01 Ocak 2016 00:51

‘Bilmiyordum’

‘Bilmiyordum’

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geride kalan yıl için, adet olduğu üzere en iyi film listeleri yapıldı. Yılın gözden kaçmaması gereken filmi, bu vesileyle hatırlamakta yarar var. Vizyonda olmasa da filme ulaşmanın yolları bulunabilir. Sessizliğin Bakışı, Endonezya’daki büyük katliamı anlatan Öldürme Eylemi’nin devamı. Çarpıcı, düşündürücü, can yakıcı ve can yakıcı derecede yakın. 

Babacığının yanında oturan yetişkin kadın, okuldayken yaşadıklarını anlatıyor. “Baban çok komünist öldürmüş” dediklerinde gurur duyarmış, öyle söylüyor. “Babam buralarda ünlüdür” diyor mahcup bir gülümsemeyle, “İnsanlar ona saygı duyarlar”. Herif, o sırada başlıyor anlatmaya: bir Çinli kadının kafasını kesmiş, bir Çin lokantasına götürmüş, oradaki bütün Çinliler korkmuş. Gülerek taklitlerini yapıyor. Eve gelen gözlükçü, Adi, bir yandan yaşlıların gözlerine uygun camları seçerken, bir yandan 65-66 katliamını yaşayanlara (yaşatanlara!) sorular soruyor. Adi çok sakin, “Bir kadın kafasıydı öyle mi?” diyor, “Korkutmak için getirdin?” Herif sonra da çöpe attığını söylüyor, sonra başlıyor, ne çok insan öldürüp cesetlere ne yaptığını anlatmaya. “Bardağı alırdım. Boğazlarını keser, kanlarını bardağa doldururdum.” “Hepsine öyle mi yapardın?” “Yok. İki bardak yeterdi. (...) Sonra da içerdik.” “Neden?” “Delirmemek için.” O sırada yanında oturan, yaşlı babasına bakan kızı kasılıyor, sessizce dinliyor. Adi sorunca, “Bilmiyordum” diyor nezaketini bozmadan. “Sadistlik bu. Bilmiyordum.” Adi, kardeşinin de öldürülenlerden biri olduğunu söyleyince ne yapacağını, nasıl af dileyeceğini hepten şaşırıyor. Adi başka bir şey demeye gelmemiş zaten. Amacı yüzleşmek.  

Kızı bilmediğini söylüyor, Adi ile birlikte Sessizliğin Bakışı’nda katilleri dolaşan seyirci biliyor oysa. Endonezya’nın Amerikancı katilleri (kendilerine “freman” diyorlar, İngilizce “özgür adam” gibi), komünistleri, sendikacıları, muhalifleri, Çinli azınlığı katlederken, insan kanı içmenin onları delirtmediğine hâlâ inanıyor. Yönetmenin önceki filmi Öldürme Eylemi, belgesel sinema tarihine geçen çarpıcı bir filmdi bu, yarım asır sonra hâlâ gururla dolaşan ve korku saçan, çünkü iktidarda olan katillere marifetlerini anlattırmıştı. Sessizliğin Bakışı’nda, kurbanlardan birinin kardeşi olan gözlükçü Adi, katillerle yüzleşiyor. Yanı başındakinin, komşunun, kardeşin birbirine ettiğini, derin, uzun sorgulamalar yapmadan, gözlerinin içine bakarak gösteriyor. Geçmişte değil, bugünde geçiyor.
Endonezya’dan binlerce kilometre ötede, üstünden bunca yıl geçtikten sonra dahi, kol gezen caniliğin, hiç yeni değil, tarih kadar eski olduğunu hatırlatıyor film. Aradan onca yıl geçtikten sonra bile nasıl iyileşilebileceğini, nasıl yola devam edileceğini bilmeden devam etmenin nasıl bir şey olduğunu. Vampirlerin fantastik hikayelerini anlatan filmlerin aksine, gerçekten insan kanı içenlerin filmi bu. Yıl henüz ’60’lar ama Afganistan’dan sonra emperyalizmin beslediği kan içici mahlukat, cihat üniforması giyerek dolaşacak. Onun dışında, hâlâ kan damlayan, açık bir yara, bizim dünyamız. Yeni yıl, yeni yıllar kanı durdurmanın, yüzleşmenin, özgürlüğün yılı olsun. Kan içenlerin, “Bilmiyordum”ların yılı değil. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...