21 Eylül 2015 01:00

Kadın Bakanlığından Dua Bakanlığına sonumuz hayrola...

Kadın Bakanlığından Dua Bakanlığına sonumuz hayrola...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

AKP, 2011 yılında Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığının adından “kadın”ı silmişti, Türkiye’nin ilk başörtülü bakanı Ayşen Gürcan da boşlukları “hayır ve dua” ile dolduruyor.
Gürcan’a göre bakanlık olarak toplumun bakıma muhtaç, dezavantajlı gruplarına hizmet görevini üstlendikleri için bakanlık aslında “hayır ve dua bakanlığı” imiş ve eğer işlerini yaparlarsa çok dua alacakları da muhakkakmış!
Bakan haklı. Bu haliyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı hayrı da hayratı da, hayratından dağıttığı da AKP’ye yarayan bir “hayır ve dua bakanlığı”ndan başka bir şey değildi zaten.
Şimdi bize düşen, bakanımızın hanesine yazılacak hayırları artırmak olduğundan, kısa sürede bakanlığın el atması gereken konuları sıralayıp işini kolaylaştıralım.
En önemli konu: Bakanlık derhal kadın cinayetlerinin dava takibini yapacak hukukçular yerine, kadın ölülerinin arkasından dua okuyacak bakanlık görevlileri atamalıdır.
Kadınların neden şiddete uğradığına dair araştırma yapıp somut öneri ortaya koyacak araştırmacılar, şiddet önleme merkezlerinde başvuru yapan kadınları yönlendirecek donanımlı memurlar yerine, kaç İhlas Suresi’nin koca dayağını azaltacağı bilgisini verecek gezici dua timleri oluşturmalıdır.
En önemliden de önemli konu: Ailenin her ne pahasına olursa olsun ayakta kalmasının hayır ve duasını bakanımızın üstünden eksik etmemenin önemine ve aileyi kurtaranın börek olduğu gerçeğine binaen, üniversitelerde “Börek Araştırmaları” kürsüleri kurulmalı. “Börek Yapımının İncelikleri”nin araştırılması için bakanlık bütçesinden fon ayrılmalı. Börek yapım teknikleri uzmanı timler ev ev dolaşıp hangi evde nasıl börek pişiyor, hangi kadın kötü börek yapıp aileyi dağılmaya sürüklüyor araştırılmalı.
Araştırmalardan çıkan sonuçların kamuoyuyla paylaşılması için kitapçıklar, bilboardlar, kamu spotları hazırlanmalı. Kadınlar bu kitapçıkları okuduğunda, kamu spotlarını seyrettiğinde bakanımızın hanesine ne kadar sevap yazılacağının hesaplanması için de Diyanet İşleri Başkanlığı ile bir protokol imzalanmalı.
Çok önemli değil, ama yapılsa çok hayırlı olacak bir konu: Türkiye’nin imzasının bulunduğu ve kadınların haklarını güvence altına alan uluslar arası sözleşmelerdeki, anayasa ve yasalardaki “eşitlik” ibarelerinin zaten kullanılmadığını da gözeterek, tek tek bütün yasaları elden geçirip, daksil marifetiyle “eşitlik” kelimesini silip yerine “hayır” kelimesini yazacak hattatlar istihdam edilmelidir.
2023’e kadar tamamlanması elzem bir konu: Hangi hanede insanlar nasıl yaşıyor, yoksulluk durumu nedir, kadınların ve çocukların ihtiyaçları nedir gibi incelemelerde bulunup ihtiyaç karşılayacak sosyal hizmet görevlileri yerine, yoksulluktan kafayı yemek üzere olan kadınların zikir törenleri yapacağı hayır ve dua merkezleri için bütçe ayrılmalı, kadınların devletin büyüklüğüne sığınabileceği hissini yaşayabilmesi için bu merkezlerin her biri bir yarım AkSaray büyüklüğünde olmasına özen gösterilmelidir. Bu düzeyde ve zevkte bir inşayı herkes yapamayacağı için, ihaleyi bakan çocuklarına, olmadı damatlarına vermeli, böylece kadınların daha çok sevap point toplamasını sağlamayı da görev bilmelidir bakanlık.
Devletin sunduğu her türden maddi yardımın ve ödeneğin saray kapısında ulufe biçiminde dağıtılmasını sağlayacak nitelikle kapıkulları yetiştirmek için hazineden pay ayrılmasını talep etmeli. Ulufe sırasına girecek kadınların bir nizama sokulması için kullanılacak uzun sopaların memleketin en iyi kavaklarından yapılması elzem olduğundan, yalnızca “hayırlı” yani yandaş olan şirketlerin girebileceği bir sopa ihalesi açılmalıdır.
***
Bu saçmalıklara ramak kala yaşıyoruz ne yaşıyorsak.
Kadın Bakanlığı’ndan geldik, Hayır ve Dua Bakanlığı’na gidiyoruz.
Sonumuz hayrola…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa