17 Ekim 2015 01:00

Faşizm yansımaları

Faşizm yansımaları

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Köşe yazı sahiplerine yönelik eleştiriler doğal olduğu kadar, yazının değerlendirilmesi niteliğinde olması hasebiyle bunların okuyucu kitlesine ulaşması da yararlıdır. Bu anlayışla, bir arkadaşın geçen haftaki yazıya yaptığı eleştiriyi okuyucuların takdirine sunuyorum. Sütunun bir bölümünü böyle bir amaçla kullanmamın diğer önemli bir nedeni de, eleştirinin bir bakıma EVRENSEL’i de ilgilendiriyor olmasıdır. Eleştiriyi aynen aşağıya alıyorum.  
{Sayın Önder,
“Amerikan ulusu ve devlet erkanı Nobel Ödüllü vatandaşları ile mi övünür, yoksa Nobel adayları yetiştiren eğitim ve araştırma kurumları ile mi? Öyle düşünüyorum ki, Amerikan resmi kurumları ve halkı insanları ile değil, kurumları ile övünürler. Çünkü, Amerikan yönetiminin eseri insan değil, kurumdur. Önce kurum oluşturulur, kurum insanı yetiştirir”
demişsiniz.
Çok şükür, Evrensel’de batı emperyalizminin güzellemeleri artık açık açık yapılıyor. Sizler bu ülkenin Gorbaçov’larısınız. O da kendi maskesini indirmiş ve Rus devletinin sosyalist olmadığını, partisinin komünist olmadığını beyanla çoktan tamamlanmış olan geri dönüşün ürünü devlet kapitalizminden ‘‘hür teşebbüslü’’ (Morrison Sülü) liberal ekonomiye ve buna uygun üstyapı kurumlarına geçişin önünü açmıştı.
Nasıl ki Gorbaçov sahte sosyalizmin marksist sol üzerindeki tahribatını ortadan kaldırmış oldu, sizler de batı emperyalizmine açıktan yaptığınız güzellemelerle maskelerinizi indiriyor, benim gibi marksistlerin sizin gibi sahte marksistlerin gerçek yüzünü göstermemize yardımcı oluyorsunuz. Teşekkür ederim.}
Böyle bir eleştiri karşısında teşekkürlerimle, şöyle düşünüyorum ki, yazının tümü okunup, amacın ne olduğu ve nereye odaklandığı daha net algılanabilse idi, bu hataya düşülmezdi. ”Marksizm bu ise, ben Marksist değilim!” diyebilmiş büyük üstat iyi ki şu anda aramızda değil!
***
Yaşanan bunca acıların üzerine geçen haftaki ”olacağı ve faili belli” katliam için başsağlığı dilemek o denli hafif kalıyor ki! Zira böylesi teselliler, atacağı adımların ileride tetikleyebileceği sonuçları hesaplayamayan ya da sonuçları kasıtlı amaçlayan bir siyasal yapıyı yükselten sosyal tabanın vicdanımızda ve toplumsal bilinç anlayışımızda açtığı yaranın derinliğinde kaybolmaktadır. Görünen yüzü ile kişilerin eseri gibi yansıyan tarih, aslında, karşılıklı etkileşim içinde toplumsal süreçlerin zaman boyutundaki birikimli resmidir. Hangi yönde olursa olsun, liderlik de, despotluk da derininde  toplumsal boyutu olan süreçlerdir. Faşizm de böyledir; bir yönü ile kitleleri harekete geçiren sosyal dürtü ve mekanizmalara dayanarak yükselir. Hitler, Mussolini ve diğerleri, maalesef, toplumu üzerinde yükselen açık örneklerdir. Hatta bu faşist dokular, öylesine çarpık algılama içinde olmuşlardır ki, bir zamanlar görüldüğü üzere, Hitler ve Mussolini, dönemin en demokratik anayasasının Almanya ve İtalya anayasaları olduğunu bilinçsizce iddia etmişlerdir. Toplumun toplumu baskılama süreci! 
Tarihte görülen imparatorluklar bir anda yıkılmadı; yıkım, zamanla eriyen dokuların eseridir. Sovyetlerin sonu da, salt Gorbaçov’un eseri değil, bir sürecin noktalanmasıdır. Tarihsel süreçleri insanla algılayanlar ya tapacakları bir lidere gereksinme duyar ya da nefretlerini boşaltacakları kişilikler yaratırlar. Oysa, bir anda parlayan tarihsel görüntüler, içsel ve dışsal dinamiklerin uzun süreçlerle ortaya koyduğu birikimli patlama anlarıdır. ”Bilimsel sosyalizm” böyle bir öğretidir! 

NOT: Bağımsız Sosyal Bilimcilerin “AKP’li Yıllarda Emeğin Durumu” başlıklı çalışması YORDAM tarafından basılmış olup, 23 Ekim Cuma günü 19.30’da Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesinde kamuoyuna tanıtılacaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...