20 Ocak 2016 00:53

Gogol’ün Palto’sunda Zola’nın cüreti

Gogol’ün Palto’sunda Zola’nın cüreti

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İlk Rus materyalistlerinden Belinski’nin 1847 yılında Gogol’e yazdığı mektup Ölü Canlar ve Müfettiş’in unutulmaz yazarının son kitabı üzerine yarattığı hayal kırıklığı üzerinedir. Kitapları çarlık sansürünün şiddetine maruz kalmış olan  Gogol’ün kitabı, Belinski’ye göre Rus köylülerinin köleliğini ve Çarlık idaresinin tahakkümünü sürdürmesini onaylayan bir yapıttır. Uzun mektubun bir yerinde şöyle yazar Belinski “Halk yazarlarda kendini Çarlığın, Hristiyanlığın ve milliyetçiliğin karanlığından kurtaracak biricik önderini, savunucusunu ve kurtarıcısını görür ve bu yüzden de yazarların bütün kötü kitaplarını bağışlamaya hazırdır ama zararlı, kötü yürekle kaleme alınmış olanları asla bağışlamaz.” Bu manifesto etkisi yaratan mektup Çarlık tarafından yasaklanır. “Hepimiz Gogol’ün Palto’sundan çıktık” diyerek Rus yazınının bu dahi kalemini onurlandıran Dostoyevski de mektubu bir toplulukta okuyunca önce ölüm cezası sonra da Sibirya sürgünü ile cezalandırılır. Göze alınan bedel ağırdır ama köleliğin kaldırılmasında Rus aydınlarının gözü pek çıkışlarının yol açıcı etkisi büyük olmuştur. Birbirine hiç benzemeyen ve Rusya’nın geleceği hakkında oldukça farklı düşünen Dostoyevski ve Belinski, yaşadıkları dönemin miadının dolduğu noktasında buluşmuşlardır sonuçta. Karanlık bir dönemden çıkış arayanları ironik bir biçimde bir araya getiren bir tarih cilvesidir bu.  

Bundan 50 yıl sonra vicdanının, askeri belgeleri Almanya’ya verdiği iddiasıyla yargılanan Yüzbaşı Dreyfus’a kurulan komployu kaldırmadığını söyleyerek yine bir açık mektuba imza atan Emile Zola’nın çıkışı da böyle bir çağ dönümünde oldu.  Almanya’ya savaş hazırlığındaki Fransa’nın Yahudi bir subaya isnat ettiği suç, Fransa’yı ikiye bölmüştür. Zola “Suçluyorum” başlığını taşıyan mektubuyla hem savaş hayallerini hem de devletin kendi yurttaşlarına yönelik ideolojik manipülasyonunu akamete uğratmıştır. Avrupa’da Yahudi düşmanlığının zirveye ulaşacağı faşizmi erkenden görerek uyaran isimdir o.  Bu yüzden başına aldığı bela da az değildir. 

Belinski Rus köylülüğünün kölelikten kurtuluşunu, Çarlık rejimine karşı özgürlük mücadelesini destekleyen; Zola da Germinal romanında maden işçilerinin direnişini anlatarak Avrupa’da yeni doğan işçi sınıfı mücadelesini, ve dönemin toplumsal çelişkilerini kaleme alan yazarlardı. Bu çelişkili dünyada ölmekte olanı görmüşler gelmekte olan yepyeni bir dünyayı selamlamışlardı. Kalemleri, artık giderilemeyecek çelişkileri savaş, komplo ve sansürle çözmeye/bastırmaya çalışan köhnemiş bir sisteme karşı kalkan olmuş; bir tür kar küreyicisi işlevi görmüşlerdi.  Belinski halkın aydınlarda biricik önderini, savunucusunu ve kurtarıcısını gördüğünü boşuna yazmaz. Onlar çağlarının düşüncesi, sözcüsü ve sezgisidirler.

Köleliğe karşı mücadele, köylülüğün kurtuluş mücadelesi, Avrupa işçi sınıfının eylemleri, sansüre karşı meydan okuma, savaş karşıtı duruş; bunların hepsinin bir arada olduğu bir eserdir onlarınki. Lenin’in “Rus devrimi’nin aynası” olduğunu söylediği Tolstoy’un yaptığı gibi, tarihin ileri doğru harekete geçirici güçlerini  erken fark edenlerdi. 

Gerçekçiler, çıktıkları “Palto”nun hakkını hep teslim ettiler; hakikatin üstünü örten gizemi aralamaya çalıştılar. Bu, bugün de önemlidir. Akademisyenlerin imzaladığı barış metninin Hükümetin büyük öfkesiyle karşılaştığı şu günlerde demeç yığınağının arasında pek işitilmese de metal işçileri asgari ücret farklarını almak için yeniden direnişteler. Renault işçileri gece vardiyasında, telefonlarının ışığıyla aydınlattıkları fabrika önünde “ver kurtul” diye slogan atıyorlar. Evlerinden, stadyumdan, sinemadan, televizyon başından, kahvedeki okey masasından gelerek gündelik hayatta ne biriktirmişlerse onu sloganlaştırarak direniyorlar. İktisadi mücadelenin yanı başında akan demokrasi mücadelesi ile birleşecek temas noktasını mayıstaki grevlerinde kendi kendilerini ve eylemlerini yönetmek üzere kurdukları komitelerle yakalamaya çalışmışlardı. 

Asıl onlar; şimdi direnişte olan bütün mücadele kesimleri “Palto”dan çıkan yazın görüşüne ihtiyaç duyuyorlar. 

Yeni zamanların ihtiyacı, mücadelelerin kardeşliği aşkına Belinski’lerin ve Zola’ların ruhunu çağırıyor yine. 
Bir metne atılan imza, bir imzadan daha fazlası ediyorsa bundandır. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...