Bir'leşmek lazım
Fotoğraf: Envato
İçeride ve komşudaki savaş hali siyaseti altüst etmeye devam ediyor. Bu süreç Davutoğlu’nun istifa süsü verilmiş görevden el çektirilmesi ile sadece AKP’nin içindeki, yeniden konsolidasyon ihtiyacını gidermek için bir olanak yaratmadı. MHP’nin kurultay krizinin ortaya çıkardığı iki parçadan biri bu konsolide odağa doğru çekilirken, açıkta kalan yarısının akıbeti ise belli değil. Ya çözülecek ya da, AKP iktidarında temsil edilen zihniyetini geri alarak bir iktidar alternatifi olmaya çalışacak. CHP’nin Genel Başkanı “Dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet diyeceğiz” dedikten sonra maruz kaldığı iç ve taban basıncına karşı durumu nasıl toparlayacağını bilemez halde. Meclisteki parçaları kendi etrafında toparlama hamleleri yaptıkça o parçaları ufalamayı, birbirine düşürmeyi başaran AKP eksenindeki blok, MHP’nin massedildiği, HDP’nin etkisizleştirildiği, CHP’nin de sindirildiği bir hedefe doğru şiddetle ilerliyor. Temsili siyasetin alanı, tek adam iktidarının yolunu açmak için fena halde daraltılmış durumda.
Temsil yetkisi verenin, yani halkın gördüğü muamele de hallice değil. Kürt illerinde şiddet siyaseti sürerken, orada patlayan silahların gürültüsü eşliğinde ‘Batı’ da bir nizama sokuluyor. Ölümleri konuşurken sıtmanın lafı mı olur denilecek bir ortam yaratılabildiği için ‘kölelik yasası’ Meclisten yağdan kıl çeker gibi geçti. Kamu emekçileri 657 sayılı Yasa’nın sağladığı bütün güvencelerden mahrum bırakılmak üzere. Gizli ihbarlara referansla açılan davalar, sosyal medya paylaşımları veya katıldıkları eylemler yüzünden maruz kaldıkları soruşturmalarla emekçiler köşeye sıkıştırılıyor. Havuz’a düşmeyen medya, her türlü tehdide göğüs gererek ayakta durmak zorunda.
Zaten beş bombanın sindirdiği kesimler, her gün yinelenen yeni saldırı alarmlarıyla köşeye sıkıştırılmış durumda. Üç yıl önce Gezi direnişinin bir araya getirdiği kesimlerin yeniden hareketlenme ihtimali bile iktidarı hezeyan içinde tutmaya yetiyor. Öyle ki gece görüşlü dürbünler sadece hareket eden nesneyi değil potansiyeli de tarıyor! Akademisyenlerin, başka zaman olsa sessizlikle geçiştirilecek “imza”sı zaten böyle bir potansiyele işarete ettiği için bu denli hedefe konuldu.
Ne var ki Newroz, 8 Mart, 1 Mayıs ve 6 Mayıs gibi önemli takvimler bu potansiyelin dağıtılamadığını gösterdi. Diğer iktidar gerilmekte haksız değil; emek ve demokrasi güçleri sürekli bir birlik arayışı içinde. Hem yerel hem merkezi düzeyde en geniş, en kapsayıcı bir demokrasi cephesini oluşturmak için bir araya geliyorlar. Platformların biri kurulup diğerine geçiliyor. Barış için bloklaşmaktan “herkes”leşmenin esnek imkanlarına kadar bir dizi biçim denendi deneniyor.
Bunlar, siyasal alandaki daralmaya, gündelik hayatta çeşitli biçimlere giren ve artık hayati tehdit haline dönüşen saldırılara karşı, birleşik bir mücadelenin imkanlarını çoğaltan önemli tecrübeler elbette. 1930’lu yılların ortalarında Avrupa’daki demokrasi güçleri deneye yanıla öğrenmişlerdi. Burada da basınç altındaki halk, hem tarihsel birikimden yararlanarak hem de mevcut koşullarda kendi deneyim ve yanılsamalarından sonuçlar çıkarak kendi blokunu oluşturmak zorunda.
Rıza Türmen’in “Bir Demokrasi Cephesi”ne ihtiyaç var başlıklı yazısı “bütün demokratik sol grupların, sendikaların, meslek kuruluşlarının, STK’lerin, platformların dahil olacağı bir kurultayla başlayacak ve asıl hedefi yeni bir Türkiye’nin ve yeni bir kamusal alanın inşasını hedefleyecek; hem Mecliste hem sokakta yeni bir kültürü ve siyaseti yaratacak bir birliktelik öneriyor.
Türmen’in önerisi tartışılmayı hak ediyor. Yazıda işaret ettiği gibi; bir araya gelmeyi zorlaştıran bariyerlerin esnetilmesini mümkün kılan, üzerinde uzlaşılmış temel ilkelerin, birliktelik hukukunun ve ortak talepler manzumesinin oluşturulması o kadar da zor değil. Devasa büyüyen egemen siyaset blokunun karşısında halkın, kendisine dar edilmiş ve daraltılmış siyaset alanının genişletilmesine, hırpalanmış toplumsal ilişkilerin yeniden ama daha sağlam kurulmasına ancak böyle bir karşı blokla imkan bulunacaktır.
Bu imkan vardır.
- Vatan millet ıstakoz 19 Nisan 2024 06:05
- Kürt’e yasaklı, kavgalı gürültülü Türk demokrasisi! 05 Nisan 2024 05:53
- Bu daha başlangıç 01 Nisan 2024 05:40
- Yol boyu Kürtler 29 Mart 2024 05:00
- Hatay’da geliyorum diyen deprem! 22 Mart 2024 04:58
- Yoksullaştır ve yardıma muhtaç et! 17 Mart 2024 05:07
- Ama şu ama bu… 15 Mart 2024 04:46
- Ölümle yaşam tertibi arasında kadın 08 Mart 2024 05:10
- Kalkınma planları ve programlarında kadın: Bir beşeri sermaye 03 Mart 2024 05:20
- TOKİ’zedeler ve istismar 01 Mart 2024 04:58
- Şeriat mı? 23 Şubat 2024 05:08
- Altında kan, aslında yağma var 16 Şubat 2024 05:10