02 Ekim 2015 01:00

Kapitalizm aynasında VW sahtekarlığı

Kapitalizm aynasında VW sahtekarlığı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bu yılın ilk yarısına dair verilere göre dünyanın en büyük otomobil tekeli haline gelen Alman Volkswagen’in, özel bir program yardımıyla egzozdan çıkan zararlı emisyonları, bilinçli bir manipülasyonla düşük göstermesi sadece Almanya’da değil, dünya genelinde yoğun bir şekilde tartışılıyor. Zira yapılan tam anlamıyla bir sahtekarlık. Çünkü, VW tarafından otomobillere takılan dizel motor, emisyon ölçümlerinin yapıldığı sırada devreye giren bu özel yazılım programı sayesinde zehirli gazları az göstermiş.
Peki dünya markası haline gelen bir tekel bunu neden yapmış?
Elbette rakiplerini geride bırakmak için daha fazla araba satışı ve kar için...
Alman basınında yer alan bilgilere göre, sahtekarlık nedeniyle üretilen her motor başına 100-200 avro arası kâr elde edilmiş. Toplam 11 milyon otomobile takıldığı belirtilen bu motor sayesinde asgari olarak 1.100.000.000 (Bir milyar 100 milyon avro) kar sağlanmış.
Tekeller arasında rekabetin sertleştiği günümüzde daha fazla otomobil satmak, aynı zamanda “sürümden kazanmayı” esas alan düşük maliyetli üretim anlamına geliyor. Rakamları yan yana koyduğumuzda VW’nin bunu yaptığını görüyoruz. VW’nin dünya pazarındaki yükselişi ekonomik krizin olduğu yıllara denk gelmesi tesadüf değil. 2008’den sonra otomobil satışını sürekli arttıran VW, en sonunda bu yılın ilk yarısında 5 milyon 44 bin araçla, ezeli rakibi Japon Toyota’yı geçti.
Kriz yıllarında bir taraftan Alman hükümeti otomobil tekellerini desteklemek için “hurda primi” adı altında daha fazla otomobilin satılabilmesi için özel bir uygulama başlatıldı, diğer taraftan çalışma yasalarında yapılan değişiklikle taşeronlaştırma, esnek çalışma alabildiğince yaygınlaştırıldı, işgücü  maliyeti düşürüldü.
Bu nedenle VW’nin yükselişi aynı zamanda otomobil başına maliyetin düşürülmesi sayesinde oldu.
Maliyeti düşürmek için yapılan sahtekarlık elbette doğrudan ve dolaylı milyonlarca insanı etkiliyor. Yapılan araştırmalar, otomobillerin çıkardığı zehirli gazların kanser hastalıklarını artırdığını gösteriyor. Bu nedenle yaşadığımız kentte soluduğumuz havanın temiz mi kirli mi olduğunu biraz da bugün üzerinde çokça konuşulan egzozlardan çıkan emisyondan kaynaklanıyor.
Bu nedenle, her otomobilin çıkardığı zehirli gaz herkesi yakından ilgilendiriyor. Bu yakından bilindiği için Avrupa’nın birçok kentinde, en azından yılda bir gün daha az zehirli gaz emisyonu için “otomobilsiz günler” düzenleniyor. Keza, kent merkezlerine fazla emisyon salan otomobillerin görmesi engellenmeye çalışılıyor.
Ama VW skandalda olduğu gibi, tek dertleri daha fazla kâr ve rakiplerini geçmek olan tekeller için bunların hiç bir değeri yok. Elbette onları destekleyen siyasetçiler için de...
Bugün ABD Çevre Dairesi tarafından ortaya çıkarılan sahtekarlık konusunda Almanya’daki çevre örgütleri yıllardan beri bıkmadan, usanmadan uyarılar yapıyorlar. Sahtekarlık yapıldığının VW yönetimi tarafından kabul edilmesinden sonra yıllardır uyarılar yapıldığı, ancak kimsenin takmadığı görüldü.
Alman Çevre Yardımı (Deutsche Umwelthilfe – DUH) derneği 2007’den itibaren düzenli olarak Federal Hükümet’e başvurularda bulunarak Alman otomobil tekellerinin belirlenen zehirli gaz emisyon kurallarına uymadığı konusunda uyarmış. Dernek haklı olarak şimdi bu uyarıları ne zaman ve nasıl yaptığını ayrıntılarıyla kamuoyuyla paylaşıyor. Keza AB Komisyonu da yaz tatili öncesinde Almanya’yı bu konuda uyarmış.
Demek ki, Almanya ve AB içerisinde VW konusunda gelen uyarıların tümü hükümet ve yetkili daireler tarafından hasır altı edilmiş. Başka bir değişle, Almanya’nın dünyada “parlayan yıldızı” VW’ye bir zararın gelmesi istenmemiş.
Ama ABD bu sahtekarlığı affetmedi. Hem de zamanlamasını iyi yaparak...
Alman otomobil tekellerinin dünya pazarına açılmak için düzenlediği geleneksel Uluslararası Otomobil Fuarı Frankfurt’da devam ettiği sırada sahtekarlık dünyaya ilan edildi. Bu aynı zamanda ABD pazarına gitmeye çalışan Alman tekellerine yapılmış bir uyarı anlamına geliyor.
Der Spiegel bu hafta hazırladığı kapakta temsili olarak bir VW arabasının cenaze törenini işlemiş. Üstüne de “İntihar” yazmış.
Evet, gelinen aşamada görünen o ki VW intihar etmiş. Daha fazla araba satışı ve kâr adına yapılan sahtekarlıkta baltayı ayağına vurmuş. Ancak halen ölmüş değil, komada. Dolayısıyla cenaze töreni düzenlemek için daha erken. Çünkü Alman burjuvazisi, dünya piyasalarında bu denli üstünlük kurmuş bir tekeline cenaze törenini yapma niyetinde değil. Mümkünse yeniden ayağa kaldıracak.
Burada önemi olan intihara yol açan nedenlerdir. Bunların başında elbette kapitalist piyasa anlayışına göre hareket ederek daha fazla ucuza üretimle rakiplerini geçme geliyor. Bu kapitalist zihniyet yok olmadığı sürece, tekeller kârlarını artırmak, rakiplerini geride bırakıp yok etmek için her türden sahtekarlığı, yolsuzluğu, insan hayatını yok sayan üçkağıtçılığı yapmaya devam edecektir. Bu nedenle VW skandalı kapitalist üretimin meyvesidir.
Burada önemli olan, yeni durumun yaratacağı krizin faturasının işçi sınıfına ve emekçilere kesilmesini engellemektir. Sahtekarlığın faturasını yapanlara ve yapılmasına neden olan kapitalist zihniyete çıkarmak gerekiyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...