HDP’ye yönelik kuşatmayı yarmak...

HDP tam bir kuşatma altında.

Bir demokratik halk mevzisi haline gelen HDP’yi yıkarak milyonları hepten güvensizliğe, çaresizliğe itmek, teslim almak istiyorlar.

7 Haziran seçimlerinde kazanılan demokratik mevzii, elde edilen güveni, başarılan Kürt, Türk, Alevi Sünni… tüm diller ve inançlardan halkların eşitliği ve kardeşliği mücadelesini yerle bir etmek istiyorlar.
Kin ve nefret bunun için.

Başlatılan savaş, basılan ilçeler, tutuklama furyası, zıvanadan çıkmışlık, hepsi demokrasi korkusu, birleşik halk hareketinin büyüyüp, onları hepten yerle bir etmesi korkusundan. Katliamlar, IŞİD’e yol vermeler, Kürtleri beyaz Toroslarla korkutmalar, cesetleri zırhlı araçlarla sürüklemeler, ‘Türkün gücünü göreceksiniz’ seansları, kadın devrimcilerin cesetlerini soyarak teşhir etmeler, mezarlıkları bombardımana tabi tutup, bitişikteki cami ve cemevlerini yıkmalar, batıdaki demokrasi güçlerini ezme girişimleri, ev basıp, itiraz edenleri evinde infaz ederek susturma hesaplarının altında yatan tek neden halk korkusudur.

Devrim ve demokrasi korkusu…

Onca zulme ve katliamlara, sömürü ve baskıya rağmen halkın teslim olmaması onların uykularını kaçırıyor, gece gündüz karabasan yaşıyorlar.

Her gün onlarca, bazen yüzlerce HDP’li gözaltına alınıyor, beşer, onar tutuklanıyor. 

Dün sabah İstanbul’da yine güne bir operasyonla uyandık. Kürdistan’da artık haber bile olmayan baskınlar, gözaltı ve tutuklamalar dinmiyor.

Belediye eş başkanları sorgusuz sualsiz tutuklanıp hapse atılıyor. 

HDP il, ilçe eş başkanlarının bir bölümü içeri atıldı, çoğu takipte. HDP’yi ezmek için dört koldan çalışıyorlar.

Sandık oyunu sürerken, milletvekilleri ve milletvekili adayları çalıştırılmıyor. Bingöl Milletvekili ve Milletvekili Adayı Hişyar Özsoy Bingöl Üniversitesine sokulmadığından üniversitelilere demir kapıların arkasından ve zırhlı araçların gölgesinde hitap etmek zorunda kalıyor.

HDP Eş Genel Başkanları başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, Başbakan, bakanlar, milletvekilleri, onların havuz medyası ve tüm yandaşlarının zehirli oklarının hedefi halinde. Her gün yeni bir operasyon yapılarak HDP yöneticileri, üyeleri, milletvekili adayları gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor.
HDP’ye göz açtırmamak, HDP’ye oy verenleri ezip, sindirmek için tüm devlet aygıtı, resmi gayriresmi, yasal, yasa dışı tüm mekanizmalar harekete geçmiş bulunuyor.

Polis, asker, bürokrasi, mahkemeler, medya… Tüm devlet kurumları Erdoğan’ın ağzına bakar hale gelmiş halde HDP ve onun bileşeni olan, onunla seçim ittifakı ya da iş birliği içinde olan güçlere saldırıyorlar.
HDP’ye oy veren altı milyon seçmeni milyonlarca halkı ezip, hizaya getirmek istiyorlar.

HDP gerilerse, HDP teslim olursa daha bir on yıl tahtta kalacağını, Saray’da oturacağını, mahdumları ve çevresiyle, yandaşlarıyla lüks ve safahat içinde yaşayabileceğini hesaplıyor.

Ankara mitinginin göz göre göre kana bulanmasındaki amaç da budur. Yüz devrimci, demokrat, aydın, işçi, emekçi, kadın erkek, yaşlı, genç demokrasi istediği, barışı savunduğu, özgürlük ve devrimden yana olduğu için hedefe kondu ve katledildi. Ankara Katliamı’nın devletin, hükümetin, istihbarat ve emniyetin, askerin polisin, yandaş medyanın bilgisi dahilinde gerçekleştiğini gösteren onca veri ortaya çıktı.
IŞİD, “Bak siz de biz de aynı hedefe yöneliyoruz” der gibi. Erdoğan ve çapsız Başbakan ne kadar örtmeye, IŞİD’in adını zikretmemeye, eğer zikretmek zorunda kalırsa DAEŞ, falan diyerek geveleyip, yanına da PKK ve birkaç örgüt katarak ansa da, gerçeği karartmak mümkün değil.

Her geçen gün bu katliamın sorumluları olarak yargılanmalarını gerektirecek fazlasıyla veri ortaya çıkıyor. HDP’nin ve demokrasi güçlerinin bu hesabı soracağını biliyorlar.

Bunun için Eş Genel Başkanlar saldırı altında. Onlara televizyonlar kapalı. Tehditler dinmiyor.
Dahası ölüm tehditleri altında çalışmak, mücadeleyi ve örgütlenmeyi sürdürmek, seçim çalışmalarını sürdürmek durumunda kalıyorlar.

Demirtaş’a suikast istihbaratı ve haberlerinden sonra şimdi Yüksekdağ katillerin hedefi oldu.
Tüm bunlar kâr etmeyince şimdi de HDP MYK’si toptan soruşturma konusu olmuş.
İşte tüm bu yaşananlar bize daha büyük bir sorumluluk yüklüyor. İşçiler, emekçiler, sendikalar, meslek odaları, sosyalistler, devrimciler, demokratlar, aydınlar, sanatçılar olarak HDP’yi ezme hesaplarını boşa çıkarmak için daha güçlü bir birliğe ve daha ileri bir tutuma ihtiyaç var. Zira HDP’ye yönelik kuşatmayı yarmak ve 1 Kasım seçimlerinden daha güçlü çıkmak, sadece kanlı karanlığa gidişi durdurmayacak, aydınlık geleceğe yeni bir pencere açacaktır.