28 Aralık 2015 00:55

Bebeklerin kurşunlanmasının ağır tanıklığı

Bebeklerin kurşunlanmasının ağır tanıklığı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Zehra Doğan, sadece kadınlardan oluşan haber ajansı JİNHA’nın muhabiri. Günlerdir Cizre’de, Nusaybin’de, Silopi’de, Sur’da abluka altında, can pazarını, katliamları ve direnişi yaşayan, tanıklığı yüklenen bir kadın gazeteci. Savaşın ortasındaki gözümüz kulağımız. Ve vicdanımız aynı zamanda. 3 aylık Miray bebeğin nasıl öldürüldüğünün tanığı, daha nice bebeğin, kadının, gencin, yaşlının ölümünün tanığı olduğu gibi. Miray bebeğin katledilmesine dair onun yazdıklarının üzerine yazılacak tek bir fazla cümlem olmadığı için Zehra’nın yazısını bu köşeden paylaşmayı borç biliyorum.Kadınların tanıklığına saygıyla...

“‘Hayatta en çok ne istersin’ deseler, ‘anlaşılmak isterim’ cevabını veririm” der Sabahattin Ali. Bu duyguyu 5 Haziran’da başlayan ve bir türlü bitmek bilmeyen sokağa çıkma yasaklarında sahada çalışan birçok özgür basın emekçisi yaşıyordur. Büyük bir halk direnişini mağdur edebiyatıyla duyurmak istemeyen bizler, gözlerimizin önünde katledilen bebekleri, yaşlıları, anneleri, gencecik bedenleri yazdıkça yine de bu halkın bombalara karşı direniş zılgıtlarını duyun isteriz...

Miray bebek 27 Eylül’de doğmuştu, yani 4 Eylül’de ilan edilen ilk Cizre yasağında anne karnında 9 aylık bir bebekti. 9 gün süren yasakta alanda olan muhabirler olarak bebek ölümlerinin yanı sıra ‘direnişin çocukları doğdu’ haberleri geçiyorduk. Miray da o bebeklerden biriydi, o şanslı bebekler arasında yerini almıştı. 35 günlük Tahir Yaranmış, o günlerde Miray kadar şanslı değildi, Tahir ilk yasakta katledilmişti. Nur Mahallesi’nde bulunan camide Mehmet Emin Levent (19) ile birlikte bekletilen 35 günlük bebeğin cenazesi HDP’li milletvekillerinin günler süren yoğun çabaları sonucu beyaz bayraklı kadınların öncülüğünde yapılan yürüyüşle mahalleden çıkarılmış ve Kürdistan’da ilk beyaz bayraklı cenaze taşıma görüntüsü ise bu cenaze töreniyle başlatılmıştı. 

O dönemde alanda olan gazeteciler olarak 35 günlük Tahir’in ve Mehmet Emin’in cenazelerinin mahalleden çıkarılma anlarını görüntülemiştik. Büyük bir cesaret örneğinin sergilendiği yürüyüşte, küçük Tahir’in ve Mehmet Emin Levent’in cansız bedenlerinden yayılan çürümüş koku 40 derecelik Cizre sokaklarında acı acı yayılırken, kadınların beyaz bayraklarını sallayarak çektikleri zılgıtlar ise direnişin ilk sembolü olarak arşivlerde yerini aldı. Yürüyüşün ardından mahallenin çıkışına vardığımızda bizleri bir cenaze aracı, onlarca akrep ve eli tetikte olan onlarca özel harekat timi karşıladı. Atılan sloganlar nedeniyle özel harekat timleri Tahir’in cenazesinin araca bindirilmesine kadar beklemeye tahammül edemedi. Ağır silahlarla kitle taranmaya başlanırken, Tahir’in babasının kucağında cansız oğluyla, korkudan kaçmaya başlayan kapısı açık cenaze aracının arkasından koşarak, tepeleme bir şekilde cansız bedeni araca attığı anlar hala aklımızda. 

Yine ilk yasakta 10 Eylül’de sokağın karşısına geçerken kucağında bebeğiyle, 18 yaşındaki Zeynep Taşkın’ın vurulduğu gibi yere yığıldığı, ağlayan bebeği kurtarmak için koşan büyükanne Maşallah Edin’in de oracıkta vurulduğu sokakta iki kadın yerde saatlerce cansız yatarken, yaşanan korkudan dolayı küçük bebeğin ağlama seslerine kimse cevap olamamıştı uzun bir süre. Devlet güçleri bebekleri öldürmeye devam etmedi mi yine? Hala devam eden yasakla birlikte saldırılar daha da ağırlaştırılmadı mı? Ablukanın 7. gününde Cizre’de özel harekat polisleri tarafından vurulan 32 yaşındaki Güler Yanalak’ın karnındaki bebek de kurşunlanarak katledildi. Güler hala yoğun bakımda.

Oysa Silopi’de katledilen ve 7 gün sokak ortasında bekletilen 57 yaşındaki Taybet İnan’ın cenazesi daha dün sokaktan alınabilmişti. Taybet’in arkasında kana bulanmış beyaz bayrağı kamuoyunu derinden etkilese de Kürtlerin yaşadıklarına karşı derin bir sessizlik soğukluğunu koruyor. Doğmamış bebeklerin dahi düşman görüldüğü, kurşunlanarak katledildiği, işgali kadın bedeni üzerinden yaparak saldırmanın büyük kanıtı olan kadın iradesinin sokak ortasında bekletildiği, düşman görülen topraklarda halk direnişi devam ediyor.”

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...