13 Mart 2016 00:00

Antonin Scalia

Antonin Scalia

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Alaycı sözleri ve hukuki görüşleriyle ünlü Amerikan Yüce Mahkemesi Yargıcı Antonin Scalia, artık hayatta değil. Mahkemedeki görevine 1986 yılında Başkan Ronald Reagan tarafından getirilen Scalia, yaşasaydı bu eylül ayında yargıçlığının 30. yılını tamamlayacaktı. Tartışmalı bir figürdü Scalia; yine de muhtemelen meslektaşları arasında en yeteneklisiydi: Fakat sahip olduğu zekadan, çoğunluğun değil de az sayıda insanın yararlandığını söylemek mümkün.
Hukuk Profesörü Cass Sunstein 2005 yılında yazdığı “Cüppeli Radikaller” başlıklı kitabında Scalia ve meslektaşı Clarence Thomas’ı savundukları “asıl niyet” savları üzerinden eleştiriyor. Bu sav genel hatlarıyla, anayasada açıkça adı geçmeyen hususların meşru hukukta yerinin olmadığını öne sürüyor. Sunstein, iki yargıcın da “sahte tutucular” olduğunun
-özellikle de hükümetin ırk ayrımı gözetmemesi gerektiğini savunan hukuki görüşe karşı durmaları sebebiyle- altını çiziyor. Sunstein, “13. anayasa değişikliği açık bir biçimde ırkçılığı ve iç savaşı sonlandırmak için yapılmadı mı?” sorusunu soruyor kitabında. Yeniden yapılandırma dönemi, özellikle bir zamanlar köle olan Freedmanlere (özgürleştirilmiş siyahiler) hizmet verecek resmi kurumlar açılmasına olanak sağlamamış mıydı? “Böyle bir tarihi görmezden gelmek, iki yüzlülüktür” diyor Sunstein. Yazar ve Akademisyen Chris Hedger ise 2006 yılında basılan “Amerikan Faşisti” başlıklı kitabında Scalia’yı, karar vermek için hukuki değil dini görüşlerini kullanan “egemen bir yargıç” olarak tanımlıyor.
Scalia, 1992 yılında Planned Parenthood (Aile Planlaması) v. Casey davasında, Sandra Day O’Connor’ın kürtajı onaylar yöndeki kararını eleştirince en yakın dostlarından birini kaybedecekti. Mahkemece alınan kararlarda belirleyici bir rol oynayan O’Connor, Scalia’nın bu çıkışını hoş karşılamadı ve bu olaydan sonra çizgisini iyice sola kaydırdı. O’Connor sık sık liberal üyelerin safında yer alıyor, kararı belirleyici üye olarak ceza hukuku ve kadın hakları konularındaki hukuki uygulamalarda etkili oluyordu.
Parlak zekalı, inatçı, sözünü sakınmayan bir adamdı Scalia. Nerede durduğunun farkındaydı ve oraya da muhafazakarlık bayrağını dikmeyi başarmıştı. 76 yaşında da hayatını kaybetti.

SİYAH KADIN YAZARLAR: BİR BAŞARI HİKAYESİ

Afrika Mirası ayı kutlamaları boyunca, cinsiyetçilik, aile içi şiddet ve kadına uygulanan baskıyı konu edinen edebiyat yapıtları vererek 20. yüzyılın sonlarında kendini gösteren siyah kadın yazarlara hak ettikleri değeri vermeye gayret edeceğiz. Bu yapıtlar, milyonlarca adet satılmanın  ve birçok ödül kazanmanın yanında, daha da önemli bir başarı elde etti: Kadınların hikayelerini anlatarak siyah edebiyatına yeni bir soluk getirdiler. Tony Cade Bambara, Rita Dow, Audre Lorde, Tony Morrison, Gloria Naylor, Ntozake Shange ve siyahilerin edebiyatını dönüştürüp, adeta okyanusu besleyen bir ırmak haline getiren Alice Walker’ın da aralarında yer aldığı kadınların hikayeleriydi bunlar. Alice Walker’ın eseri bir hikaye olmanın önüne geçip, Walker’ın eserde siyah kadın hareketinin feminist hareketten farklı olduğunu göstermek için kullandığı “womanist” terimiyle cinsiyet çalışmaları sözlüğüne de girecekti. Toni Morrison ise var olan edebiyat ödüllerinin neredeyse hepsini alacaktı; özellikle de 1987 yılında yayımlanan, karmaşık bir yapı fakat estetik bir anlatımla siyahi tarihinin en kirli hatırası olan kölelik günlerini anlatan başyapıtı “Sevgili” (Beloved) eseriyle.
Siyah kadınlar, hikayeleriyle, kendi tarihlerini yeniden örüyorlar.                                                    

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...