26 Şubat 2016 00:57

Ülke nereye gidiyor?

Ülke nereye gidiyor?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“Bunlar milletvekili değil, teröristin ta kendisidir.” Bunları söyleyen herhangi bir muhalefet, ya da iktidar partisi milletvekili, ya da taraftarı değil. Bunları söyleyen kendi deyişi ile “fiili başkan”, “Parlamentoyu bekleme odasına kapatmış”, başta ordu üst kademesi ve devlet bürokrasisi olmak üzere, ülkenin tüm gerici güçlerini arkasına toplamış, anayasal olarak bu ülkenin Cumhurbaşkanı olan Erdoğan. Bundan sonra olacakları tahmin etmek zor mu? Zor değil, zaten o konuda da iktidar partisi milletvekillerine verilen bir direktif var: Kaldırın bunların dokunulmazlıklarını! Ülkenin bir bölümü yangın yerine dönmüşken, başkentin göbeğinde bombalar patlarken ülkenin en tepedeki yöneticisinin durumu vaziyeti işte böyle!

Gericilik dizginsiz bir hal aldığında işte böyle dengesizleşiyor ve her türlü ölçüyü, sağ duyuyu yitiriyor. Ama birilerinin sağ duyuyu, vicdanı yitirmemesi, bu ülkenin ezilen, katledilen kesimleri ile dayanışmayı yükseltmesi, onlara sahip çıkması gerekiyor. Sahip çıkması gerekenler bu ülkenin işçileri, emekçileri, aydınları ve ilericileridir. Onların sahip çıkacakları da ezilen, mahallesinde katledilen, evi başına yıkılan Kürtlerdir. Onlar sadece bugün değil, Cumhuriyet tarihi boyunca çeşitli zamanlarda benzer bir şiddete, katliamlara maruz bırakıldılar. Bugün olanlar ise çoğunu geride bıraktı. 

Peki ama bütün bunlar neden yapılıyor? Kürt sorununu şiddet yoluyla “çözmek” adına yapılıyor. Yani onlarca kez denenmiş, devlet politikası haline gelmiş gerici, faşist bir zorbalık yeniden piyasaya sürülüyor, öldürülen genç, yaşlı, çocukların sayıları büyük bir soğukkanlılıkla ilan ediliyor. Buna karşın “solcu, ilerici” bazı çevrelerden şöyle sesler yükseliyor: Canım onlar da bomba patlatıyor, savaşıyor, hendekler kazıyor vb.. Sivillere yönelik kör terör eylemleri elbette yanlıştır ve mahkum edilmelidir. 

Ancak bütün bunlara yol açan sorun ortada iken ve ülkeyi yönetenler bu sorunun demokrasi içinde çözümü doğrultusunda tek bir adım atmazken bu sorun sanki iki eşit taraf varmış gibi bir mantıkla ele alınamaz. İki tarafın olduğu doğrudur. Ama bu taraflar ne eşitler, ne de uyguladıkları yöntemler birbirleri ile karşılaştırılabilir. Bir tarafta ezen, katleden egemen ulusun devleti ve onun şiddeti var. Diğer tarafta ise ezilen, en doğal hakları inkar edilen, kölece bir yaşama mahkum edilmek istenen bir ulus var. Kendi durumuna isyan eden, köleliğe karşı baş kaldıran bir halkın mücadelesi sonuna kadar meşru ve haklıdır. Elbette kendisine uygun mücadele yöntemlerini de kendisi seçecektir.

Bugün uygulanan şiddet ve terör Kürt halkı içerisinde derin bir öfke ve nefret yaratmaktadır. Eğer bugün bu öfke ve nefretin şimdilik pek azı açık hareket halinde kendisini ortaya koyuyorsa da bu kimseyi yanıltmamalıdır. Dipte bir fırtına birikmektedir. Bu fırtınanın nasıl patlayacağını elbette bilemeyiz, ancak halkın gücünü toplaması ve harekete geçmesi için herhalde uzun süre beklemek gerekmeyecektir. Kürt halkı sadece Türkiye Kürdistanı’nda değil, Suriye ve Irak’ta da yapabileceklerini görmüş, eskisi gibi yaşamayacağının belirtilerini çok güçlü bir biçimde ortaya koymuştur. Bu halk kaderini artık kendisi yazacaktır.

Türkiye’nin gericiliğe ve faşizme karşı çıkan tüm ilerici güçleri, işçi ve emekçi yığınlarının uyanmış kesimleri ülkede demokrasi ve özgürlüğün kazanılması, Kürt halkının en temel haklarının teslim edilmesi için barış, emek ve demokrasi taleplerini içeren bir güç ve mücadele birliğine gitmeye mahkumdurlar. Çünkü gericiliğin ve faşizmin güç kazanması sadece Kürtleri hedefe koymayacaktır. Hedefe konan Türk’üyle, Kürt’üyle tüm işçi ve emekçi halk, onların ekonomik, sosyal ve siyasal hak mücadeleleridir. Son günlerde işçi haklarına yönelik peş peşe gelen saldırılar bunun açık kanıtı durumundadır. Bu saldırılar genel bir mücadele birliği ile püskürtülebilir. Ülke sert bir politik dönemece doğru ilerlemektedir ve mücadeleci güçler de buna göre mevzilenmek zorundadırlar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...