15 Nisan 2016 01:00

Enteresanlıklar

Enteresanlıklar

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Beşiktaş’ın yeni stadının açılış sürecindeki bazı tanıklıklarımız, futbola ve hayata yönelik çarpık bakış açısından yeni örnekler sundu bize...
Mesela bu süreçte “ölüm güzellemesi” vardı.
Stadın açılışına az bir zaman kala televizyonlarda dönen reklam filminde yer alan marşta/şarkıda “Beşiktaş için ölmeye gelmekten” söz ediliyordu. Bu şekilde, varlığını tuttuğu kulübe adayan ve yeri geldiğinde bunun gereği olarak canını verecek kadar fedakarlaşabilen, “ideal taraftar” profili çiziliyordu. Tam da ölümle kutsanan hayatın, gerilimle beslenen futbol endüstrisinin en çok ihtiyaç duyduğu türden bir insan/taraftar profili...
Böyle şarkılar, marşlar, tezahüratlar aracılığıyla, iktidarın şehitlik üzerinden ölüme güzellemeler düzen yaklaşımına uygun biçimde, taraftarlığın da tutulan kulüp uğruna seve seve ölümün göze alınabileceği, dahası ölmeye ne denli yakın olunursa o denli iyi taraftar olunacağı algısı işleniyor beyinlere...
Tıpkı toplumsal hayata savaşı ve ölümü hakim kılmak isteyenlerin yaptığı gibi futbolu da savaşla ve ölümle özdeşleştirmeye çalışıyorlar.
Hastalıklı taraftarlık algısı bu şekilde yaratılıyor, kutsanıyor ve dayatılıyor. İnsanlar sürekli olarak fanatik taraftar olmaya özendiriliyor... Ee tabii, aksi takdirde kulüp arması/logosu taşıyan bunca ticari ürün nasıl satılır?..
Stadın açılışı da beklendiği gibi siyasi erkin propaganda gösterisine dönüştü... Böyle bir fırsatı kaçırırlar mı?..
Spora siyaset karıştırılmaması yönünde ahkam kesenler, iş açılışa geldiğinde bunun rantını elde etme peşinde her türlü hünerlerini(!) sergilediler. Bu arada, Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’ın özellikle Tayyip Erdoğan’ı parlatmaya yönelik azmi ve kararlılığı dikkat çekti...
Ayrıca Fikret Orman’ın yeni statta oynadıkları ilk resmi maçın ardından rakipleri Bursapor ve Bursaspor Teknik Direktörü Hamza Hamzaoğlu ile ilgili açıklamaları da bir utanç belgesi olarak tarihe geçti.
Bursaspor’un yüksek motivasyonunun yanı sıra, Hamza Hamzaoğlu’nun istekli olması Orman’a enteresan gelmişti!.. Fikret Orman böyle konuşarak işin içinde teşvik primi olabileceğini ima etti. Anlaşılan Fikret Orman ciddi ciddi, Bursaspor’un fazla direnmeden, maça asılmadan yelkenleri suya indirmesini bekliyormuş. Daha açıkçası Bursaspor’un maçı kendilerine bırakmasını yani bir tür şike yapmasını istiyormuş. Öyle ya, bir takım elinden gelen mücadeleyi ortaya koymazsa şike yapmış sayılmaz mı?..
Lafa gelince her fırsatta ’şeref’le oynamanın yüceliğinden, ‘hakkı’yla galip gelmenin erdeminden söz edenler, rakip takımın elinden geldiğince mücadele etmesinin altında tezgah arayıp teşvik primi imasında bulunuyorlar. İstekli mücadeleyi bahane edip şüphe uyandıran imalı açıklamalarda bulunarak rakibi lekelemeye çalışmak nasıl bir şerefe karşılık geliyor acaba?..
Tabii böylesi bir rezilliğe Beşiktaşlıların hiç ses çıkarmaması da en az Fikret Orman’ın açıklaması kadar vahim. Oysa Bursapor başkanı, Beşiktaş teknik direktörü hakkında böyle bir imada bulunsa, kim bilir nasıl tepki gösterirlerdi?.. Çıkar, şampiyonluk, rant, kibir gibi kavramlar işin içine girdiğinde onurun, erdemin hiç önemi kalmıyormuş demek ki...
“Biz söylenene değil, söyleyenin kimliğine dikkat ederiz. Eğer bizden biriyse, ne söylemiş olursa olsun kesinlikle haklıdır.” Zihniyet bu!.. İşimize geldiğini düşündüğümüz için tepki göstermediğimiz bir laf başkaları tarafından bize söylendiğinde ise tam anlamıyla çıldırırız!..
Pespayelik saçarak yaşamayı bir tarz olarak benimseyenlerin ve herkese pislik atarak kendisini temiz göstereceğini sananların at koşturduğu futbol ortamında kim bilir daha ne “enteresanlıklara” tanıklık edeceğiz!.. Dibe gitmenin sonu yok çünkü...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...