02 Ocak 2016 00:53

Yeni yıla girişi kutlarken

Yeni yıla girişi kutlarken

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yeni olana iki önemli psikolojik nedenle yönleniliyor. Birincisi, yeni olanın algılamada değişiklik, hatta olumluluk hissi yaratması; ikincisi ise, eski olanın memnuniyetsizlik ya da herhangi bir nedenle değiştirme arzusu uyandırmasıdır. Yeni yıl olgusu da böylesi duygularla algılanır ve kutlanır. Böylece, eskimiş olduğu düşünülen zaman dilimindeki acıların sihirli bir şekilde sonlanacağı ve daha olumlu bir döneme girileceği zihinlerde parlar. Yeni yıla girilirken yaşanan coşku ve heyecan geçmişi geride bırakıyor olmaktan çok, geleceğin yaşanıyor olması ile ilgili olsa gerek. Geçmiş yaşanmıştır, oysa, gelecek yaşanacak olduğundan hayal kurmaya müsait bir ortamdır. Hayal kurulurken de genellikle olumlu düşünüldüğünden gelecek daima geçmişe göre daha parlak algılanır.

Yeni yıla ait hayallerin ekonomik boyutu üzerinde biraz durup düşünmemiz gerekir. Yeni yıl ekonomik alanda genellikle zam kavramı ile anılır. Zamlar gerek bireyler gerekse firmalar açısından gelir ve gider cephesinden olarak iki yönlüdür. En basit anlatımı ile memurlar ve özel kesim emekçileri çok haklı olarak yeni yıl zammı üzerinde hayal kurarlar. İşin bu yönü genellikle ve biraz da isteksel olarak fevkalade olumlu olarak algılanır ve bireyi mutlu eder. Ne var ki, ekonomide her artı bir eksiye tekabül eder. Toplumun hangi ünitesinde ya da hanesinde artış eksilişin üzerinde gerçekleşirse orası avantajlı, aksi durumda olanlar ise dezavantajlı olur. Bu muhakeme tarzı ile, memurlar, emekçiler, emekliler ve diğer tüm sabit gelirliler zam alırken, aynı anda harcama alanındaki zamlarla da karşılaştığı düşünülmelidir. Nitekim memur maaşlarını ve asgari ücreti ele aldığımızda az veya çok bir zam veriliyor. Peki, bu zam nereden karşılanıyor? Bu zam, kamu kesiminde ya gelir artışından ya da bazı kamu harcamalarında yapılan kısıntılardan karşılanıyor. Zammı alan memur piyasaya gidip alış-veriş yaptığında aldığı malın fiyat arıtışı neticesinde Katma Değer Vergisi artışıyla karşılaşıyor. Alınan zam ücret veya maaşı yükseltirken daha üst dilime çıkılması halinde vergi artışı ile karşılaşılıyor. Ya da aile hekimine gidilip, ilaç yazdırıldığında katkı payı oranlarının artışı ile karşılaşıyor, vs. Kısacası, meseleyi tek yanlı değil, iki yanı ile birlikte düşündüğümüzde ilk heyecanımızın biraz söndüğünü görürüz.

Gelir ve gider açısından zam olayını, toplumsal boyutta gelirlerin nereden gelip nereye gidiyor olduğunu düşündüğümüzde şöyle bir manzara ile karşılaşıyoruz. Eğer gelirlerde yaşanan zam oranı ulusal gelirdeki reel artış oranından yüksek ise, zam alanın reel durumu korunmuş olmanın yanında, göreli gelir düzeyi de yükselmiş demektir. Bu yükselişe karşı gelen durumda da toplumun başka bölümlerinde reel gelir aşınması yaşanıyor demektir. Bu düşüncenin doğal sonucu bizi, reel durumu iyileşenler ile reel durumu kötüleşenler arasındaki güç dengelerine göre zamların gerçek ya da zahiri olduğu sonucuna götürür. Toplum kesimleri arasındaki reel durum karşılaştırması, tarafların ekonomik güç karşılaştırmasıdır. Gelir artışları üzerinde karar gücü olanlar aynı anda gelir azalışları üzerinde de güç sahibi olabilirler. Bu bağlamda devletin arkasına sinmiş sermaye en güçlü kesimdir. Ancak, sistemi meşrulaştırma ve toplumsal çöküşü erteleme ve bu gayelerle iktidara oy tabanı sağlama amacı ile emekçilere ve düşük ve orta gelir sahiplerine bazı ufak net iyileştirmeler yapılabilir. Böylesi, çoğu zaman net olmayan, ufak ayarlamaları olumlu algılamak sisteme bakışla ilgili ideolojik baskılamanın sonucudur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...