12 Mayıs 2016 00:16

Altın vuruş!

Altın vuruş!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kölelik, bir kişinin sömürü amacıyla bir diğeri üzerinde mutlak egemenlik ve denetim kurmasını ifade eden bir durum olarak biliniyor. İlk sınıflı toplum olan köleci toplumda köle sahipleri, köleler üzerinde her türlü tasarrufta bulunma hakkına sahipti. Köleler yaşadıkları, uyanık oldukları her saat, her dakika sahiplerinin hizmetinde olurlar, sahipleri onlara istedikleri gibi davranır, her türlü eziyeti yapabilirdi. Köleler sürekli çalışırlar ve ürettikleri her şeye sahipleri tarafından el konurdu. Köleler, ancak ölmeyecek kadar karınlarını doyurabilirken, bazen sırf sahipleri istiyor diye canlarını bile vermek zorunda kalırlardı.
Bugünün dünyasında kölelik her yerde suç olarak tanımlanıyor. Birisini zorla çalıştırmak, onu istemediği bir şeyi yapmaya zorlamak, en azından görünüşte de olsa yasalarla yasaklanmış durumda. Ancak patronlar, tıpkı geçmişin köle sahipleri gibi, çalışmaktan başka seçeneği olmayan işçileri köle gibi çalıştırmak istiyor.
Patronlar, kendi sınıf çıkarlarının koruyucusu olan iktidarın tam desteğini arkalarına alarak astıkları astık, kestikleri kestik istediklerini yapıyor. Çalıştırdıkları işçiler üzerinde kurdukları otoritelerini güçlendirecek, onları tamamen köleleştirecek uygulamaları hayata geçirirken herhangi bir yasal engel ya da sorunla karşılaşmak istemiyorlar.
İktidara geldiği ilk günden itibaren sermaye, patronlara hizmet konusunda 7/24 çalışan, işçilere yaşamı zehir eden AKP, geçtiğimiz hafta içinde sabaha karşı “işçi simsarlık büroları” tarafından işçilerin belirli sürelerde patronlara kiralanacağı “kiralık işçilik” düzenlemesini Meclisten geçirdi.
Osmanlı’nın Medeni Kanunu olan ve 1926 yılına kadar yürürlükte kalan Mecelle’de çalışma süresi ve ilişkisi “icare akdi” ile köle-efendi ilişkisi gibi düzenlenirken, ecdadının izinden giden AKP, kiralık işçilik düzenlemesi ile benzer bir ilişkiyi yeniden kurmaya çalışıyor.
Dünyada kiralık işçilik uygulamasının yaygın olduğu ülkelere bakıldığında kiralanan işçilerin büyük bölümünün 30 yaş altında ve düşük eğitimli olduğu, özellikle gençler, kadınlar ve göçmen işçilerden oluştuğu görülüyor.
Cumhurbaşkanının onayının ardından yasalaşacak olan “kiralık işçilik” düzenlemesi ile birlikte işçi sınıfı açısından yeni ve çok daha zorlu bir döneme girilmiş olacak. Geçmişin amele pazarlarının bir benzeri “özel istihdam büroları” üzerinden oluşturulacak ve özellikle genç, kadın ve göçmen işçiler, sosyal hakların olmadığı, düşük ücret, ağır çalışma koşulları dayatması altında patronlara pazarlanacak.
Düzenlemenin en önemli sonucu, yasanın çıkmasının da temel nedeni olan patronların işçilik maliyetlerinin belirgin bir şekilde düşmesi olacak. Uzun çalışma saatleri açısından dünyada zirvede yer alan Türkiye’de, kiralık işçiler çok daha yoğun bir çalışma temposuyla karşı karşıya kalacaklar. İşçi kiralama uygulaması “kadrolu”  işçilerin üzerinde sürekli bir baskı ve tehdit oluşturacak ve patronların elini ciddi anlamda güçlendirecek.
Her ne kadar çıkarılan yasada kiralık işçi çalıştırmak belli kurallara bağlanmış gibi görünse de uygulamada bu kısıtlamaların hiçbir işe yaramayacağı, yasanın değil, piyasanın kurallarının işleyeceğini benzer örneklere bakarak görmek zor değil.
14 yıllık iktidar döneminde “her şey piyasa için” patronların bütün isteklerini yerine getiren AKP, esnek ve güvencesiz çalışmanın yaygınlaşması iş gücü maliyetlerinin düşürülmesi ve işten çıkarmanın kolaylaştırılması için sayısız adım attı.
Emekçileri farklı istihdam yapıları ve çalışma biçimleri üzerinden bölerek karşı karşıya getiren, sendikaları fiilen etkisizleştiren bir istihdam rejimi oluşturan hükümetin işçi sınıfı ve sendikaların geleceği açısından büyük bir tehdit ve tehlike olan kiralık işçilik düzenlemesi ile nasıl bir “altın vuruş” yaptığını önümüzdeki dönemde hep birlikte göreceğiz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...