Hukuksuzluk
Fotoğraf: Envato
Anayasa bir süredir AKP tarafından askıya alınmış durumda. 12 Mart darbesinden sonra “Anayasa bir süreliğine askıya alındı” gibi bir söz söylenmişti de; hâlâ anılır.
Cumhurbaşkanı, fiilen başkanlık sistemine geçtiğini ilan etti. Kanuni bir dayanak olmadan Suriye Savaşı’na fiilen müdahil olundu.
Fiilen kuvvetler ayrılığı ortadan kaldırıldı. Yargı yürütmeye bağımlı hale getirildi.
En son, yine fiilen sıkıyönetim ilan edildi. Kanuni bir dayanağı olmadığı halde yedi günlük periyotlar sonunda kısa aralar verilerek, haftalar süren sokağa çıkma yasakları uygulanıyor.
İnsanları bir hafta boyunca evlerine kapatmanız için kanuni bir dayanak olması lazım. Anayasa, özgürlüklerin ancak yasa ile kısıtlanabileceğini yazıyor. AKP Hükümeti ise, geçici Bakanlar Kurulunun aldığı bir kararı dayanak yaparak valilerin emri ile insanların özgürlüklerini haftalar boyunca kısıtlayabiliyor.
Hangi hukukçuya sorsanız AKP Hükümetinin icraatlarının Anayasa’ya aykırı olduğunu söyler. Ama, hukukçular konuşamıyor, basın konuşamıyor, üniversiteler konuşamıyor.
Konuşanlar hakkında yürütmeye bağlı yargı tarafından davalar açılıyor. Konuşanların sesi tamamen hükümetin emrine girmiş basın tarafından kamuoyuna duyurulmuyor.
Dört gazete, iki TV dışında bütün basın teslim alınmış. Havuz medyasından sonra Demirören’in gözyaşları arasında Milliyet-Vatan grubu, daha sonra Doğan Grubu teslim olmuş. Şimdi Cumhuriyet’i düşürmeye çalışıyorlar. Sonra, Evrensel, Birgün, Gündem’e sıra gelecek belki.
Can Dündar ile Erdem Gül’ün tutuklanması Cumhuriyet operasyonunun bir parçası.
Şimdi basına yeni sansür kuralları getirmeye çalışıyorlar. Bazı haberler, Başbakan veya Cumhurbaşkanının devlet sırrı ilan etmesi ile yayımlanamayacak. Yayımlayanlar Dündar ve Gül gibi “casusluk”, “Devlet sırrını ifşa etmek” vs. suçlamalarla tutuklanıp yargılanacak.
AKP, son sekiz senedir adım adım özgürlükleri kısıtlıyor, hukuksuzluğu normal hale getiriyor, Anayasa’yı paspas yapıyor. Diyanet İşleri Başkanı laiklik karşıtı beyanlar veriyor. AKP, çok sinsice yapıyor bütün bunları. Gezi ayaklanmasından ders aldı. Üç beşini birden yaparsa halkın ayaklanacağını gördü. Bir valilerinin deyişi ile “Kazı bağırtmadan yoluyor” ya da “Kurbağayı soğuk suya koyup yavaş yavaş kaynatıyor”.
Kanunsuzluktan, özgürlüklerimizin birer birer kısıtlanmasından, devlet terörünün ateşinde yanmaya başladığımızda artık kaynayan tencereden çıkacak halimiz kalmayacak.
- Şaşkın ördek 23 Nisan 2024 04:32
- Barış ne zaman gelecek? 16 Nisan 2024 04:47
- Sosyalistlerin seçim çalışması nasıl olmalıdır? 09 Nisan 2024 04:42
- Seçim dersleri 02 Nisan 2024 04:47
- Moskova katliamı 26 Mart 2024 05:38
- Büyük Birader bizi gözetliyor 19 Mart 2024 04:39
- Küçülemeyen devlet 12 Mart 2024 04:52
- Etkisiz hale getirmek 05 Mart 2024 04:48
- Her şey rant için 27 Şubat 2024 08:49
- Hem yasa koyucu hem yürütücü hem de hakim 20 Şubat 2024 04:48
- İşkenceyi ve işkenceciyi aklamak 13 Şubat 2024 04:40
- Böyle demokrasi olmaz 06 Şubat 2024 04:46