08 Ocak 2016 01:00

Suriye'de iki portre, iki yol: Zehran Alluş ve Heysem Menna!

Suriye'de iki portre, iki yol: Zehran Alluş ve Heysem Menna!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Suriye savaşına siyasi çözüm bulmak amacıyla BM öncülüğünde Cenevre’de yapılacak görüşmelerin 25 Ocak’ta başlaması planlanıyor. Esad rejimi özellikle Rusya’nın eylül ayı sonunda başlayan operasyonları sonrasında Suriye’de etkinliğini ve egemenlik alanlarını önemli oranda arttırdı. Buna karşın Cenevre görüşmeleri öncesinde S. Arabistan,  Türkiye ve Katar ile iş birliği halinde olan ve ABD tarafından da desteklenen muhalif güçlerden bir ‘muhatap’ yaratmak için aralık ayında Riyad’da bir toplantı yapıldı. Riyad toplantısıyla aynı günlerde PYD öncülüğünde Demokratik Suriye Güçlerini (HSD) oluşturan gruplar, Rojava’da bir araya gelerek Demokratik Suriye Meclisini kurdu.
İşte Suriye’nin geleceğinin nasıl belirleneceğine dair hesap ve tartışmalarının yoğunlaştığı bugünlerde farklı biçimlerde gündeme gelen iki isim, aslında Suriye’nin önünde duran iki yolu da özetliyor.
Bu isimlerden ilki Zehran Alluş. Alluş, S. Arabistan tarafından kurdurulan Ceyşu’l İslam’ın (İslam Ordusu) lideriydi. 2009’da Selefist faaliyetlerden dolayı Şam’da hapse atılmış, Esad’ın 2011 affında salıverilmişti. Hapisten çıkınca S. Arabistan’da yaşayan babası Şeyh Muhammed Alluş’un ve S. Arabistan istihbaratının desteğiyle Ceyşu’l İslam’ı kurdu. Şam’ın Doğu Guta bölgesinin Duma ilçesinde etkin olan örgüt, S. Arabistan tarafından verilen ABD yapımı ağır silahlara sahipti. Alluş, militanları ile birlikte birçok kez gövde gösterisi yapmış, büyük bir harekatla Şam’ı ele geçireceğini propaganda etmişti. Ama yapabildiği tek şey, Alevi Esad zulmünden kurtaracağını söylediği Şam’ın Sünni halkını roket ve füzelerle bombalayıp katletmek oldu. Bir de rejim güçlerinin bombardımanını engellemek için Alevi kadınları kafeslere kapatıp canlı kalkan olarak kullanmasıyla ününe ün kattı! Zehran Alluş, 2015 nisanında Türkiye’de görüşmeler yapmış, 1 Kasım seçimlerinde AKP’nin zaferini kutlamıştı. En son Riyad’daki muhalif güçler toplantısına katıldı. Ancak bu toplantının ardından Rusya, Ceyşu’l İslam’ın toplantıya katılan Ahrar’uş Şam gibi terör örgütleri arasında olduğu ve Cenevre’de yapılacak toplantılara temsilci gönderemeyeceği açıklamasını yaptı. Aralık ayının son haftasında ismini son kez duyduğumuzda Zehran Alluş da yolun sonuna gelmişti. Alluş, 25 Aralıkta karargahında toplantı halindeyken rejim-Rusya güçlerinin hava bombardımanı ile öldürüldü. Dış güçler tarafından desteklenen cihatçı çetelerin en ‘parlak’ liderlerinden Alluş’un ölümü, aslında Suriye’de bu yolun çıkmaz bir yol olduğunun da kısa bir özetiydi.
Bu dönemde öne çıkan ve önümüzdeki günlerde daha sık duyacağımız diğer isim, Heysem Menna. Suriye Demokratik Değişim için Koordinasyon Kurulunun liderlerinden biri olan Menna, Suriye’de 2011’de rejim karşıtı gösterilerin başladığı kent olan Dera doğumlu. YDH haber sitesinden Mehmet Serim’in Menna’nın kişisel sitesinden yaptığı çeviride Menna’nın 1967 savaşından sonra oluşturulan Filistin fedai kamplarında eğitim gördüğü ve üniversite yıllarında Marksist faaliyetlerde bulunduğu belirtiliyor. 1978’de muhaberat baskısı nedeniyle ülkeyi terk eden Menna, 1982’de Suriye İnsan Hakları Derneğini kuruyor. Suriye savaşının başlamasından sonra kendisini dış destekli muhalefetin başına geçirmek için yapılan bütün teklifleri reddediyor. Fehim Taştekin’in 17 Temmuz 2014 tarihli Radikal’de yayımlanan ‘Savaşı bitirmek işimize gelmez’ yazısında aktardığı iki olay Menna’nın Suriye savaşı sürecindeki duruşunu yeterince açıklıyor.
İlki, Menna’nın ABD’nin eski Şam Büyükelçisi Robert Ford ile 2013’te gerçekleştirdiği görüşmede geçen bir diyalog.
Menna: Silahlı gruplara desteği neden kesmiyorsunuz?
Ford: Şu an Suriye’deki savaşı durdurmak Amerikan çıkarlarına uymuyor.
Menna: O halde ben sizin düşmanınızım, benden dostluk beklemeyin.
İkinci olay, S. Arabistan İstihbarat Şefi Bender bin Sultan’ın temsilcisini Menna’ya gönderip görüşme isteğinde bulunması. Menna, “Bender ile işim olmaz” deyince Bender’in temsilcisi “Devrim sonrası Suriye başbakanı olma şansını yitirdiniz” cevabını veriyordu.
Tıpkı Suriye’deki kamplaşmaya taraf olmayı reddettiği için görüşmelere katılması engellenen PYD gibi, Menna’nın da dış müdahaleye karşı çıktığı için Cenevre görüşmelerine katılması engellenmişti. Ve sonra tarih Suriye’nin geleceği için demokratik bir yol çizen bu güçleri birleştirdi. Menna, bugün hem ABD ve hem de Rusya blokunun Suriye’nin geleceği için meşru muhatap olarak kabul ettiği Demokratik Suriye Meclisinin eş başkanı oldu. Diğer eş başkan ise, PYD’li İlham Ehmed’di. Menna, bugün Suriye’nin geleceği için tek çıkar yol haline gelen bütün hakların ve inançların eşitliğine dayalı demokratik yolu temsil ediyor. Ve Menna dün yola “ordusuz” çıkmış olsa da, bugün bu yol giderek belirginleşip güçleniyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...