07 Nisan 2016 00:59

Saraybosna’da Ölüm: Savaş, grev, Avrupa

Saraybosna’da Ölüm: Savaş, grev, Avrupa

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Amerikalı yazar Susan Sontag 20’nci yüzyılın Saraybosna suikasti ile başlayıp Saraybosna kuşatması ile bittiğini söylemiş. İlki, 1914’te Avusturya Macaristan veliahtı Franz Ferdinand’ın suikasti, bütün Avrupa’nın savaşa girdiği Dünya Savaşı’nı da başlatan olay sayılmasının yanında, Yugoslavya halklarının bağımsızlığı için de bir dönüm noktasıdır. Yugoslavya’nın dağılması sonucu çıkan, Avrupa’nın ortasındaki kanlı savaşlar ise ortak geçmişin düşmanlıkları ortadan kaldırmadığını ve vahşi katliamların hâlâ önlenemediğini hatırlatır, hatırlandıkça. Saraybosna’da Ölüm, bu iki büyük tarihsel vakayı, Sontag’ı da anarak, bir otelde yaşanan bir günün olaylarının arasına yerleştiriyor.
Danis Tanovic’in son filmi, Bernard-Henri Levy’nin tek kişilik oyunu Hotel Europe’ye dayanıyor. Oyun, muhtemelen yazar bir Fransız adamın otelde bir konuşmaya hazırlanması üzerine. Filmde ise, adamın kendi kendine konuşmasının yanı sıra, otelin çatısında 1914’ün yüzüncü yılıyla ilgili televizyon röportajları yapılır. Otele de Avrupa Birliği’nin birtakım yetkilileri gelecek, bir törene katılacaklardır. Bu sırada iki aydır ücretlerini alamayan otel çalışanları greve çıkmaya hazırlanmaktadır. Otel müdürü Ömer, grevi engellemek için, otelin altındaki kumarhaneyi işleten karanlık tiplerden yardım ister. Kumarhaneciler manidar isimli temsilci Alija’yı döverler ama işçiler vazgeçmez, grev yine de başlayacaktır. Çatıda başlayan tartışma büyür, Princip’in torunu, bugün bir suikastin bir şeyleri değiştirip değiştiremeyeceğini sorgulamaktadır.
Tarihle ilgili bilgi veren tartışma da oldukça anlamlıdır, bugüne dair çizilen resim de. Bosnalılar ne 1914, ne 90’lardaki savaşlar hakkında uzlaşabilir, her birinin gerekçeleri gerçeğin bir kısmını yansıtır. En havalı, süslü görüntünün bir alt katında, hakkını arayan emekçilere en vahşi saldırılar düzenlenmektedir. Tarih tartışan bir Sırp ile bir Boşnak’ın yanı sıra, otel müdüründen güvenliğine, grevi engellemeye çalışan Lamija’dan grevciler tarafından temsilci seçilen annesi Hatice’ye karakterlerin her biri başarılı temsilcilerdir aslında, otelin adındaki gibi Avrupa kıtasından, farklı sınıflardan, kesimlerden, eğilimlerden.
Danis Tanovic’in adını duyuran film, Bosna Savaşında iki askerin milliyetçilik ve savaş üzerine tartıştığı Tarafsız Bölge idi. Bundan önceki Bir Hurdacının Hayatı ise sigortasız bir Roman ailenin hastanede yaşadıklarından yola çıkarak bir kapitalizm eleştirisi yapıyordu. Saraybosna’da Ölüm, bu ikisini bir araya getiren bir film sanki. Kamera Ömer’i, Lamija’yı ya da başkalarını arkasından otelin farklı bölümlerinde takip ederken, geçmişten bugüne tartışmaya değer olan ne varsa onu da izler. Kolay çözülüp anlaşılacak meseleler değildir bunlar elbette, yine de bu kadar kısa bir zaman ve dar bir mekanda böyle özetlenebilir.  
Saraybosna’da Ölüm, Berlin’de Büyük Jüri ve FIPRESCI ödülleri aldı.
İstanbul Film Festivali’nde bugün 16.00’da Atlas’ta, 14 Nisan’da Fitaş 4’te ve 17 Nisan’da Rexx’te gösterilecek.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa