11 Aralık 2015 00:58

Kuşa bak!

Kuşa bak!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Marx “Görünen gerçek olsaydı bilime gerek kalmazdı” demişti. Bugün Ortadoğu’da olup bitenler açısından baktığımızda görünen ne, gerçek ne, sorusunu sormak kaçınılmaz oluyor. Görünen şu: IŞİD denilen bir bela var ve dünyanın belli başlı büyük devletleri bu belayı -bu belayı kimlerin örgütlediklerini şimdilik bir tarafa bırakıyoruz- Ortadoğu halklarının başından defetmek için geniş bir koalisyon kurmuş durumdalar ve bu nedenle Suriye ve Irak’ta bu örgüte karşı hava saldırıları düzenliyorlar. Bütün bunları hep birlikte görüyoruz. Peki bu gördüklerimiz gerçeği bütünüyle yansıtıyor mu?

Siyaset biliminin diliyle bu soruyu yanıtlamak gerekirse, yanıt, hayır yansıtmıyor olacaktır! Ortadoğu’nun bu bölgesine 12 değişik ülkeye ait onlarca savaş gemisi, uçaklar, operasyon birlikleri vb. konuşlanmış durumdadır. Görünen hedef IŞİD’dir ama atılan her bomba farklı hedefleri vurmaktadır. Rusya bölgeye S 400 füzeleri yerleştirmiştir ve bu füzeler uçaklara karşı kullanılmaktadır, ama IŞİD’in tek bir uçağı bile yoktur! ABD İncirlik’e ve bölgeye savaş uçaklarını yığmıştır ama IŞİD hedefleri nadiren bombalanmaktadır. AKP Hükümeti Halep’te, Şam’da “Namaz kılmak” için yola çıkmıştır ama Musul yakınlarına askeri birlik yığmaktadır, IŞİD’e karşı Rusya ile müttefiktir ama Rus uçağını vurmaktadır. İran’ın değişik güçleri doğrudan doğruya askeri operasyon bölgelerindedir ve Rus- Türk krizinin ardından Türkiye’ye sevk ettiği gazın vanasını kısmıştır vb. vb...

Bu tabloya İngiltere’nin, Fransa’nın, Almanya’nın vb. yaptıklarını ve yapmak istediklerini de eklemek olanaklıdır. Şimdi soruyu yeniden sorabiliriz: Büyük emperyalist devletler ve bölge gericilikleri bu adımları atarak, hedefe IŞİD’i koyarak gerçekte hangi hedefleri gerçekleştirme  peşinde koşmaktadırlar? Peşinde koştukları hedef bellidir: Ortadoğu yeniden paylaşılmakta, emperyalist büyük devletler ve bölge gericilikleri onlarla iş birliği halinde bu paylaşıma katılmaktadırlar. Hedef Ortadoğu’nun siyasi haritasını yeniden çizmek, bu haritada en büyük parçayı etkileri altına almak, karşıt güçlerin çıkarlarına darbe vurmaktır. Bize gösterilen sadece IŞİD’dir. Bize deniyor ki, aaa...kuşa bakın!

Bu paylaşım mücadelesinde birbiriyle müttefik olarak gözüken her devletin birbiriyle çelişen ayrı çıkarları vardır, üstelik bölge gericiliklerinin de apayrı çıkarları ve hedefleri  -örneğin AKP hükümetinin ilerici Kürt güçlerini ve bölgelerini çevreleme amacı bunlardan biridir- vardır. Bu mücadele de mezheplerin kullanılması, yeni devletlerin oluşturulması, oluşma yoluna girmiş devletleri, bölgelerin etki altına alınması vb. gibi pek çok gerici hedef bulunmaktadır. Ortadoğu’dan söz edilince elbette enerji kaynaklarının denetimi ve geçiş yollarının kontrolünü de bu tabloya eklemek gerekiyor. Bütün bu karşılıklı mücadelelerin bu çıkarları gerçekleştirmek üzere yapıldığının altını da kalınca çizmek gerekiyor. Kısacası Sykes-Pıcot bittiyse yenisini yapmak gerekiyor.

AKP Hükümetinin ABD’nin bilgisi ve göz yumması ile Musul’a askeri yığınak yapması, ABD’nin Rus füzelerini gerekçe göstererek Suriye’de IŞİD hedeflerini vurmayı savsaklaması; ABD önderliğindeki güçlerin, IŞİD’i Irak’tan Suriye’ye doğru sürme ve Rusya, İran, Suriye, Irak hükümetleri ve Hizbullah güçlerini uzun sürecek ve yıpratıcı bir IŞİD mücadelesi ile karşı karşıya bırakma hamlesinin işaretlerini vermektedir. IŞİD’in zayıf düştüğü anlarda ABD liderliğindeki güçlerin “IŞİD’i vurma” gerekçesiyle Suriye içerisindeki operasyonlarını genişleteceğini öngörmek gerekiyor. Bu arada Suriye’den gelen bazı haberler ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinin Suriye ordusuna ait bazı hedefleri bombaladığı yönündedir.

Kısacası ve açıkçası, bölgede IŞİD’in hedefe koyulmasının çok ötesinde bir hesaplaşma sürmektedir ve bölge halkı doğrudan bu hesaplaşmanın kurbanı durumundadır. Arap’ıyla, Kürt’üyle, Türk’üyle, Acem’iyle bölge halkları emperyalist hesaplaşmanın, gerici çıkarların hedefi durumundadır. Bu durum halklar arasındaki mücadele ve dayanışma birliklerinin kurulması yönünde çaba gösterilmesini, halkların kendi gerici hükümetlerine karşı mücadeleyi yükseltmesini zorunlu kılıyor. Hiç kuşku yok Ortadoğu halklarının mücadelesi bölgeye dışarıdan yapılacak emperyalist müdahaleler son buluncaya, halklar kendi kaderlerini kendi elline almayı başarıncaya kadar sürecektir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa