11 Ekim 2015 01:00

Hakan'laştırdıklarımızdan mısınız?

Hakan'laştırdıklarımızdan mısınız?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Önce dinlemek istemedim.
Öğrenci ısrarlı, ders notlarını uzattı, “Hiç olmazsa göz atın” dedi.
Göz attım: Türk hukuk tarihi çalışan öğrencinin ders notları. “Hakan” diye başlıyor notlar ve hakanı “Allah’ın Türk milletini yönetmesi için seçtiğidir” diye tanımlıyor.
Bizi yönetecek olanı seçenin Allah olduğuna inandınız mı, seçilenin bizim için her şeyin en iyisini, en doğrusunu, hatta tek iyi ve doğru olanı bildiğini inkar edemezsiniz. Seçilenin bilgisinden, bilgisinin doğruluğundan, doğru bilginin bizim için en iyisi olduğundan kuşku duyamazsınız. Çünkü seçen Allah’tır, onun seçimindeki isabet tartışılamaz.
Bizi yönetecek olan, kendisini seçenin Allah olduğuna inandı mı, her şeyin en iyisini, en doğrusunu, hatta seçenekler arasındaki tek iyi ve doğru olanı kendisinin bildiğine de inanır. Onun söylediklerini tartışamazsınız, tartışırsanız Allah’a karşı çıkmış olursunuz. Onun hükümlerini eleştirir, sertçe eleştirirseniz Allah’ın seçimini kantara vurmuş olursunuz; hakanın yargı koruyucularına ne denirdi, bilemedim ama bizim dilimizle savcılarının kutsallık hareleriyle çevrili hışmına uğrarsınız.    
Yıllardır yazarım, yazmaktan usanmam: Bizim siyasi yaşam kültürümüzde bir yere atanan, ya da seçilen kişi, atandığı ya da seçildiği andan başlayarak bizler için her şeyin en iyisini, en doğrusunu bilmeye başlar ve atandığı ya da seçildiği görevin sona ermesine kadar bu her şeyin en iyisini, en doğrusunu bilme süreci sürer gider. Sanki beyni yarılır, içine tüm bilgiler akıtılır. Ben bunlara ‘kamu bilgeleri’ derim. Sonraları farkına vardım, kamu bilgelerinin yanı sıra köşe yazarı olduğu anda her şeyin en iyisini, en doğrusunu bilmeye başlayan bilgeler de varmış. Derken, zamanı geldi, bu bilgelere sanayici, tüccar, para istifçisi ailelerin yurt dışında üniversite bitirmiş, kadın ya da erkek fark etmez, çocukları da katıldı. Bilge barındıran, üreten gruplar çoğaldı, bilgelerin sayısı arttı.
Meğer işin sırrı, hakanlık sistemindeymiş. Ama atalarımız bizden daha tutarlı olduklarından bir bilge olan hakanın Allah tarafından seçildiğine inanmışlar, inandırmışlar ve böylece hakanın bilgeliğini tartışılamaz konumda belirlemişler.
Laik bir devlette milleti yönetecek olanı Allah’ın seçimine bağlayan bir siyasi sistem kurgulayamazsınız ama Allah yerine ‘milli irade’ der, bir başka soyutluğun dokunulmazlık kalkanına sığınırsınız. ‘Allah bilgesi’ elbette olmaz ancak ‘milli irade bilgeleri’ bal gibi olur. Öyle olur ki, bir örnek vereyim, CHP Genel Başkanı dahi 1 Kasım seçimlerinde ‘tecelli edecek milli iradenin’ ne olacağı, daha doğrusu ne olmayacağı konusunda bizleri aydınlatmaya başladı.
Allah’ın seçtiği ‘hakan’dan ‘milli iradenin’ seçtiği ‘hakan’a evriliyoruz.
HAKANlaşıyoruz…

Not: Ders notlarına göre bazı hakanlar kendisini denetleyecek yapıları yok etmeye çalışmışlar. Böylece Allah’ın hakanı seçerken kulun olası zaaflarından arınabilmesini sağlamak amacıyla sunduğu olanakları tanımamışlar ve belalarını bulmuşlar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...