Yine fiili durum
Fotoğraf: Envato
Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay başkanlarının Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte Rize’de çay toplaması tartışmaları hâlâ sürüyor.
Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, yargının da Cumhurbaşkanına bağlı olması nedeniyle yüksek yargı organlarının başkanlarının Cumhurbaşkanı ile Rize’de çay toplamalarının ve Kırşehir’de muhalefeti eleştirdiğinde alkışlamalarının eleştirilemeyeceğini söyledi. Daha sonra çeşitli çevrelerden gelen eleştiriler karşısında ifadesinin yanlış olduğunu, “Yargının Cumhurbaşkanına bağlı değil ilgili olduğunu söylemek istedim” dedi. İlgili ne demekse?
Aslında, Numan Kurtulmuş ilk söylediği söze inanıyordu. Tıpkı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan gibi. Zaten Erdoğan bir süre önce yine yargı ile ilgili bir konuşmasında kendinin yargının da başkanı olduğunu söylemişti.
Anlaşılan odur ki; Numan Kurtulmuş da, Tayyip Erdoğan da Anayasayı yeterince kavramamışlar. Kuvvetler ayrılığı ilkesinden de bihaberler. Zaten, kuvvetler ayrılığı sözünü de Erdoğan hiç sevmiyor. Kuvvetlerin birliğini arzuladığını daha önce açıklamıştı.
Cumhurbaşkanı Türkiye’deki mevcut sisteme ve tabii ki Anayasa’ya göre yürütmenin sembolik başıdır. Yürütmenin gerçek başı başbakandır. Cumhurbaşkanı yürütmenin, yargının ve yasamanın başı değildir. Yürütmenin de gerçek başı değildir. Çünkü, o durumda sorumluluğu olması gerekir icraatlarından ötürü. Yani, Yüce Divan’a çıkarılıp yargılanabilmesi gerekir. Oysa, cumhurbaşkanı icraatlarından ötürü yargılanamaz. Türkiye’deki gibi sistemlerde, örneğin Almanya’da cumhurbaşkanının sadece bir temsil kabiliyeti vardır. Bizde, cumhurbaşkanının yetkileri 12 Eylül Darbesi’nden sonra yapılan 82 Anayasası ile arttırılmıştır. Bunlar, cumhurbaşkanının YÖK, HSYK, Anayasa Mahkemesi vb. kurumlara üye ataması şeklindedir. Cumhurbaşkanının tarafsız olacağı sanılarak bu kurumların üyelerinin çoğunluğunun iktidar partisi yanlısı olmaması için cumhurbaşkanına bu yetkiler verilmiştir. Sistem cumhurbaşkanını TBMM’nin seçeceğini dizayn ettiği için, TBMM’deki iktidar ve muhalefet partilerinin üzerinde anlaşabilecekleri tarafsız bir cumhurbaşkanının denge unsuru olacağı düşünülerek; YÖK, HSYK, Anayasa Mahkemesi gibi kurumların çoğunluğunun iktidar partisi yanlısı olmamasının sağlanacağı ve böylece iktidarın gücünün sınırlanabileceği hesaplanmıştır.
1982 Anayasası ve mevcut sistem Tayyip Erdoğan’ın kendini fiili başkan ilan etmesi ile bozulmuştur. Şu anda, 82 Anayasası’nın hükümleri değil, fiili başkanlık sistemi yürürlüktedir. Tabii ki, fiili başkanlık sisteminde, Erdoğan’ın açıkladığı gibi; yürütme, yargı ve yasama Erdoğan’a bağlıdır.Dervişin fikri neyse zikri odur misali, Erdoğan ve Kurtulmuş yargının bağımlılığı ile ilgili olarak fikirlerini zikretmişlerdir.
- Şaşkın ördek 23 Nisan 2024 04:32
- Barış ne zaman gelecek? 16 Nisan 2024 04:47
- Sosyalistlerin seçim çalışması nasıl olmalıdır? 09 Nisan 2024 04:42
- Seçim dersleri 02 Nisan 2024 04:47
- Moskova katliamı 26 Mart 2024 05:38
- Büyük Birader bizi gözetliyor 19 Mart 2024 04:39
- Küçülemeyen devlet 12 Mart 2024 04:52
- Etkisiz hale getirmek 05 Mart 2024 04:48
- Her şey rant için 27 Şubat 2024 08:49
- Hem yasa koyucu hem yürütücü hem de hakim 20 Şubat 2024 04:48
- İşkenceyi ve işkenceciyi aklamak 13 Şubat 2024 04:40
- Böyle demokrasi olmaz 06 Şubat 2024 04:46