AKP iktidarı yeniden
Fotoğraf: Envato
AK Parti/AKP iktidarları dönemi devam ediyor.
Şaşırtıcı olan, 7 Haziran’da yüzde 40 bandında olan bir parti, nasıl olur da son beş aydaki performansı da belliyken, 1 Kasım’da oylarını 9 puan birden yükseltebilmiştir?
Bu konu tartışılıyor yoğun olarak. Benim, pek de anlamadığım, seçmen davranışları, siyaset sosyolojisi konuları bunlar.
Görebildiğim kadarıyla herkes gerçeğin bir ya da birden fazla veçhesine işaret ediyor.
Pek çok insan gibi ben de, seçmenin bir miktar daha AK Parti’yi cezalandıracağını ve ona tek başına iktidar olanağı vermeyeceğini, siyasilere “ülkeyi koalisyonla yönetin” diyeceğini düşünüyordum.
Öyle olmadı, seçmen iktidar partisini değil, MHP’yi cezalandırdı.
Bir miktar da HDP’ye sitem etti. Ama sırtını dönmedi ona. “Sen Mecliste olmalısın” dedi. Üstelik silahlı çatışma ortamında ve çatışmanın müsebbibi olarak gösterildiği ve sanki çatışan veya çatışma isteyen HDP’ymiş gibi fatura çıkarılmak istenen koşullarda bunu dedi. Seçmen CHP’deki olumlu kıpırdanmayı da gördü ancak henüz ona destek yürüyüşünü başlatmadı. Sonuçlara bakarak bunları söyleyebiliriz.
Esas tartışma konusu, sonuçlar açısından bakıldığında, seçmenin neden böyle bir irade gösterdiğidir? Seçmen davranışı…
Kimi güven diyor, kimi istikrar. Kimi baskı, korku diyor, kimi de sandık hileleri falan…
Şimdi ne olacak?
Bizim ilgi alanımız itibariyle söyleyebilirim: 2002 Kasım’ından bu yana Türkiye’de insan hak ve özgürlüklerinin durumuna bakılmalı. Nereye gelmiştir? Demokrasi çıtası nerede durmaktadır?
Nerelerde, hangi koşullarda reformlarda yavaşlama, durma, geriye gitme, askıya alma durumlarının yaşandığına bakılmalı.
1999 yılının Aralık ayından itibaren AB süreci ile birlikte görmeye başladığımız Türkiye’nin genel yöneliminin demokrasiye doğru evrilmesinin özellikle son iki yıldaki otokrasiye doğru yön değişme tehlikesine bakılmalı…
Başkanlık sistemi elbette olabilir. Ama hukukun üstünlüğü ilkesini sürekli hafife alan ve yalnızca sandıktan çıkmaya bakan “milli iradeci” devlet anlayışı sahipleriyle başkanlık sistemi nasıl sürdürülebilir?
Eleştiriye kapalı bir sistem arzulanıyor. Cumhurbaşkanına hakaret davalarına bakın. Bir yıllık uygulama belki de bütün bir Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırdı ya da kırmak üzere.
Yargısız infazlara bakın. Toplanma özgürlüğüne gösterilen müsamahasızlığa ve uygulanan devlet şiddetine bakın. Gazetelere el koymalara, baskınlara, yazarların, sorumlu müdürlerin gözaltına alınmalarına bakın. Karartılan internet sitelerine, erişim yasaklarına…
AK Parti/AKP iktidarları dönemi devam ediyor.
Sandıktan çıkan sonuçla kimin yöneteceği/iktidar olacağı konusundaki düğüm çözülmüştür. Halk iradesinin özgürce kendisini göstermesi gerekir elbette. Seçim döneminde yaşanan özgür iradeye yönelik baskılar, ihlaller elbette not edilmelidir.
Ama AKP yine, yeniden tek başına iktidardır.
Toplum, eşitlik, özgürlük,adalet, barış, demokrasi ve hukukun üstünlüğü, hukuki güvenlik isteğini dile getiriyor.
AKP demokratik yoldan dile getirilen bu demokratik taleplere ne ölçüde olumlu cevap verecek?
Merak konusu olan budur…
- Sonrası... 22 Haziran 2023 04:20
- İnsan hakları standartları ve değişim 15 Haziran 2023 04:10
- İnsan haklarının korunması sorunu 08 Haziran 2023 04:21
- Yeni bir güne uyanabilmek: Yaşamak! 01 Haziran 2023 04:21
- AYM kararlarına uyum ve uygulama sorunu 25 Mayıs 2023 04:22
- PKK ve ETA'nın savaşı ve aileler 18 Mayıs 2023 04:19
- Yeşil Sol Parti Çankaya'dan: Sekiz paragrafta atılacak devrimci adımlar 11 Mayıs 2023 04:41
- AİHM kararlarına uyum göstermek 04 Mayıs 2023 04:19
- Hukukun üstünlüğü ve demokrasiye saygı ihtiyacı 27 Nisan 2023 04:21
- Devletin savaş harcamaları üzerine 20 Nisan 2023 04:18
- Cumartesi Annelerinin toplanma özgürlüğü, polis ve Anayasa Mahkemesi 13 Nisan 2023 04:01
- Yeni dönem mi? 06 Nisan 2023 04:21