09 Mayıs 2016 00:54

Kiralık işçilik, kölelik koşulları, eşitsizlik sarmalı

Kiralık işçilik, kölelik koşulları, eşitsizlik sarmalı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kiralık İşçilik Yasası, nam-ı diğer kölelik yasası kabul edildi. Bu yasa, öncelleriyle, “Kadın istihdamını artıracağız, kadınları annelik ve çalışma ikileminde bırakmayacağız” süslü cümleleriyle meşrulaştırılmıştı.

Bu yasadan önceki son torba yasayla, doğum izni sonrası kadınlara kısmi zamanlı çalışma dayatması yasalaşmıştı. Hâlâ Meclis’te bekleyen Aile ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunmasına Dair Kanun’un da kabul edilmesiyle şahikasına varacak “Köle koşullarında çalışma” zorunluluğu ile kadınları ömürleri boyunca geçici, güvencesiz iş ilişkisine mahkum edecek bir çalışma düzeni her yönüyle güvence altına alınmış olacak. 

Yasa kadınlara ne getiriyor?

* Özel İstihdam Büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisinin kurulacağı durumlardan en önemlisi hamilelik. Doğum izninden sonra yarı zamanlı çalışacak kadının işinin geri kalanı için Özel İstihdam Büroları’ndan işçi kiralanabilecek. Süre şimdilik 4 ay. Ama bu sürenin giderek esnetileceğini öngörmek için kahin olmaya gerek yok!Özel istihdam bürolarının faaliyet gösterdiği pek çok ülkede kısa dönemli çalışma, çalışmada temel norm haline geldi. Bu çalışma biçiminin pek çok Avrupa ülkesinde de “kadınların aile yaşantısını dengeleyen” bir formül olarak sunulduğunu gördük. Ama ne oldu? Bugün ücretler o kadar düşük ki kadınlar yaşayabilecek bir ücret alabilmek için aynı zamanda iki, üç yarı zamanlı işte çalışmak zorundalar.

* Bu yasa ve öncesindeki son torba yasa ile emzirme ve doğum izni fiilen ortadan kalkmış oluyor. Şu anda 150 kadın çalışanı olan işyerlerinin açmaya zorunlu olduğu kreş hakkı söz konusu bile değil; çünkü işçiler işyerinin değil, büronun işçileri olacak. 

* Yasada, “Büyük işletmelerde kiralık işçi sayısı düzenli çalışanların sayısının dörtte birini geçmeyecek, süre de 6 ayı geçmeyecek” deniliyor. Kadınların büyük bölümünün küçük işletmelerde, üstelik de sendikasız çalıştığı gözetildiğinde kadın işçilerin ağırlıkta olduğu sektörlerde ana gövdeyi kiralık işçilerin oluşturması kaçınılmaz. Zaten yasada küçük işletmelere tanınan bir ayrıcalıkla, 10 kişiye kadar işçi çalıştıran küçük işletme patronlarının 5 işçiye kadar geçici işçi çalıştırabileceği ifade edilmiş. Devlet, küçük işletmeleri kayırırken, buralarda çalışan kadın işçileri ömür boyu çalışıp yine de emekli olamayacakları, bir zaman o işletmede, sonra başka bir işletmede, hiçbir iş güvencesi olmadan çalışmak zorunda kalacakları bir çalışma ortamı yaratmış oluyor.  

* Kadınların meslekte yükselme olanakları ortadan kalkıyor; çünkü iş güvencesi ortadan kalkıyor. İşçinin, çalışmadığı dönemde Genel Sağlık Sigortası primlerini kendisinin ödemesi gerekecek. Sosyal güvenlik primleri sürekli kesintiye uğradığı ve az ödendiği için emeklilik artık hayal!   

* Kadınların ağırlıkta olduğu tarım işçileri, temizlik işleri, hasta ve yaşlı bakımı işleri, Özel İstihdam Bürolarının sürekli iş ilişkisi kurabileceği işler olarak tanımlanıyor. Bu ne demek? Bu alanda çalışan kadınların kaderinin tümüyle Özel İstihdam Bürolarına terk edilmesi demek! Mevsimlik işlerde dayıbaşlarının yerini Özel İstihdam Büroları’nın alması, ev işçilerinin Özel İstihdam Büroları aracılığıyla kiralanması demek. Kıyasıya rekabetin konusu olan bu işlerde, kadınların giderek daha az ücrete, üstelik giderek kötüleşen koşullara mahkum çalışması demek bu. 

* Yasada, erkeklerin ağırlıklı olduğu sektörlere geçici işçi çalıştırma süresi ve sayısı açısından (şimdilik) kısıtlamalar getirirken, kadınların ağırlıklı olduğu işlere ve sektörlere hiçbir kısıtlama yok. Hatta teşvik var!Ayrımcılığı ve cinsiyetçiliği körükleyen, kadın istihdamını artırmaya değil; kadın işsizliğini, düşük ücretli işleri, güvencesizliği meşrulaştırmayı hedefleyen bir düzenleme bu. Önce kadınların feda edildiği bu kölelik koşulları, giderek bütün işçilerin köleleştirilmesinin de önünü açıyor. 

İktidarın, patronların, sendikaların ataerkil pazarlığının sonucunda önce kadın işçilerin emek hakları  feda edildi. Tarih de gösteriyor; emek haklarının feda edilmesi, toplumda kadınların her alandaki eşitlik haklarının ilgası anlamına geliyor. Mesele sadece çalışma yaşamıyla ilgili değil. Toplumsal hayatın tüm alanlarında eşitsizliğin yapısallaşması meselesiyle karşı karşıyayız. Güvenceli iş talebinin eşitlik talebinin en önemli parçası olduğunu unutmadan, bu kölelik yasasının kadınların her alandaki haklarına bir saldırı olduğu gerçeğiyle; bu kölelik yasasını kabul etmiyoruz!

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...