04 Nisan 2016 00:53

Başbakanın ‘kriz ve vaat’ analizi –2: Büyüme yastığına rağmen feci dayak

Başbakanın ‘kriz ve vaat’ analizi –2: Büyüme yastığına rağmen feci dayak

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçen hafta başlattığımız analizi, bu hafta güncel gelişmelerle sürdüreceğiz. 

Analiz konumuz, Başbakan Davutoğlu’nun şu tespitleriydi:  

- 2008 dünya krizine rağmen istihdam ve iş imkanı sağladık.

- Bugün de bölgesel sorunlara, etrafımızdaki ateş çemberine rağmen bütün bu krizleri de aşacak güce sahibiz. 

- İlk üç ay için seçim meydanlarında verdiğimiz bütün vaatleri tamamladık.

- Psikolojimizi değiştirmek isteyenler asla muratlarına eremeyecekler.

Başbakanın bu tespitlerini ardından Türkiye İstatistik Kurumu 2015 yılı ekonomik büyüme rakamlarını açıkladı. 

İstatistik Kurumu’nun verileri analizimizi derinleştirmeyi sağlayacak cinsten! 

Verilere göre 2015 yılında Türkiye yüzde 4 büyümüş.

Şimdi başbakan çıkıp dese ki... “Seçimler ve etrafımızdaki ateş çemberine rağmen geçen yıl yüzde 4’lük büyüme rakamına imza attık. Pupa yelken gidiyoruz.” 

Haklı olmaz mı?

Olur! Ama sadece görünüşte.

Bir de görünmeye bakmak lazım.

BİR ANLATILANA BAK, BİR DE OLANA!

Ekonomik büyümeye dair, emekçiler başta olmak üzere, vatandaşa ne anlatılır? 

Özet: Büyüme iyidir. Büyüme iş ve aş demektir. 

Öyleyse, büyüme rakamın ayrıntılarını şimdilik bir kenara bırakalım ve ekonomik büyüme iş ve aş vermiş mi ona bakalım! 

Biz hiç karışmayalım ve sözü yine Türkiye İstatistik Kurumu’na bırakılım. Daha doğrusu onun 2015 yılı istihdam (iş-işsizlik) verilerine... 

2012 yılından itibaren yükselen işsizlik oranı, 2015 yılında da tırmanışını sürdürdü. İşsiz sayısı geçen yıl 204 bin kişi arttı.

Resmi rakamlara göre 204 bin kişi ama gerçekte çok daha fazla.  

Ümidini yitirdiği için hiç iş aramayan... 

İş aramayan ama çalışmaya hazır olan...

2 milyon 395 bin kişi var. Ama İstatistik Kurumu bunları işsiz saymıyor. Ve hemen belirtelim ki işsiz sayılmayan ümitsizlerin sayısı, 2015 yılında, önceki yıllara göre artmış.

Bunların canları cehenneme denilmiş, işsiz sayılmamış. Yine de işsiz sayılanların sayısının artması engellenememiş.

Büyüme yeteri kadar vermemiş. 

İş vermediği gibi aş da vermemiş.

Nereden anlıyoruz?

İstatistik Kurumu’nun verilerine baktığımızda... 2015 yılında kadınların çalışma talebinin geçmiş yıllara göre artmış olduğunu görmemizden anlıyoruz. 

Belli ki evde aş yetmemiş! Kadınlar iş istemiş.  

Sanılmasın ki kadınlar akın akın iş istemiş! Bu memlekette kadın kısmının çalışması hala pek kabul görmüyor. 

11 milyon 500 bin kadın, ev kadını olarak kayıtlara geçmiş. 

Sadece ümitsizler değil. Sayıları 11 milyonu aşan bu kadınlar da işsiz sayılmıyor.

Önceki yıllarda ev kadını olan birkaç yüz bini... Evde aş yetmeyince, mahalle baskısına aldırmayıp geçen sene iş talep etmiş.

AVARELER ÇALIŞANDAN ÇOKSA...

