21 Kasım 2015 00:54

IŞİD’e karşı mücadelede adres PYD ve Kürtler

IŞİD’e karşı mücadelede adres PYD ve Kürtler

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Artık bu gerçeğin görülmesi ve gerekenin yapılması için daha fazla zaman kaybedilmemelidir.
Türkiye’de şaha kalkan gericiliği durdurmanın yolu da buradan geçiyor.

Kürt halkına yönelen; Cizre, Silvan, Yüksekova, Hani, Sur, Varto gibi ilçelerde art arda gerçekleştirilen katliamların, sokağa çıkma yasaklarının, azgın saldırının altında yatan da Kürtlerin IŞİD’e ve onun arkasındaki güçlere karşı sürdürdüğü kararlı mücadeledir.

Aslında bölgesel özerklik, öz yönetim mücadelesi, bir anlamıyla IŞİD’in önüne kazılmış olan hendekler olduğu için Kürt halkı bu denli vahşi saldırının hedefi edilmektedir.

Hem IŞİD’e hem de onu besleyip, büyüten ve bu gün artık stadyumlara kadar sokulan ırkçı, faşist zihniyeti durdurmanın biricik yolu, Kürt demokratik hareketi ile Türkiye’nin laik ve demokratik hareketinin birliğidir.
Emek, barış ve demokrasi güçleri bir yol açacaksa buradan ilerleyebilir.

Kürtleri, Kürt hareketinin hem laik, hem demokratik hem de mücadeleci ve kazanım elde ederek ilerleyen gidişatı ile birleşen işçi ve emekçi hareketi aynı zamanda kendi geleceğini de garanti altına almış olacaktır.

Değilse, bu gün TOKİ’deki kredi borcundan dolayı “ekonomik istikrar” adına AKP’ye oy vermek durumunda kalan işçi, yarın o küçük dairede çocuklarıyla birlikte huzur ve güven içinde oturamayacaktır!
Türk işçisinin görmesi gereken gerçek budur!

Kürtleri hedefe koyan, Kürtlerin demokratik hak ve özgürlük, eşitlik ve kardeşlik mücadelesini bölücülük ve terörizm olarak gösteren ve aslında IŞİD ile iş kotaran ve devlet terörünü meşrulaştırarak ülkeyi diktatörlüğe ve felakete sürükleyen zihniyete karşı tutum almayan işçi ve emekçiler sessizce karanlığa teslim olmuş olacaktır.

Birileri IŞİD’e karşı ağız ucuyla laf etmek zorunda kalmışsa, bunun esas nedeni IŞİD’in ilerlemesini durduran, Kobanê’de ona set çeken ve IŞİD’i Rojava’dan temizleyip, Şengal’de püskürten ve bu mücadeleyi kararlıca sürdürmeye devam eden Kürt halkının ve elbette bölgedeki tüm diğer halkların direnişi olmuştur. 

Başınızı kaldırıp, gözünüzü açıp, olup bitene baktığınızda bu gerçeği görmemeniz için hiçbir neden yoktur.
Her şey ayan beyan yaşanmaktadır. IŞİD’e karşı canla başla direniş Kürt hareketi mevzisinde sürdürülmektedir.

IŞİD’e karşı gerçek anlamda mücadele veren, onu durduran tek güç Bakur, Başur, Rojava ve Rojhilat Kürtlerinin ve elbette buralarda yaşayan Arap, Asurî, Süryani, Ermeni, Türkmen ve diğer halkların ortak tutumudur. 

KDP’nin ve onun yörüngesindeki bir bölüm örgütün, uluslararası güçlerle ve Türkiye’nin IŞİD destekçisi yönetimi ile içine girmiş olduğu ilişkiler, iktidar ve ikbal hesaplarının yarattığı çelişki ve ikircikli tutumu bir yana bırakarak söyleyebileceğimiz budur.

Evet, IŞİD’i durduran, durduracak olan ve bulunduğu yerlerden söküp atacak olan tek güç demokratik Kürt hareketidir.

Son olarak YPG, YPJ, YPŞ, HPG, YJA Star öncülüğünde ve birçok devrimci, sosyalist bileşenin de katılımıyla Şengal’de verilen direniş de bunu gösterdi.

IŞİD’in kana boğduğu, işgal ettiği, insanlık dışı tüm uygulamaları sergilediği topraklardan çıkarabilecek güç olduğunu bu güne kadar göstermiş olan Kürt halkı, bundan sonra da en kararlı mücadeleyi verebilecek olan tek demokratik güç durumundadır.

Bu günün acil sorunu IŞİD’in durdurulması ve ezilmesiyse; bu insanlık dışı organizasyonun, bu katiller sürüsünün, bu Beyrut’tan Suruç’a, Adana’dan Diyarbakır’a, Ankara’dan Paris’e kadar dünyanın her tarafına el atmış olan bu vahşi örgütten nemalanmak isteyen, onların yarattığı ortamdan, kendi hesaplarını realize etme amacı güden, ama iki yüzlüce ona karşıymış gibi görünen tüm gerici, burjuva mihrakların yüzündeki maskeyi indirmenin yolu da bu mücadeleyle birleşmek ve bunu Türkiye’de daha da büyütmektir.
Türkiye’nin demokratları, aydınları, bilcümle entelektüel kesimlerinin görmesi gereken gerçek budur. Demokrat, devrimci, sol, sosyalist güçlerin görmesi gereken ve alması gereken tutum da bu olmalıdır.
IŞİD ve onun arkasındaki güçlere karşı tutum almak isteyenlerin yapması gereken tek şey PYD ve Kürtlerin IŞİD’e karşı verdiği mücadeleyi daha güçlü desteklemek ve Türkiye’de daha geniş bir demokratik cephe açmaktır.

Şimdi aylar önce Kobanê için söylediğimiz daha da anlam kazanmış olmalı.

Ayrıca, Kürt halkının bu gün bu denli hedef edilmiş olması, kin ve nefretin ayyuka çıkarılmış olması, “Esedullah Timi”nin kuş avlar gibi Kürt kadın ve çocuklarının bedenlerinde parçalanan özel mermiler kullanarak katliamlara imza atmasının, “Türk’sen övün, değilsen itaat et” söylemlerinin altında yatan, bir yanıyla da Kürtlerin IŞİD karşısında kazanmış olduğu zafere duyulan kin ve nefret değilse nedir ki?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...