Beyaz ve turuncu
Fotoğraf: Envato
Renklerin tedavi edici özelliklerinden bahsetmek her zaman ilgi çekici olmuştur. Alternatif tıp arayışında olanlar kimi renklerin tedavi edici özelliklerine yürekten inanır. Piyasacı akıl ise tüketici davranışlarına ve algısına bir müdahale aracı olarak renkleri önemser. Onlar için kimi renkler iştah açıcıdır, kimi renkler ise başka bir sektörde tüketimi kışkırtabilir, yani kârlılığı artırabilir.
Ya beyaz? Beyaz, tıbbın önlüğünden barış annelerinin yaşmağına, savaş /çatışma alanlarında ateşkes çağrısının sembolü oluşuna ve dahi ambulanslara ve kefene, illaki anne sütüne ana renktir.
Giydiğimiz kıyafetlerden oturduğumuz odanın duvarına tercih ettiğimiz renkler ruh halimize denk düşse de salt bizi etkilemez. Aynı zamanda çevremiz için de algı ve huzur boyutuyla da önem arzeder.
Size deseler ki ‘mide bozukluklarından şeker hastalığına, kabızlık ve gaz şikayetinden karaciğer yetmezliğine, cümle baş ağrılarından migrende etkili bir formülümüz var. Üstelik ne para gerektiriyor ne de zahmet’. Ne düşünürsünüz böyle bir durumda? Sanırım ilginizi çekmiştir. Cevabı çok basit: Renklerden sarı. Aslında bu duruma “fala inanmayın ama falsız da kalmayın” mealinde yaklaşmak işin makulü diyebiliriz.
Renklere dair sağaltım boyutu ile referans olmaya teşne haber ve yazıları okuduğumuzda hastalar için neredeyse ne ilaç gerekiyor ne de bir ameliyat! Denebilir ki mitolojiyi sevenler renklerin anlam dünyasına da ilgi duyabilir. Tarihin çok eski dönemlerden beri aynen müzik makamlarında olduğu gibi renklerde de tedavi edici öze dair çokça söz edilmiş hatta pratiğe dökülmüştür.
Renklerden medet ummak kimi zaman da son derece insani, vicdani bir tutumdur. Bu bağlamda en son Cizre’de bir diyaliz hastasının çatışma ortamından azade olmak adına bir çomak ucunda tuttuğu beyaz bezi hatırlıyoruz. Nice zamandır elektrik yok, su yok, iletişim yok, ekmek yok, sokağa çıkmak yok, insanlık yok, vicdan yok, hukuk yok, doktor yok, öğretmen yok, Cizre ve cümle sokağa çıkma yasaklı ilçelerde! Son umut elde beyaz bayrak ama nafile. Önce bir milyon küsür insan rehin alındı sonra yaralılar ve ölüler.
İşte bundandır Cizre’nin renginin beyaz olması. Bu beyaz renk annelerin yaşmağındaki beyaz ile sokağa çıkma yasaklısı hasta ve yaralılar elindeki beyaz bez ve kefene hasret ölmüşlerin yüzündeki beyaz rengin harmanıdır ve insanlığa barışı, özgürlüğü, adaleti aramayı vasiyet bırakmıştır.
Evet, bu yakın savaşın iki rengi oluştu. Beyaz ve turuncu! Beyazın ardından unutamayacağımız diğer renk ise turuncu olsa gerek. Adeta mülteci mezarına dönüşen Ege denizinde mavi üstünlüğünü can yeleklerinin turuncu rengine bıraktı. Nasıl ki Cizre’de ölümün adı beyaz ise Ege denizinde bu kez turuncu.
Ah beyaz, ah turuncu!
- Askeri vesayetten toplumcu hekimliğe 25 Mart 2024 04:45
- 14 Mart halkın da Tıp Bayramı 18 Mart 2024 04:25
- Mahcup eğilimler, insan hakları ve hekimlik 11 Mart 2024 04:40
- Penisilin kokan sokaklar 04 Mart 2024 04:20
- Üvey dilin panzehri çokdillilik 26 Şubat 2024 04:45
- “İnsan dünyadır” 19 Şubat 2024 04:35
- Tabip odalarını ‘güvercinin ruh tedirginliği’ ile sınamak 14 Şubat 2024 04:24
- Her şehir atığı ile malul 07 Şubat 2024 04:10
- Ne sağcılar ne solcu: Sağlık ideolojisi 31 Ocak 2024 04:40
- Eş değer ilaç, doğala özdeş gıda ve algı yönetimi 24 Ocak 2024 04:36
- Bedene, ülkeye, aydınlanmaya biraz daha ışık 17 Ocak 2024 04:10
- Kızamık yine yeniden 10 Ocak 2024 04:33