30 milyar doları bulan yurtdışı müteahhitlik (inşaat) sektörünün son 1-2 yılda pazar kaybedip çok aşağılara indiğini ve Afrika ülkelerinin kendileri için çıkış olabileceğini söylüyor mesela.
“Darfur kasabı” olarak bilinen Sudan diktatörü el Beşir ve Uganda’nın 30 yıllık diktatörü Museveni gibi siyasi ortaklar ise zaten adına “Türk tipi başkanlık” dediği bir dikta rejimi kurma yolunda emin adımlarla ilerleyen Erdoğan için biçilmiş kaftan!
Elbette Türkiye’nin Afrika’ya ilgisi yeni değil. AKP’nin Ortadoğu’ya açıldığı dönem, özellikle Müslüman ülkelerden başlayarak Afrika’da da yeni arayışlar başlamıştı. Erdoğan’ın 2005 yılını “Afrika yılı” ilan etmesinin ardından 12 olan büyükelçilik sayısı bugün 39’a çıktı. Somali ziyaretinde Mogadişu’da “Büyükelçilik Külliyesi” açılışı yapan Erdoğan, “hedefimiz 54 Afrika ülkesinin tamamında büyükelçilik açmak” diyor. Yine THY’nin 2008 yılına kadar Sahra Altı Afrika olarak adlandırılanArap ülkelerinin yer aldığı Kuzey Afrika’nın dışındaki Afrika ülkelerine sadece 4 şehre uçuşu varken, şimdi bu sayı 28 ülke ve 42 noktaya çıktı. Tabi bu hızlı ‘açılım’da örtülü ödenekten aldığı pay bilinmeyen Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı’nın (TİKA) ve yine Suriye savaşı sürecindeki “hizmet”lerinden tanıdığımız İHH gibi örgütlerin çabalarını da not etmek gerekiyor!
Erdoğan’ın Afrika ziyareti ile ilgili CNBC-e Afrika’ya verdiği röportajında en dikkat çekici nokta, “İslam’la terörün yan yana getirilemeyeceği” açıklaması oldu. Bu açıklama dikkat çekici çünkü Afrika son dönemlerde artan bir şekilde Boko Haram, el Şebab gibi el Kaide’nin farklı kolları ve IŞİD gibi radikal İslamcı terör örgütlerinin hedefinde bulunuyor. Biz söyleyenlerin yalancısıyız ama geçtiğimiz dönemde THY’nin bu terör örgütlerinden bazılarına silah taşıdığı iddiaları da gündeme gelmedi değil!
Elbette Afrika’ya ilgi gösteren ülkeler Türkiye’den ibaret değil. ABD, Fransa ve İngiltere’nin onlarca askeri üslerinin ve ciddi ekonomik-siyasi ilişkilerinin bulunduğu kara kıtaya Çin’in yanı sıra Hindistan, İran, Brezilya gibi kendilerine pazar arayan “gelişmekte” olan ülkelerin de yoğun ‘ilgisi’ var. Türkiye’nin Afrika’nın Sahra Altı ülkeleriyle ticareti, son yıllarda 6 kat artarak 8-9 milyar dolara çıkmış durumda. Ancak Türkiye’nin emperyalist güçler arasında rekabetin kızıştığı koşullarda Afrika pazarında belirleyici bir konuma gelme şansı olmadığını söylemeye gerek yok. Üstelik bu büyük artışa rağmen Afrika ticareti, sadece Rusya ile yapılan ve 2014’te 30 milyar doları aşan ticaretin üçte biri bile etmiyor.
Sonuç olarak Ortadoğu’nun hemen yanı başında duran Afrika’da paylaşım mücadelesinin kızışmasıyla eş zamanlı tırmanan/tırmandırılan İslamcı terör ve Türkiye’nin de içinde yer aldığı ülkelerin askeri üs kurma yarışına girmesi, Afrika’yı zor günlerin beklediğini gösteriyor.Tabii, AKP-Erdoğan rejiminin Afrika’ya artan ilgisinin orada yaşayan halklar için pek hayra alamet olmadığını söylemek için öyle uzağa gitmeye gerek yok. Ortadoğu’ya bak, Afrika’yı gör!
- İran’ın İsrail’e yanıtı ve bölgesel savaş tehdidi 15 Nisan 2024 17:20
- Mavi Marmara'dan ters kelepçeye! 09 Nisan 2024 07:00
- Van ve yeni dönemin test sürüşü! 05 Nisan 2024 04:55
- Topal ördek! 02 Nisan 2024 05:00
- 31 Mart seçimleri ve Kürt sorunu 29 Mart 2024 04:30
- Moskova saldırısı ve Rusya’nın ‘savaş’ ilanı! 26 Mart 2024 07:58
- Kürt sorununda yeni hesaplar ve Newroz 21 Mart 2024 05:40
- İktidarın HÜDA PAR hesabı 19 Mart 2024 04:45
- Müstemlekecilik ve “Güneydoğu’yu uçurmak”! 15 Mart 2024 04:44
- Fidan’ın ziyareti ve ABD’nin araladığı kapı 12 Mart 2024 05:00
- Gazze’deki ateş ve Yusuf Kaplan’ın mumu-2 08 Mart 2024 04:40
- Gazze’deki ateş ve Yusuf Kaplan’ın mumu-1 05 Mart 2024 05:00