05 Mart 2016 00:55

Cizre, Sur, Demirtaş ve özgürlük...

Cizre, Sur, Demirtaş ve özgürlük...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Hiçbir iktidarın başaramadığını AKP iktidarı başarmaya çalışıyor. AKP iktidarı Kürtleri bitirmeyi hesapladığı anlaşılan uygulamalar peşinde koşmaya devam ediyor.
Ya teslim alacak ya da bitirecek!
AKP zor bir işe soyundu. Kendi sonunu getirecek bir gidişatın içinde yüzdüğünün farkında değil...
Biliyorduk ama, Cizre’ye bakınca nasıl bir AKP, nasıl bir iktidar, nasıl bir zalimlikle karşı karşıya olduğumuzu daha çarpıcı olarak görmüş olduk.
Biz hep yazıyor, konuşuyoruz. Dilimizde tüy bitti ama tüm dünya AKP iktidarının ne menem bir iktidar olduğunu Cizre’den sonra daha çarpıcı olarak görmüş oldu.
Dünya basını tarihin en kanlı bombardımanlarıyla kıyaslamalar yapıyor. Guernica, Kobanê, Filistin....
Ses çıkarana, karşı çıkana, demokratik direnişe yol açana da saldırıyorlar. Şimdilerde bir kez daha HDP Eş Başkanı Demirtaş hedefte. Demirtaş’ın Sur’a çıkışı; Amed halkını, Kürt ve tüm Türkiye halklarını tüm dünya halklarını zulme karşı tutum almaya çağırdığı için hedefe konuluyor.
AKP Sur’u da Cizre’ye çevirdiğini gizlemek, hâlâ bazı hedefleri yok etmediğini düşünüyor olmalı ki, Sur’u halka kapatıyor. Kürdün kökünü kazıyacağını, Kandil’i, ABD’den yeni sipariş ettiği bombalarla mağaralarda bitireceğini hesaplayan AKP, Kürt yerleşim alanlarını, tüm şehirleri yerle bir ediyor.
Cizre’deki tablonun başka bir izahı yok. Sur’daki durum bunu gösteriyor. Aylardır tank, top sesleri, katledilen insan çığlıkları dinmedi.  
Doğrusu hiçbir iktidar böylesini yapmaya kalkmamıştı.
Yakın tarihimizde onca acı yaşadık ama şehirleri yerle yeksan etmeye kalkan tek iktidar AKP iktidarı oldu. Ne 12 Eylül darbecileri, ne Çiller-Ağar-Güreş dönemi, ne de Ecevit, Demirel, Erbakan buna cesaret etti
Dersim Katliamı’nı gerçekleştiren tek parti iktidarından (CHP) sonra şimdilerde tek parti iktidarının peşindeki AKP de aynı icraatların peşinde koşuyor.
Erdoğan sık sık CHP’yi köşeye sıkıştırmak hesabıyla Dersim Katliamı’nı örnek veriyordu. Şimdi artık onları aratmayan bir icraat uygulanıyor. Aslında Dersim’i yerle bir eden zihniyet sistemin zihniyetiydi. CHP’nin içinde sonraki DP’nin önder kadroları da vardı. Dersim’i CHP ve DP yaptı denebilir. Hep birlikte yaptılar. Bayar’ından İnönü’süne, M. Kemal’ine tüm ulusalcılar el birliği ile Dersim’i yerle yeksan etmişti.
Bugün de aynı kafadaki ulusalcılar yek vücut olmuş halde. Baksanıza Perinçek, AKP iktidarında hayatının en mutlu dönemini yaşıyormuş.
Ama unutulmasın ve tarihten ders çıkarılsın... Dönüp yeniden Dersim’e bakılsın... Ağrı’ya, Zilan’a, Diyarbekir’e bakılsın. Onca isyana, başkaldırıya, katliama, acıya rağmen bir halkın yok edilemediği ve özgürlük arayışının hiçbir zaman karartılamadığı unutulmasın.
O “Kürtler yerle bir edildi, Kürt sorunu toprağa gömüldü, üstüne beton döküldü” denilen yılların üzerinden 70-80-90 yıl geçti. Peki ne oldu?
Bilinsin ki, Cizre de yaralarını saracak.
Aylar sonra Cizre’ye girilince her şey ayan beyan görülür oldu. Dünya basını durmadan haber geçiyor, görüntü veriyor. Burası ne Guernica, ne Kobanê, Suriye, Irak, ne Filistin şehirleri...
BBC “Cizre koca bir mezarlığa dönmüş” diye haber verdi. Hatice Kamer’in haberi kan dondurucu gerçeği bir kez daha gösteriyor. Bu tablonun sorumluları, bu yıkımı, bu acıyı yaşatanlar, Cizre’yi yerle bir edenler ne kadar demagoji yaparsa yapsın, gerçeği çarpıtmak için ne ederse etsin suçlarını gizleyemezler. Cizre’yi yerle yeksan edenler zafer kazandıklarını, yakarak, yıkarak Kürdü teslim aldıklarını düşünüyorsa yanılıyorlar. Dönüp tarihe bir daha baksınlar, baksınlar ve sonuç çıkarsınlar.
Onca röportaj, onca görüntü, onca haber içinde tek bir ses bile, Cizreli kadının çığlığı bu durumu izah etmeye yetiyor. İşte Youtuba düşen görüntülerden bir kadının çığlığı... Siyah, simsiyah giyinmiş bir genç kadın tüm öfkesiyle, tüm vakurluğu, acısıyla, yıkıntılar içinde konuşuyor. Belli ki ailesinden öldürülen olmuş, ancak o sadece ailesinden öldürülenin peşinde değil, toplumsal düşündüğünü gösteriyor.
Diyor ki; “Bir tane değil, bir sürü canımız gitti...” Kadın isyan, acı ve keder içinde haykırıyor. AKP iktidarına, zalimlere sesleniyor. Tüm insanlığa sesleniyor. “O kadar gençler o kadar insan hepsi PKK’miydi? Hepsi mi PKK’ydi? Yeni doğan bebekler PKK’ydi? Madem ki PKK’ydi, ben PKK’yim.. Bundan sonra ben PKK’yim.”
AKP iktidarı bilmelidir ki, zifiri karanlığın yaşandığı an aynı zamanda aydınlığa dönen andır... Bir kez daha tarihe baksınlar, kırılmayan dirence baksınlar. Çocukların gözlerinin içine... Kadınlara kulak versinler.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...