25 Eylül 2015 00:55

BM kararıyla sığınmacılara savaş mı?

BM kararıyla sığınmacılara savaş mı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türkiye’de biriken sığınmacılar bayram gününde dahi yollara düşüp Avrupa’ya ulaşmanın mücadelesini verirken, AB ülkeleri de toplantı üzerine toplantı yapıyor. Salı günü kota kararının alındığı AB içişleri bakanları toplantısından sonra çarşamba akşamı da AB hükümet ve devlet başkanları olağanüstü şekilde bir araya gelerek, durum değerlendirmesi yaptılar ve Avrupa’nın sınırlarında toplanan sığınmacılara karşı “stratejik” bazı kararlar aldılar.

Spiegel Online’nin 8 madde halinde özetlediği liderler zirvesinin kararlarının özü Avrupa’ya gelen sığınmacı sayısını sınırlandırma üzerine kurulmuş. AB’ye ulaşan sığınmacıların üye ülkeler arasında paylaştırılmasını sağlamak için ilk alım merkezleri kasım ayında hayata geçiriliyor. Şimdilik toplam 160 bin sığınmacının kota esasına göre dağıtılması konusunda bir karar bulunuyor. Geri kalanların ne yapılacağı belirsizliğini koruyor.

8 madde içerisinde en dikkat çekici olanlardan birisi, “Her düzeyde Türkiye ile diyaloğun güçlendirilmesi”... Bu demektir ki, önümüzdeki haftalarda Türkiye-AB arasında sığınmacıların Avrupa’ya geçişini engellemek için sıkı pazarlıklar yapılacak.
Öyle görünüyor ki, sınır kontrollerini gevşeterek AB’yi zor durumda bırakan Türkiye’nin, pazarlıklarda eli güçlenmiş. Pazarlıkta azami düzeyde alabileceklerini öne sürecek. Bunların başında AB tam üyeliği için bir tarihin belirlenmesini kuvvetle muhtemeldir. Pazarlık masasında alacağı sonuca bağlı olarak, Türkiye geçişleri sınırlandırabilir ya da bir süre daha AB’yi baskı altında tutmak için gevşek davranabilir.

Belirtmek gerekiyor ki, savaştan ve yoksulluktan kaçarak Türkiye’ye kadar gelen sığınmacılar üzerinden ülkelerin çıkarına bağlı pazarlığın yapılması utanç vericidir. Çünkü bugün önemli olan ülkelerin çıkarından bağımsız olarak, yüz binlerce, milyonlarca insanın neden ülkelerini terk etmek zorunda kaldığıyla mücadele etmektir. Bunu gözetmeyen bütün politikalar daha fazla insanın yaşamını yitirmesine, mağdur olmasına göz yummak anlamına geliyor.

AB liderleri zirvesinden sonra dikkat çekici diğer maddeler AB’nin sınırlarının daha sıkı korunmasına dair.
Her ne kadar sınırların hangi yöntemlerle korunacağı konusunda somut bilgiler bulunmazken, zirvenin yapıldığı gün ajansların geçtiği bir haber buna açıklık getiriyor.

Berlin’de yayımlanan Tagesspigel gazetesinin internet sitesindeki habere göre, AB Akdeniz’de askeri müdahale için Birleşmiş Milletlere başvuruda bulundu.

BM Daimi Konsey üyesi İngiltere’nin BM Sözleşmesi’nin 7. maddesine dayandırarak sunduğu karar taslağında, Akdeniz’deki uluslararası sularda AB’nin askeri operasyon yapmasına yetki verilmesi istendi. BM Güvenlik Konseyi üyesi Venezuela’nın yanı sıra Afrika ülkeleri Angola, Çad ve Nijerya kararı kabul etmeyeceklerini açıkladılar. Ne var ki 15 ülkenin üyesi olduğu Güvenlik Konseyinde üye ülkelerin karara karşı çıkması fazla önemli değil. Önemli olan Daimi Konsey üyesi ülkelerden birisinin karşı çıkması. Çünkü, Daimi Konsey üyesi ülkelerden birisi karşı çıktığı takdirde karar alınamıyor.

Tagesspiegel’in haberine göre, Daimi Konsey üyeleri İngiltere, Fransa, ABD ve Çin karar tasarısına sıcak bakıyor. Rusya bir ara karşı çıkmış, ancak son bilgilere göre onay verecekmiş.

Bu da, İngiltere’nin önerisinin 15 ülkenin katılımıyla oluşan BM Güvenlik Konseyinde çoğunluğun oylarıyla kabul edileceği ve AB’nin kısa sürede içinde Akdeniz’de sığınmacılara karşı askeri müdahalede bulunabileceği anlamına geliyor. Böylece, “AB’nin sığınmacılarla savaşı” gerçek anlamda sıcak bir savaşa dönüşmüş olacak.

Bilindiği gibi bugüne kadar askeri müdahale izinleri, genellikle ülkelerin işgal edilmesi ya da askeri çatışmalara müdahale için alınmıştı. Şimdi ilk kez BM kararıyla “sığınmacılara askeri müdahale” gerekçesiyle bir karar çıkarılmak isteniyor.
Alman basınında yer alan haberlere göre, şu anda Akdeniz’de “Eunavror Med” adıyla görev yapan askeri misyonda iki Alman, bir İngiliz ve bir İtalyan savaş gemisi bulunuyor. Sığınmacıları getiren insan tacirleriyle mücadele ve bilgi toplama amacıyla görev yapan misyonun önümüzdeki dönemde doğrudan Kuzey Afrika ülkelerinden yola çıkan sığınmacı teknelerine müdahale etmesi planlanıyor. Başka bir değişle sığınmacı taşıyan teknelerin AB sınırlarına girmemesi için her düğmeye basılacak.

Görüldüğü gibi, milyonlarca insanın yerinden yurdundan olmasından, can vermesinden açık  sorumluluğu olan emperyalist devletler, şimdi yeni bir aşamaya geçerek sığınmacılara karşı açıktan bir savaş kararı almanın hazırlıklarını yapıyorlar. Bu savaş belki Akdeniz üzerinden Avrupa’ya ulaşanların sayısında bir azalmaya yol açabilir, ancak sığınmacıların AB sınırlarına ulaşmasını engelleyemeyecek. Çünkü emperyalist devletlerin neden olduğu savaşlar ve yoksulluk milyonlarca insanın ülkesinde yaşamasının imkanını yok etmiş, göç ettikleri ilk ülkede gelecek umudunu kaybettikleri için yeni bir umut arayışına girmekten başka seçenekleri bulunmuyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...