14 Nisan 2016 00:35

İstihdam stratejisi -1

İstihdam stratejisi -1

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Dünyada ve Türkiye’de sermayenin emeğe yönelik saldırıları yeniden yükselişe geçti. Pek çok ülkede, işçilerin kazanılmış haklarına, ekonomik, demokratik, sendikal hak ve özgürlüklere yönelik saldırılar giderek artıyor. Başta Fransa olmak üzere, Avrupa ülkelerinde işçiler, işsizler, gençler ve kadınlar iktidarların güvencesiz istihdam politikalarına karşı, güvenceli çalışma hakkı ve güvenli bir gelecek için ayağa kalkmış, isyan bayrağını açmış durumda.
Sermaye güçleri istihdam stratejisini hayata geçirmek, içinde bulunduğu ekonomik-siyasal koşulları lehine çevirmek için her anı, her fırsatı sonuna kadar kullanmak istiyor. ‘İstihdam stratejisi’ ifadesi ile sadece üretimin ileri teknolojiye dayanan yeni örgütlenme tarzı veya yeni istihdam biçimleri değil, üretimin, emeğin, istihdamın, çalışma ilişkilerinin ve bir bütün olarak toplumsal yaşamın sermayenin birikim stratejisi doğrultusunda yeniden düzenlenmesini kastediyoruz.
Kapitalizm, özellikle son 30 yılda, kendi içinde yaşadığı dönüşümle birlikte, iş gücü ve istihdamın yapısı, çalışma düzeni ve genel çalışma kuralları açısından önemli değişiklikler yaşadı. Söz konusu değişikliklerin ortak özelliği hepsinin, özellikle yeni işçi kuşakları açısından, daha esnek, daha güvencesiz ve düşük ücrete dayanan bir yapıda hayata geçirilmesiydi. Çalışma sürelerinin esnekleştirilmesi, sosyal sigorta ve sosyal güvenlik alanında yapılan düzenlemeler, özellikle emeklilik yaşının kademeli olarak arttırılması içinde bulunduğumuz dönemin istihdam stratejisinin en somut yansımaları olarak dikkat çekiyor.  
Sermayenin istihdam stratejisi sadece çalışma ilişkilerini kendi çıkarları doğrultusunda düzenlemesiyle sınırlı değil elbette. Aynı dönemde çalışma ilişkilerinin taraflarının ve biçiminin değiştiği yanılsaması yaratıldı. Çalışma ilişkilerinin, sınıf çıkarlarının karşıtlığı yerine ‘sosyal diyaloga’ ‘uzlaşmaya’ dayandığı tezleri ileri sürüldü. Türkiye gibi ülkelerde emek örgütlenmesi büyük ölçüde iktidar yanlısı sendikaların, bizzat iktidar eliyle örgütlenip, emek düşmanı yasa ve düzenlemelerin hayata geçirilmesi sağlandı.
Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) desteğiyle emek örgütlerinin esnek istihdam politikalarını benimsemesi için ‘güvenceli esneklik’ gibi asla bir arada olamayacak olan iki kavram yan yana getirildi ve ‘sosyal diyalog’ mantığı içinde hayata geçirildi. Yıllar içinde adım adım sınıf çıkarları birbirine taban tabana zıt olan sınıfların temsilcileri ‘sosyal taraf’ ya da ‘paydaş’ adı altında ‘sosyal ortak’ olarak hareket ettiler. Sınıf çıkarının yerini ‘milli çıkar’ gibi ne olduğu belli olmayan bir kavram aldı. Sınıfın sendikaları zayıflatılırken, ‘milli sendikalar’ örgütlendi ve yıllar içinde mutlak anlamda ‘emek-sermaye iş birliği’ne dayalı bir yapı oluşturuldu.
14 yıllık AKP iktidarı döneminde tarihin en ciddi gelişimini gösteren Türkiye kapitalizmi, sürekli olarak artan işsizlikten ve yoksulluktan beslenip, sermayenin ve onun kaynağı olan sömürünün artmasını sağlarken patronlar, işyerlerinde daha baskıcı ve otoriter uygulamaları hayata geçirdiler. Esnek istihdam ve buna bağlı olarak artan güvencesiz ve standart dışı çalışma biçimleri, yapılan yasal düzenlemeler ve fiili adımlarla belirgin bir şekilde yaygınlaştı. Bu şekilde sermaye birikiminin istikrarını tehdit eden düzenli, sürekli ve güvenceli istihdam uygulamaları adım adım tasfiye edilmeye başlandı.
Türkiye’de işsizliğin özellikle genç işsizliğin giderek artması, kadınların kısmi süreli çalışmasına yönelik düzenlemeler, Suriyeli işçilerin çalışma yaşamına kitlesel katılımı vb. gibi gelişmeler, patronların kâr oranlarını yükseltmek için kitlesel işçi çıkarması, ücretleri bastırmak, taşeronlaştırma uygulamaları artarken, işçiler açısından ‘vahşi kapitalizm’ koşulları yeniden diriltilmek isteniyor.
Haftaya devam edeceğiz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa