10 Aralık 2015 01:00

İnsan hakları

İnsan hakları

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Altmış yedi yıl önce bugün Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bildirisi’ni kabul etti. Bildirinin yayınlanmasının amacı, artık bir daha savaşlar olmasın, ülkeler demokrasi ile yönetilsin ve insanların hak ve özgürlüklerine devletler saygı göstersin idi.
İki büyük savaştan sonra kapitalistler, savaşın ve diktatörlüklerin kaynağının insan haklarına dayalı demokratik ülkelerin oluşturulamaması olarak görüyordu.
Ama, Marksistlerin dediği gibi savaşın, sömürünün, diktatörlüklerin kaynağı kapitalizmdi. Şimdilerde bu gerçek bazı ünlü kapitalistlerce de itiraf edilse de, 1948’den bu yana savaşın, sömürünün, diktatörlüklerin ortadan kalkmaması ve eskisini aratmayacak şekilde devam etmesi burjuva propagandanın doğru olmadığını kanıtlamıştı.
Bugün, Suriye, Irak ya da Zaho’da yaşıyorsanız havadan kafanıza uçak tarafından atılmış bir bomba düşebilir. İslam Devleti askerlerince yakalanıp kafanız kesilebilir, köle olarak satılabilir ya da seks kölesi yapılabilirsiniz.
Türkiye’de yaşıyorsanız ve gazeteci iseniz yazdığınız bir yazı veya yayınladığınız bir haber Hükümetin hoşuna gitmediği için terör örgütü üyesi denerek tek kişilik hücrelere atılabilirsiniz. Ya da yaşadığınız mahallede on dört gün sokağa çıkma yasağı ilan edilip aç, susuz, elektriksiz ve soğukta bırakılabilir, ekmek almak için sokağa çıkarsanız vurulabilirsiniz.
Savaştan, zulümden kaçarken Ege’de ve Akdeniz’de boğulabilir, Avrupa kapılarında çile çekebilirsiniz.
Dört aydır ücretinizi alamadığınız için gösteri yapmak isterseniz polisin copu ve biber gazına maruz kalabilirsiniz.
Gerici iktidarlara karşı parti kurup iktidar mücadelesi yapmak isteseniz karşınıza yüzde on seçim barajları çıkarılır. Seçim yarışında iktidar partisi karşınıza devletin bütün olanakları ile çıkar.
Sesinizi bir gazete veya televizyon aracılığıyla duyurmaya çalışsanız; binanız basılır, hatta bombalanır, çalışanlarınız hapsedilir, reklam vermeyerek sizi çökertmek isterler, o da olmazsa maliyecileri yollayıp büyük vergi cezaları keserler, yine de uslanmazsanız sizi ‘terör örgütününün yayın organı’ olarak ilan edip yönetime el koyarlar ve yönetimi kayyuma devrederler.
Telefonlarınız dinlenir. Yazışmalarınız okunur. Fişlenirsiniz. İşe alınmaz ya da  işe hasbelkader alınmışsanız oradan oraya sürülürsünüz.
Devletin resmi dininden olmak zorundasınızdır. Verdiğiniz vergilerden, resmi din kurumlarına büyük meblağlar aktarılır. Resmi din mensubu değilseniz, dininiz ve inancınız aşağılanır, hakaret görür, mitinglerde sizi yuhalatırlar, kapılarınıza çarpı işaretleri koyarlar, her on senede bir sizin inançlarınızdan insanlara katliamlar düzenlerler, yatak odalarınızın penceresinden her geçen gün sesinin şiddeti artan çağrılarla sizi resmi dine çağırırlar.
Kadınsanız, çocuksanız, engelli iseniz yaşamanız daha zordur buralarda.
İçtiğiniz suyu, soluduğunuz havayı zehirlerler. Ağaçları keserler, tarlaları kurutup ovalara gökdelenler dikerler.
Ve her sene 10 Aralık günü İnsan Hakları Bildirisi’ni hatırlayıp, bütün bunların bir süre sonra düzeleceğine yeniden yeminler ederler.
İnsan Hakları gününüz kutlu olsun!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...