15 yaş 65 yaş arası nüfusa çalışabilir nüfus deniyor... 

Çalışabilir ne kadar nüfusumuz var? 

Yaklaşık 58 milyon.

2015 yılında bunların ortalama 26.5 milyonu istihdam edilmiş. Geri kalan 31.5 milyonu iş dışında. 

Kahvede, evde, boşta olanlar çalışanlardan 5 milyon fazla. Başka bir ifadeyle çalışma olanağı bulanlar, bulamayanlardan az. 

Bu durum iş alanı yaratılması konusunda yıllardır yetersiz kalındığının bir göstergesi!

Türkiye ekonomisi 2015 yılında istihdam artışında zayıf bir performans göstermiş ve işsizlik artmış. 

Bu tabloda içinde, ‘ekonomi yüzde 4 büyüdü’ diye övünmek anlamlı mı?


 

OKUMUŞUN ‘CAHİLİNE’ DEĞİL, İŞSİZİNE BAK!

Övünülen, ‘iyi çıktı’ denilen rakamlardan biri de sanayi sektörüne ait. Sanayi 2015 yılında yüzde 3.3 oranında büyüdü. 
 

Gel gör ki... 

Sanayi istihdamının toplam istihdamdaki payı yüzde 20,5’ten yüzde 20’ye indi.  

İstihdam artışı nerede olmuş sadece hizmet sektöründe. 

Yüz binlerce kişiyi, ‘Toplum Yararına Çalışma’ adı altında belediyelere, okullara doldurursan artar tabi. Lakin bu 100 binler işçi haklarına bile sahip değiller.  

İstihdamda gözüken milyonlarca insanının da “ücretsiz aile işçisi” statüsünde olduğunu da  hatırlatalım. 

10 milyon kişinin sigortasız, kayıt dışı çalıştığını da...

Yükseköğretim mezunlarında işsizlik oranının çok hızlı arttığını da. 

Toplam işsiz sayısı yıllık bazda yüzde 7 artarken, yükseköğretim mezunu işsiz sayısındaki artışın bunun iki katı, yani yüzde 14 olduğunu da. 

Bu ülkede okumuşların oranı artıkça kendisine afakanlar basan rektör... Üniversite mezunlarının çokluğundan yakınan siyasetçi... Okumuşlardan yakınan yönetici... Okumamış cahillerin ferasetine daha çok güvenen iktidar yalakası... Kısacası ‘okumuş’ düşmanı bulmak kolay. Ama okumuşların işsizliğini dert edineni bulmak oldukça zor.


 

BU BAŞVURANLARDAKİ ARTIŞ NE ANLATIYOR?
İşçi ve emekçiler ‘krizi yılı’ denen yıldan daha beter durumlarla karşı karşıya. Örneğin  

İşsiz kalanların iş bulma süreleri giderek uzuyor.

1 yıl ve daha uzun süredir işsiz olanların sayısı artıyor. Uzun süreli işsizlerin oranının işsizler içindeki payı son 1 yılda yüzde 11,7’den yüzde 12’ye yükseldi. 

Öte yandan ekonomi sürekli yeni işsizler üretiyor.

Kanıt: İşsizlik ödeneği talep edenlerin sayısı.

Kriz dönemini ifade eden 2009 yılında 546 bin kişi ödenek için baş vurmuş.

2015 yılında ise bu sayı 1 milyon 100 bine dayanmış. Yani kriz dönemini ikiye katlamış.

Uzun lafın kısası: Ülke ekonomisinin büyümesi emekçiler için hava yastığı olmamış. Çarpmanın etkisi ağır! 

Üstelik Rusya ile ilişkilerin bozulmasının etkisi 2015 yılına yansımamış olmasına rağmen. 

Turizmden ihracata... Tarımdan müteahhitlik sektörüne... İhracattan dış yatırımlara... Asıl etki bu yıl görülüyor.

Tartışmayı sürdüreceğiz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...