23 Ekim 2015 00:59

Kardeşliğin gereği

Kardeşliğin gereği

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bugün Ankara Katliamı’nın üzerinden iki hafta geçti. Toplum katliama gerekli ve yeterli  tepkisini gösterdi mi? HAYIR… Bazılarımız hâlâ kabuslar görürken birileri ellerini ovuşturuyor. Toplumun bir kesimi gösterdi. Tepkisizliği ve karşı tepkiyi de toplumsal bir refleks olarak anlarsak EVET toplumun tamamı tepki gösterdi diyebiliriz. Gösterilen tepki ve karşı tepki ülkenin bölünmüşlüğünün fotoğrafıdır.
Katliamın ardından Twitter’dan ve Facebook’tan yapılan paylaşımlara gelen yorumlar, nefret söylemleri, Konya’daki maçta yaşananlar, anma yapılan yerde karanfilleri ezen zihniyetlerin gösterdiği ve şu anda bilmediğim katliam sevicilerin eylem ve hareketlerini bir yana koyalım. Devlet ve onun yöneticilerinin açıklamalarını, Kürt illerinde daha azgınca saldırıları da bir yana koyalım ve en üste şu açıklamayı ekleyelim; “Başbakan: Ankara saldırısı sonrası anket yaptık, oylarımızda yükseliş trendi var”.
Hiç de öyle bazı gazetelerin manşet attığı gibi “Bu saldırı Türkiye’ye” falan da değildir. Böldükleri ülkede acılar üstünden siyasi rant elde etmenin  adıdır.Siz hâlâ saldırının Türkiye’ye yapıldığına inanıyor musunuz?
Ülke nüfusunun neredeyse yüzde 50’sini terörist olarak gören ve saldıran zihniyetin şimdilik son marifetidir.
Katliam sonrası gelişmeler bu bölünmenin işaretidir. Sonuç olarak; bu katliam tüm halklardan, tüm inançlardan, tüm mesleklerden, tüm kitle örgütlerinden BARIŞ-KARDEŞLİK ve DEMOKRASİ diyenlere yapılmıştır. Başta Kürt halkı olmak üzere işçi, köylü, öğrenci, memur, demokrat, liberal, sol,  sosyalist ve komünistlere karşı tüm güçleriyle saldırmalarının adıdır.  
Katliamın üstünden 2-3 saat geçtikten sonra polis alanı çevrelemeye başlarken insanların doğal tepkilerine karşılık amir pozisyonundaki kişinin emrindeki polislere şöyle dediğine tanık oldum; “Şimdi onların acıları var, sakin olun, ne söylerlerse SİNEYE çekin!” Şimdi, bu cümle nasıl anlaşılır? Onların acıları var!!! Evet acılarımız var… ve bu acı onların değil.
1 Kasım seçimlerine sayılı günler kaldı. Şimdi barış, kardeşlik ve demokrasi taleplerini her zamankinden daha güçlü haykırma ve savunma zamanıdır. Bunun için ilk adım da HDP’nin güçlü olarak seçimlerden çıkmasını sağlamaktan geçmektedir.
Unutmamak ve unutturmamak için bu iktidar döneminde yaşananları her yerde deşifre etmek de görevimizdir.
Roboskî 2011(34),  Reyhanlı 2012(54), Gezi 2013(12), Soma 2014(301), Ermenek 2014(18) Diyarbakır HDP mitingi 2015(4), Suruç 2015(33), Ankara 2015(102)…..
2011 ile 2015 yıllarında toplamda 558 insan katledildi ve yüzlerce yaralı… Peki siyasi veya idari görev üstlenenlerden bir tane olsun sorumlu başbakan, bakan, mülki amir yok muydu? Bir tane istifa eden duydunuz mu?
Kardeşliğin gereği katliamların sorumlularının cezalandırılmaları için hesap sormaktır.
Evet bugün toplumun yüzde 50’si olarak anmalarımızı yaptık, yapıyoruz.
Benim acıma ortak olacak sen, senin acında yanında olacak ben; BİZ oluncaya kadar da barışta ısrar, adalette ısrar edeceğiz.
Çünkü; başkasının acısına bakmayan bir toplumda muktedirlerin tezgahları hiç boş kalmaz…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...