05 Haziran 2016 01:00

İnsanlığa karşı suç

İnsanlığa karşı suç

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Sadece bizim gezegenimizde bildiğimiz milyonlarca canlı türü var. Her türün çoğalması yani özelliklerini sonraki kuşağa aktararak varlığını sürdürmesi, dişideki yumurtanın erildeki spermle karşılaşıp, birleşip, döllenmeleriyle başlayan bir sürecin başarıyla sonuçlanmasına bağlıdır. Başarıdan kasıt, döllenme sonucu o türden bir bireyin varlık kazanmasıdır. Döllenme cinsel birleşmeyle, cinsel birleşme olmaksızın, vücut içinde, vücut dışında gerçekleşebilir; döllenme sonrası süreç vücut içinde, vücut dışında gelişebilir. Milyonlarca türden her biri değişen dış dünya koşullarına uyum sağlayabilir, kendi için tehlike oluşturan tüm etkenlere karşı koyabilme ya da yok onları edebilme becerileri geliştirebilir ve döllenme -türün yeni bireyinin oluşumu- yeni bireyin var olması süreçlerini başarıyla işletebilirse gezegenimizdeki varlığını sürdürmeye devam eder, sönümlenip yok olmaz.
İnsan milyonlarca türden sadece biridir ve biyolojik olarak türümüz bireylerinin ‘üreme’ süreçleri diğer türlerinkinden özde farklı değildir. Fark, insanın üreme sürecine geliştirici ya da sonlandırıcı müdahalelerde bulunabilmesindedir. Kadının yumurtası ve erkeğin spermi örneğin deri hücresinden üreme hücreleri üretilerek karşılanabilir, üreme hücreleri vücut dışında, laboratuar ortamında döllendirilebilir; döllenme sonucu gelişen embriyonun, yumurtasını veren kadının ya da bir başka kadının vücuduna, deri hücrelerinden elde edilmiş üreme hücrelerinin döllenmesinden elde edilen embriyonun herhangi bir kadının vücuduna transferiyle ceninin gelişip türün bireyi olarak doğarak kişilik kazanacağı süreç başlar. Dahası, ileride döllenmenin kendisi gibi döllenmiş embriyonun gelişerek türün bireyi olarak varlık kazanması sürecinin de vücut dışında, laboratuarda tasarımlanmış rahim ortamında gelişeceği ileri sürülüyor.
Milyonlarca türün her birinin ‘üreme’ süreci özde aynı; ancak insan söz konusu oldu mu bu sürece türlü çeşitli anlamlar veriliyor: İnsanın üremesine insan müdahalesi tartışılıyor; müdahale olumlanıyor, olumsuzlanıyor, koşula bağlı olumlanıyor, reddediliyor, yasaklanıyor. Yasaklar üreme sürecini, ama sadece insanın, yani hepsininki özde aynı da olsa milyonlarca türden yalnız bir tanesinin üreme süreci kutsallaştırılıyor.
Kürtajı, yani kadının vücudunda o kadının yumurtası ve eşi olsun olmasın, bir erkeğin spermiyle döllenmiş ve rahme tutunmuş embriyonun tutunduğu yerden sökülerek rahim dışına atılmasını ele alalım.
‘Doğada hiçbir türde kürtaj yoktur’ der, insanın doğaya müdahalesinin bir uygulaması olarak gördüğünüz kürtaja karşı çıkarsınız. ‘Doğa hakları’ ve ‘insan hakları’, doğanın insana müdahalesi ve insanın doğaya müdahalesi, insanın kendine müdahalesi tartışması keyif veriyorsa, konuyu enine boyuna tartışırsınız, kimseye zarar gelmez.
Kürtaj dini inançlarınıza aykırı düşer, kürtaj yaptıranları, yapanları, yapılmasını onaylayanları, savunanları günahlarına mahkum eder her kadını kürtaj yaptırmamaya ikna etmek için yazar, konuşur, konferanslar verir, eğitimler düzenlersiniz. Aksine savunanlara da aynı olanaklar sağlanmışsa ve yasaklar öngörülmeksizin karar kadına bırakılmışsa gene kimseye zarar gelmez.
Tıp alimi, biyoloji, genetik araştırmacısı, bilim insanı olursunuz ve kürtaja karşı çıkarsınız, konu bilimsel alanda tartışılır, kimseye zarar gelmez.
Siyaset alanında konuya siyasi boyutlarıyla yaklaşır, iktidar üyesi olarak bilim insanı da olsa
kimsenin insanın üreme sürecine müdahalesini destekleyecek araştırma projelerini, sağlık yatırımlarını desteklemeyeceğinizi ilan edersiniz, başkalarının desteklemesine karışmadıkça siyasi tartışmanın göbeğinde olursunuz, kimseye zarar gelmez.
Ama, tıp bilim insanı yönünüzle, dini inançlarınız gereği, bakan sıfatınızın ağırlıyla ve iktidar partisinin gücüne dayanarak kürtajı yasaklamaya girişirseniz ve de hiç önünü ardını düşünmeden kürtajı hukuk alanında ‘insanlığa karşı suç’ ilan ederseniz, zararı büyük olur. Ve ben sizin siyasetçi olmanıza karşın ‘suç’ kavramının anlamını bilmediğinizi,  kürtajı ‘insanlığa karşı suç’ kategorisinde tasnif etmekle, eğer başka bir art niyet yoksa, bilgisizliğin en üst düzeyine yerleştiğinizi ileri sürerim.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...