30 Eylül 2015 00:50

Hayat SGK dinlemez

Hayat SGK dinlemez

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Güneş girmeyen eve ne girer? Doktor mu dediniz, sakın SGK olmasın? Malum, kuytu ve nemli evler hastalıkları davet eder. Öyleyse soru şu: Lüks bir evde oturan mı daha çok hastalanır yoksa sağlıksız bir gecekonduda oturan mı? Şimdi dönüp bu gecekondularda oturanlar daha çok hasta oluyor, öyleyse onlar daha çok prim ödemeli derse Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) inanmayıp da ‘Hadi canım sen de’ mi diyeceksiniz?

Doğal gaz mı çevreyi daha çok kirletir yoksa kömür mü? Şimdi günün birinde SGK dönüp de ‘Hava kirliliği daha çok solunum yolu hastalığı yapıyor, hastalıkları ise ben finanse ediyorum’ dolayısı ile ‘kömür fiyatlarına SGK zammı yapılmalıdır’ der mi sizce? Peki, hangi kullanıcı daha yoksuldur? Kömür kullanan mı yoksa doğal gaz mı? O halde bu olası “çevreci” algı yönetiminin tercümesi yoksullar için daha fazla SGK pirimi dolayısıyla daha pahalı bir sağlık hizmeti olmasın sakın?

Evet, bu SGK aklı yavaş yavaş hayatımıza sirayet ettiriliyor. Geçen hafta basına yansıdığı üzere “Sigara içenlerin içmeyenlere göre kronik rahatsızlıklara yakalanma riskinin daha yüksek olması ve bu pahalı tedavilerin SGK tarafından finanse edilmesi” bahanesi yeni bir uygulamayı gündeme getirmiş. Düzenleme yasalaşırsa “Sigaralara paket başı 50 kuruş civarında SGK zammı yapılması” bekleniyormuş. “Hadi bakalım kolay gelsin / Bir acayip zor iş” değil mi?

Dönüp sorsanız “Sigara kullanımı ile mücadele etmekle yetinmeyip aynı zamanda tiryakinin sağlık masraflarını kendisine karşılatarak” sigara içmemiş, tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruyoruz diyeceklerdir. Öyleyse gelsin alkole, kömüre, cümle yoksulluklara, hatta olası ırkçı mağduriyetlere SGK zammı!

Gün olup “devletin hassas vatandaşlarının” yaşadığı coğrafyalarda Kürtçe şarkı mırıldanan veya telefonundan dinleyenlerin sağlık hizmet maliyetini karşılamazsa SGK sakın şaşırmayın. Siz hiç Kürtlere dönük linç girişimlerinde faillerin yargı önünde ceza aldığını işittiniz mi? O halde lince bağlı tıbbi süreçlerin maliyeti Kürtlere çıkartılırsa şaşırmamanız gerekiyor. Resmi söyleme göre “Kürtçe şarkı dinlemek devletin hassas vatandaşlarını tahrik ediyor” öyle değil mi? Bu bağlamda linçe iş göremezlik verilmiş Kürt’ün ilgili ödenekleri de SGK tarafından karşılanmayabilir dersem inanmakta zorlanır mısınız?

Bu kadarı da olmaz diyenlerdenseniz şu haberi okumanızı öneririm: “Yeni düzenlemede; trafik kazası geçiren kişi eğer alkollü ya da ehliyetsiz ise başı sadece polisle derde girmeyecek. Bir ceza da SGK’den gelecek. Sigortalı işçinin alkollü veya ehliyetsiz biçimde trafik kazası geçirmesi sonucu iş göremezlik ödeneğinin yarısını SGK kesecek.” Bunu şöyle tercüme edebiliriz: Lince uğramış Kürt’ün başı sadece polisle değil SGK ile de derde girecek!

Anlaşılacağı üzere “kindar” muktedirler yani halktan yetki alamadığı halde hükümet edenler, sağlığı bir hak olmaktan ziyade ödev olarak kurgulayıp SGK üzerinden iktisadi bir başlık olarak ele alıyorlar. Yani tamamen duygusallar: “Para, para, para...”

Hal böyle olunca birkaç soru sormadan olmaz. Malum, çağın hastalıklarından bir tanesi de osteoporoz yani satılık hastalıklar çağının “kemik erimesi”. İşte bu illetten korunmak için her insanın cildi üzerinden doğrudan güneş işını alması gerekiyor. Şimdi, dönüp de SGK haşema, başörtüsü ve tesettür kıyafetlerinden kendi hanesine zam talep edebilecek mi? Ve bir başka soru: Ey mütedeyinler, ne zaman uyanacaksınız?

Ana dili Türkçe olanlar mı daha avantajlıdır sağlık hakkına ulaşımda yoksa olmayanlar mı? Hiç Türkçeyi yeterli kullanamayan bir Kürt, Arap annenin, yurttaşın olası tanı tedavi süreçlerinin aksamaması, doğru ve zamanında tanı tedaviye ulaşması mümkün mü? Benzer iktisadi akıl SGK’de vücut bulmaya devam ederse gün olup Kürtler, Araplar ve cümle Türk olmayanlar daha fazla SGK pirimi ödemeli denmez mi? Bu SGK aklı salt ekonomik olmayıp özü itibarı ile ideolojiktir. Yoksa  SGK’nin ana dilde sağlık ve eğitim hakkını desteklemesi, hatta size ironik gelebilir ama bu haftaki eğitim boykotuna omuz vermesi gerekirdi.
 Tüm bu anlattıklarımın panzehiri ise ilgili yasalarda Genel Sağlık Sigortası’nın (GSS) prim temelli değil vergi temelli kılınması ve dolayısıyla sağlığın ödev olarak değil bir hak olarak tanımlanması ve yasal güvenceye alınmasıdır.

Sağlıcakla kalın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...