23 Mayıs 2016 00:58

AKP’nin, bütün ipleri Erdoğan’a verme kongresi

AKP’nin, bütün ipleri Erdoğan’a verme kongresi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Dün AKP’nin 2. Olağanüstü Genel Kongresi yapıldı. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım AKP’nin Genel Başkanı seçildi. Büyük olasılıkla da siz bu satırları okuduğunuzda Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından “hükümeti kurmakla görevlendirilmiş” olacaktır.

Burada kullandığımız, “genel başkanlığa seçildi”, “Hükümeti kurmakla görevlendirildi”, gibi ifadeler, ya da “Başbakan Binali Yılıdırım olacak” gibi nitelemeler tamamen ağız alışkanlığıdır.

Gerçekte ise artık bildiğimiz anlamda bir “AKP Başkanlığı”, bir “Başbakanlık”, hatta “bakanlık” artık yoktur. Tersine bir “Cumhurbaşkanı”, “fiili başkan”, “AKP’nin doğal ve kurucu lideri”, “ilahi güçlere sahip” Erdoğan vardır, bir de onun emirlerini partinin ve devletin mekanizmalarına taşıyarak hayata geçirilmesinin yasal sorumluluğunu taşıyan sekreterleri, “diğerleri”, “faniler” vardır.

ERDOĞAN’A TAM BİAT KONGRESİ

Kongrenin ana vurgusu; “AK Parti’nin tek lideri vardır o da Recep Tayyip Erdoğan”dır idi. Böylece, bundan böyle partinin başına gelecekler, örneğin Davutoğlu’nun, “Kurucu liderimiz Erdoğan’dır, ama partinin lideri de benim” demesi
gibi liderlik iddiaları yasaklanmış oldu. Nitekim Kongre’nin Başkanı olan Bekir Bozdağ, kongre divanından “AK Parti Erdoğan’ın partisidir” diyerek bunu açıkça ilan etmiştir.

Davutoğlu ise, beklenenin tersine “profili düşük olmayan” bir konuşma yaptı. Partiye bağlılığına özellikle vurgu yapan Davutoğlu, kongrenin havasına hakim olan “Erdoğan’a biat”, onu “tek lider”, “doğal lider” olarak gösterme tutumuna bağlanmamaya özellikle özen gösterdi. Eğer Davutoğlu bu konuşmayı “tarihe not düşmek” için yapmamışsa, AKP içinde bir muhalefet için fırsat kollayacağını, kongre huzurunda ilan etmiş oldu.

Davutoğlu’nun yerine geçirilen Binali Yıldırım’ın neden tercih edildiği de kongredeki konuşmasıyla bir kez daha açığa çıktı. Sorun sadece konuşurken sesin kısılması değildi. “Düşük profilli” bile denilemeyecek ve bugüne kadar “yerli ve milli”likten, kan, bayrak, millet,... laflarından başlayarak, Erdoğan’ın söyleye söyleye çürüttüğü ne varsa onu yüksek sesle “yeniymiş” gibi  tekrarlamasına sanki kendi sesi de itiraz etti ve konuşma “sesin kısılması”nın da yardımıyla herhalde kısa kesildi!

ARTIK AKP’NİN BAŞI DA HÜKÜMETİN BAŞI DA ‘SARAY’DADIR!

Bu kongreyle birlikte, Binali Yıldırım dün AKP’nin Genel Başkanı olmuştur; bugün de “hükümeti kurmak”la görevlendirilecektir ama bakanlar kurulu listesi çoktan beri Erdoğan’ın cebindedir. Dahası Hükümet Programı da çoktan hazırlanmıştır ve muhtemeldir ki, eğer bugün olmazsa yarın da Hükümet Programı’nın Meclise sunulacağı belirtilmektedir. Bu da ne bakanların ne de Hükümet Programı’nın Binali Yıldırım’ın tarafından hazırlanmadığının apaçık ilan edilmesidir. Bunun Yıldırım’a daha göreve başlamadan “had bildirmek” için yapılmış olma ihtimali de kuvvetlidir.

MKYK listesinin de Erdoğan tarafından hazırlandığına kuşku yoktur. Ve oluşturulan listenin parti içine bir operasyon karakteri taşıdığı, az çok “profil sahibi” kişilerin dışlandığı da ortaya çıkmıştır. (*)

Bu yüzden “Kutlu Yürüyüşe Devam” sloganıyla toplanan AKP Genel Kongresi, partinin bütün yönetimini, dolayısıyla da hükümetin bütün yetkilerini Erdoğan’a devretme kongresi olmuştur. Bunun ötesindeki her iddia teferruata dairdir.
Nitekim AKP sözcüleri bu durumu; “Hükümetin icracı” bir heyet olacağı, politika merkezinin ise AKP MKYK olacağını açıkça söylemektedirler. Ki, bunun anlamı; hem partinin hem de hükümetin gerçek başkanının Erdoğan olacağı, tüzüklerde ve yasalardaki genel başkanlık ve başbakanlık makamlarının tamamen göstermelik hale geldiğidir.

Bu kongreyle birlikte Başbakanlık ve AKP Genel Başkanlık makamı tamamen göstermelik hale getirilmiştir.
Artık Erdoğan sadece AKP’nin “Kurucu genel başkanı” ve “Doğal lideri” değil, fiilen de AKP’nin genel başkanıdır!
Artık Erdoğan sadece Hükümetin “anayasal” ifadeyle protokol olarak başı değil fiilen de başıdır, asli başıdır. Dolayısıyla bundan böyle Hükümet toplantılarının Saray’da yapılması, Çankaya’nın bir sekreterler çalışma ofisi olarak işlev görmesi kaçınılmaz görünmektedir.

‘PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI’NA GEÇİŞ ADIMI

AKP’nin 2. Olağanüstü Kongresi’nin ilk konuşmasını, gönderdiği mesajla Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptı ve AKP’nin yeni yönetiminin önüne ilk görev olarak “Anayasa değişikliğini” koydu. Diğer AKP sözcülerinin belirttiği, “Partili Cumhurbaşkanlığı” için yapılması gereken anayasa değişikliği göreviydi.

Böylece AKP’nin yeni yönetimi MHP ile (belki de CHP içindeki bazı vekillerle de) anlaşarak Meclisten “Partili Cumhurbaşkanlığı” için anayasa değişikliğini geçirmeyi amaçlayacaktır. Bu yüzden de AKP Kongresi, “başkanlık sistemine geçişte geçici bir durak” olarak görülen “Partili Cumhurbaşkanlığı” seçeneğine geçişin adımı olarak da görünmektedir. Ki, bu “tek parti tek lider” rejimine giden somut bur adım olacaktır.

Bu da AKP’nin 2. Olağanüstü Kongresi’ni siyasi tarihe, “Tek parti tek lider rejimine” geçiş kongresi olarak geçirecektir.

(*) AKP-MKYK listesi üstünden tartışmayı yarın sürdüreceğiz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...