03 Aralık 2015 00:41

Katil belli

Katil belli

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçen gün gazetemizin Karikatüristi Sefer Selvi’nin çizdiği karikatür, gerçeğe parmak başmış. Bir röportaj resmedilmiş karikatürde; muhabir faili meçhul cinayetleri soruyor Başbakana ve Başbakan Davutoğlu,  “Bizde faili meçhul olmaz” diyerek art arda pek çok fail sıralıyor: içinde “kokteyl fail” de var. Kokteyl fail kavramını da hukuk dünyasına kazandırdı AKP’li yetkililer.
Sefer Selvi’nin anlattığı gibi, AKP yetkilileri hayali fail üretmekte mahir. Yandaş basın da bu uydurulmuş failler üzerine yayınlar yapıyor ve bu şekilde yüzde 49.5’ i ikna etmeye çalışıyorlar. Büyük bir kısmı da ikna oluyor. Ama, yüzde 51.5 ve bütün dünya AKP’lilerin icat ettiği failler konusunda ikna olmuyor.
Tahir Elçi cinayetinde de AKP fail icat etmeye çalışıyor ama bu sefer o kadar kolay değil. “Çatışmada öldürüldü” diyorlar, “Çatışma olmasaydı Elçi ölmezdi” diyorlar, “Çatışmanın nedeni PKK’dir diyorlar ama Tahir Elçi’yi vuran tabancanın kime ait olduğunu bir türlü söyleyemiyorlar.
Oysa, katili herkes gördü. Günlerdir görüntüler sosyal medyada ve TV’lerde yayımlanıyor. Sokağa koşarak iki kişi giriyor. Birinin elindeki silahın kurşunu bitmiş, tabancayı namlusundan tutuyor, diğerinin elindeki tabanca arıza yapmış, polisin üzerine arızalı tabancayı fırlatıyor. Bu iki kişi sokak içinde ateş etmiyorlar. Görüntülerde basın açıklaması için gelmiş bir polis otomobili görünüyor ve bu otomobilin yanında iki polis memuru var. Bu iki polis memuru kaçanların arkasından ateş ediyor. Bir üçüncü polis daha ateş ediyor ama o bizim gördüğümüz görüntülerde ateş ederken görünmüyor. Polislerden biri ifadesinde bu üçüncü polisin ateş edip mermisi bittiğinde silahını kendisine verdiğini söylüyor. Yani, olay mahallinde sadece ateş eden üç polis var. Tahir Elçi’yi vuran bu üç polisten biri. AKP’liler hendeklerden ateş edildiğini söylüyor ama bu doğru değil. Çünkü, hendeklerden Tahir Elçi’nin bulunduğu yer görülmüyor. Elçi, minarenin ayaklarının dibinde, cami içinde, yoldan buranın silah görüşüne girmesi mümkün değil.
Bütün bunları AKP’li yetkililer de biliyor. Zaten onun için hemen gerçekleri gizleme gayretine giriyorlar. Elçi’nin çatışmada öldürüldüğünü ilan ediyorlar. Henüz delillerin toplanmadığını söylüyorlar. Oysa, delillerin toplanmasını kendileri engelliyor.  Oradaki üç polisin silahının alınması ve balistik muayenesinin yapılması gerekir. Elçi’yi vuran kurşunun olay yerinden alınıp balistik muayenesinin yapılması gerekir. Orada bulunan gazetecilerin kamera kayıtlarının, basın açıklamasına katılan kişilerin telefon kayıtlarının, olay mahallindeki MOBESE ve diğer kamera kayıtlarının toplanması gerekir. Olay yerinde bulunan herkesin dinlenmesi gerekir.  Olay mahallinde keşif yapılması gerekir. Resmi zevat “Olay mahalline gidemiyoruz çünkü PKK’liler ateş açıyor, güvenliğimiz yok” diyor. İlk gün Başsavcı ile olay yerine giden avukatlar ise,  “Güvenliğimizi tehdit eden bir şey yoktu, uzaktan birkaç el silah sesi geldi, güvenlik sorunu var diye bizi olay yerinden uzaklaştırdılar” diyor. Gazetelerde olay yerinde dolaşan halkın ayaklarının dibinde boş kovan görüntüleri yayımlanıyor.
Çabaları boşuna, bu kez “kokteyl fail” gibi abukluklarla katili gizleyemeyecekler. Katil ortada. Delilleri karartma, katili gizleme çabaları onları da suçlu duruma düşürmekten başka bir işe yaramaz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...