16 Ocak 2016 00:52

Barış taraflara çağrıdır

Barış taraflara  çağrıdır

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Barış, çok temel bir insanlık hakkıdır. Barış talebi ise, insanlık hakkının korunmasını amaçlar. Barış, tarafların çatışmasını önlemeye yönelik olduğundan, tüm taraflara çağrıdır. Teröre karşı mücadelenin, terör olgusunun gereği biçimde yorumlanıp, tıkanmış siyasi kanalların açılarak, barışa hizmeti amaçlarcasına yapılması kamusal bir işlevdir. Aksi halde, teröre hizmet edilerek, çirkin yüzünün toplumun farklı yörelerinde göstermesine hizmet edilebileceği gibi, taraflar arasında nesiller boyu sürecek kin ve intikam tohumlarının atılmasına da yol açılabilir. 

Öğretim kurumları ve öğretim elemanlarının tavırları tarihin her döneminde siyasilerin hiddet ve şiddetini üzerine çekmiştir. Bunun sebebi çok açık olmakla beraber, gerekçesi toplumsal değildir.  Öğretim elemanları devlet memuru gibi konuşma yasaklı kişiler olmayıp, tan tersi, topluma karşı çok ciddi, bir o kadar da riskli görevleri yüklenmiş sorumlu kişilerdir.

Toplumsal olayları yorumlayarak toplumsal alana yaymak, siyasilerin davranış ve kararlarının toplumsal etkilerini çözümleyerek toplumu aydınlatmak söz konusu elemanların görevleridir. Toplumsal siyasi sürecin sağlıklı çalışabilmesi ve burjuva demokrasisinin sağlıklı işleyebilmesi için yaşananların ve siyasi kararların toplum katmanları tarafından net ve doğru olarak algılanması zorunludur.

Ancak, günümüzün fevkalade karmaşık toplumsal ve siyasi olay ve mekanizmaları karşısında halkın siyasi kararlarında esas olabilecek gerçeği algılamaları ve yorumlamaları olanaklı değildir. 

Topluma hizmetle iktidara gelmiş olan siyasiler çok çeşitli ve farklı nedenlerle icraatlarını toplumdan gizlemek ya da çarpık yansıtarak perdelemek ihtiyacı duyarlar. Kapitalist toplumlarda tasarrufun yükseltilmesi teranesi ile ücretlerin baskılanması siyasiler tarafından savunulabilir. Oysa, tasarrufların yükseltilmesinin tek yolunun ücretleri baskılamak olmadığı, hatta ücretler baskılanarak kârların yükseltilmesinin her durumda tasarrufları yükselteceği de geçerli bir sav değildir.

Benzer şekilde, asgari ücret tartışmaları ya da taşeron işçiliğin kaldırılarak yerine emek kiralama sisteminin getirilmesi de sermaye yanlı kararlar olduğu halde, maalesef, topluma ileri düzenlemeler olarak sunulmaktadır. Görülüyor ki, güçlü kesimlerin çıkarını korumakla görevli siyasi erk bu gerçeğin halk kesimleri tarafından algılanmasını ve bilinç uyanması oluşturmasını istememesi nedeniyle, gerçeği yansıtan akademisyene karşıdır. 

“Yurtta sulh, cihanda sulh” sloganının boş yere kullanılmadığı da günümüz koşullarında çok net görülmektedir. Dini siyasete alet edip, komşu ülkelerle ihtilafa girerek ülkeyi tehlikeye atmak, dış çemberdeki ateşe yeşil ışık yakmaktır. Barış istemek, “Yurtta sulh, cihanda sulh” kavramına riayete davettir.

Terör örgütlerinin amaçları olabileceği gibi, özellikle uluslararası terör örgütleri  ihalelere açık müteahhit çeteler olarak da çalışabilirler. Devletlerin söz konusu örgütlere karşı mücadelesinin de insan haklarına saygılı koşullarda yürütülmesi devlet ciddiyetinden beklenen olağan davranış biçimidir! 

Öğretim elemanlarının çeşitli konularda beyanat vermesi ya da bildiri yayımlaması bireysel ifade özgürlüğü yanında ve ondan da öte, akademik özgürlük ve toplumsal görevi gereğidir. 

İfade özgürlüğünün, siyasi endişeler ya da sair nedenlerle engellenmesi ve akademisyenin görevinin yerilmesi toplumun bilgi kaynaklarının kesilmesi anlamına gelir, ki bu durum özgürlükler ve demokrasi anlayışı ile bağdaşmaz.

Filistinli akademisyenin Kudüs’te İsrail askerlerine taş atması, nasıl ABD’deki üniversitesi tarafından ifade özgürlüğü olarak algılanmış ise, ülkemde de üniversitelerimizin baskıcı politikalar karşısında aynı tavrı  takınmalarını umuyorum.  

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...