27 Nisan 2016 01:00

Beslenme ve hayat

Beslenme ve hayat

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bugünlerde televizyon ve gazetelerin popüler sayfalarının değişmez konularından birisi de dengeli ve doğru beslenme. Bu yayınların ekseriyetinde beslenme alışkanlığı bireyin sorumluluğuna indirgeniyor. Oysa doğru beslenme alışkanlığına salt bireysel sorumluluğa indirgeyerek ulaşamayız. Kolektif bir çaba, kamusal bir akıl, ulusal ve uluslararası çözüm arayışları ve toplum desteği olmadan nitelikli bir sonuçlar almak pek mümkün değildir.
 Üstelik sağlıksız besinlerden uzak durmak bireysel özenle her zaman mümkün olamayabilir. Diyelim ki doğru beslenme alışkanlığının gereği olarak beyaz et yani balık veya tavuk tükettik. Yemlerine kâr amaçlı antibiyotik, katkı maddesi katılmış, doğal ortamları dışında yeterli denetimi olmayan kimi balık çiftliği veya tavuk üretim tesislerinde üretilmiş ürünleri birey olarak fark etmek pek mümkün değildir. Yine insan eli ile kirletilmiş, sağlığımız için ciddi risk yaratan ağır metallerle kirli sularda avlanmış deniz ürünlerini sağlıklı olanlardan ayırt edebilmek kolay değildir. Diyebiliriz ki doğru beslenme alışkanlığı doğaya saygılı bir sanayi talebi, çevreci bir duyarlılık ile toplumsallaştırıldığı oranda hayata geçirilebilir. İşte bu yüzden Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sağlığı tanımlarken “Sağlık, saat bedensel ve ruhsal iyilik hali olmayıp aynı zamanda sosyal bir iyilik halidir.” demektedir.
Doğru ve dengeli beslenme alışkanlığını giderek daha fazla bireyin sorumluluğuna indirgeme eğilimini sağlığın metalaştırma sürecinin dışında ele alamayız.
Beslenme durumunu etkileyen temel etmenler arasında “Yoksulluk, beslenme içerik ve alışkanlıkların değişmesi, fiziksel aktivite, bebeklerin yanlış / eksik emzirilmesi, besin öğesi alımında yetersizlikler” ilk planda akla gelenler...
Doğru ve dengeli beslenme alışkanlığı çocuklukta başlar. Aile, eğitim kurumları, toplum ve devlet bu konuda sorumluluk sahibidir. Sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanan bir birey ömrü boyunca bunun nimetlerinden yararlanacaktır. Peki, sağlıklı beslenme alışkanlığı nasıl kazanılır? Salt bireysel bir çaba ile mi? Devletin, içinde yaşanılan toplumun belirleyiciliği nicedir?
Bu konuda zihin açıcı örneklerden en önemlisi Finlandiya ‘Kuzey Karelia Projesi’ deneyimidir. Kalp hastalıklarını önlemek için toplum tabanlı kontrol programlarının en bilinenidir bu. ’70’li yılların başında Avrupa’da kalp hastalıklarına bağlı erken yaşta ölümlerin en fazla görüldüğü yerdir bu bölge. Buradan yola çıkılarak 1972’de “Toplumdaki risk faktörlerini azaltmayı hedefleyen” North Karelia projesi başlatılır. Program kapsamında “Yoğun sağlık eğitimi ve sağlığı geliştirme etkinlikleri düzenlenir, eğitim, tarım, sanayi sektörleri sağlık sektörüyle birlikte çalışarak toplumun yaşam biçimini değiştirme hedeflenir.” İzleyen 20 yıl içinde “toplumun ortalama kolesterol düzeyi yüzde 18, kan basıncı yüzde 3, sigara içme oranı ise yüzde 15 azalmıştır” artık. Yine “kalp hastalıklarından ölüm hızlarında yüzde 55’lik bir düşüş gözlenir.” Yapılan değerlendirmelerde “Kalp hastalıklarına bağlı ölümlerde azalmanın yüzde 75’in risk faktörlerindeki azalmayla açıklanabildiği” ortaya konur. Yapılanları sadeleştirecek olursak zorunlu eğitimde tüm okullardaki kantinlerin kapatıldığını söylemekle başlamalıyız söze. Tüm okullarda ücretsiz / sağlıklı yemek verilir bu bağlamda. Yine fırın ve lokantalarda yemek alanları proje ile ilişkilendirilmiş. 30 yılın sonunda ise Avrupa kalp hastalıklarından ölümlerin en sık görüldüğü bölge olmaktan kurtulmuş, dünyaya örnek olmuştur.
North Karelia Programı’na benzer programlar bugün başka ülkelerde de uygulanmakta ve başarılı sonuçlar bildirilmektedir. Ülkemizdeki okul kantinlerinde fastfood ürünlerin satışının yasaklanması, “Beslenme Dostu Okul Projesi” bu bağlamda iyi bir başlangıç olmakla birlikte geliştirilmesi gereken projelerdir.
Unutmayalım ki sadece “ne yersek” değil bize ne yedirilmesine izin verirsek oyuzdur aynı zamanda.
 Sağlıcakla kalın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...