20 Kasım 2015 01:00

Bu duruma nasıl geldik?

Bu duruma nasıl geldik?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Özellikle ulusal nitelik taşıyan futbol karşılaşmaları, insan türünün en aşağılık örnekleriyle aynı coğrafyada yaşıyor olduğumuz gerçeğini her seferinde bir kez daha bize hatırlatıyor. Stadyumlarda; hayata ırkçı, faşist, cinsiyetçi, militarist gözle bakan, insanlıktan ve vicdandan pek nasiplen(e)memiş son derece sefil bir canlı türünün egemenliği söz konusu...
Rakip takımın ulusal marşını ıslıklarla, tekbirlerle, sloganlarla sabote edecek ve katliam kurbanları için yapılan bir dakikalık anmaya dahi tahammül edemeyip vahşeti onaylayan/destekleyen gösterilere girişecek kadar gözü dönmüş bir utanç topluluğu...
“Milli ve manevi değerlere” yönelik yüksek(!) hassasiyetleri, insanlık ve nefret suçu işlemelerine engel olmuyor.
Ama artık alıştık. Bütün bunlar, stadyumları dolduran insanlık düşmanı ırkçı, faşist güruhun şanından sayılıyor.
Her hallerinden canilik potansiyeli taşıdıkları anlaşılan bu yaratıklar, toplumsal yaşam içinde kimi zaman katil, kimi zaman linççi, kimi zaman tecavüzcü, kimi zaman kundakçı olarak boy göstermekten de geri durmuyorlar.
Muktedirlerinkiyle örtüşen söylemleri ve eylemleri, cüretkarlıklarının kaynağını da ortaya koyuyor.
Bir de olup bitenlere şaşırmış görünüp safça, “Biz bu duruma nasıl geldik” diye soranlar var... Aslında akıl, onur ve vicdan sahibi olanlar için yanıtlaması o kadar da zor olmayan bir soru bu. Yeter ki ikiyüzlülüğe sığınılmasın...
Bu duruma nasıl mı geldik?..
Doğuştan sahip olunan etnik ve dinsel kimlikleri kutsallaştırıp bunların üzerine hastalıklı ideolojiler inşa ederek ve bu ideolojileri her fırsatta yeniden üretip insanlara dayatarak geldik...
Çocukluk dönemlerinden başlayarak, yoğun bir Türklük propagandasıyla insanların beynini zehirleyerek geldik...
Memleketin her yerini “Ne mutlu Türküm diyene” yazılarıyla donatıp Türklüğün ayrıcalıklı ve üstün bir kimlik olduğu algısını/inancını kafalara sokarak geldik...
Bayrağa, saygı duyulması gereken ulusal bir sembol olmanın ötesinde anlamlar yükleyip bayrak budalası insanlar yaratarak ve “kutsallık” payesiyle taçlandırdığımız bayrağı ırkçılığın temel motiflerinden birisi haline getirerek geldik...
Farklılıklara saygı duymak yerine, farklılıkları inkar ve imha etmenin yollarını arayarak geldik...
Hak, özgürlük, eşitlik, adalet, barış taleplerini nefret suçlarının gerekçesi yaparak geldik...
Barışın yerine savaşı, hayatın yerine ölümü tercih ederek, kardeşliğin yerine nefreti, eşitliğin yerine ayrımcılığı koyarak geldik...
Mesela, özel harekat denen resmi çetenin cinayetlerini, siviller üzerinde estirdiği terörü, Silvan’da, Cizre’de duvarlara yazdığı ırkçı, faşist sloganları görmezden gelerek, nefret suçu işlemelerine tepkisiz kalarak geldik...
Şimdi bir kez daha düşünüp kendi kendimize soralım bakalım... Biz bu duruma nasıl geldik?..

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...