19 Eylül 2015 00:52

Tek adam hesabı bozulmalıdır

Tek adam hesabı bozulmalıdır

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türkiye halkları bu defa da hesabı bozmalıdır.

Aslında hesap 7 Haziran’da bozuldu ama elde edilen sonucu değerlendirecek güçlü bir halk muhalefeti, sokak hareketi ve parlamenter mücadele bileşkesi sağlanamadı.

Ama madem bir kez daha bir meydana çağrılıyoruz, bu defa da bir önceki yoldan ama bu defa daha güçlü bir sonuç elde etmek ve sonuçları da doğru değerlendirmek üzere yeni bir hamleye ihtiyacımız var. Erdoğan’ın Türkiye’yi içeride ve dışarıda sürüklediği süreci durdurmak için kılı kırk yararak, emek ve alın teri dökerek, mücadele ve direniş göstererek başarılmalıdır.
Bu pekala mümkün.

Her dilden ve her inançtan halklar, işçi ve emekçiler başarabilirler. Üstelik yaşanmış deneyden ve sonuçlardan öğrenerek hem daha güçlü bir adım atabilirler hem de yeni bir yol açabilirler. Yani işçiler ve emekçiler, yani ezilen ve sömürülen halklar, yani demokrasi ve özgürlük isteyenler olarak ne edip edip bu süreci de demokratik bir kazanımla sonuçlandırmalıyız. Çünkü bir kez daha karşı karşıya olduğumuz süreç hayat memat meselesi haline geldi.

Hep ‘Bu süreç başka bir süreç’ diye söze başlıyoruz ama bir kez daha üstelik altını kalın bir çizgiyle çizmek gerekiyor ki, içinden geçtiğimiz süreç hiçbir döneme benzemeyen bir süreç. Ve eğer halklar doğru rotada yol alamaz da Erdoğan’ın hesapları tutarsa yeni belaların içine sürüklenmekten kutulamayacağız. Erdoğan’ın gidişatı ve uyguladığı ve uygulamak istediği politikalar durdurulamazsa, Türkiye felaketin içine sürüklenecek ve bunun acısını tuzu kuru kesimler değil, TOBB ve onun arkasında sıra olmuş sendika ağaları değil, işçiler ve emekçiler, mağdur ve mazlum halklar çekecek.
Türkiye’yi ateşe atan manzaraların yeniden yaşanmamasının yolu da buradan geçiyor. Şu 7 Haziran sonrası yaşadığımız felaketlere bakarak bir sonuç çıkarılmalıdır. Asker polis ölümleri, gerilla, sivil ölümleri, Cizre, Diyarbakır, Silvan, Varto ve yangın yerine, savaş alanına dönen onca ilçeyi düşünün. Batıdaki felaketi, ateşe verilen HDP binalarını, Kürtçe konuştu diye öldürülen genci, Kürtlere yönelik saldırıları… Yenilgiyi kabul etmeyenler gözümüzün içine baka baka “400 milletvekili verilseydi böyle olmazdı” diyor. Bu Türkiye halklarının aklıyla alay etmek değilse nedir!

Tüm bu olup bitenin nedeni ve sorumluları bir kez daha düşünülmelidir.  Üstelik bu kez daha güçlü bir demokratik hamle yaparak, bu hesapların tuzla buz edildiği bir başarı elde edilmelidir.  Zira onların kafasındaki tablo tekçi ve felakete yol açabilecek bir tablodur. Yazmayan, konuşmayan, tartışmayan, suskun, iradesini teslim etmiş bir toplum isteniyor.  Tek bir kalıpta, tek bir potada erinsin, “Padişahım çok yaşa” densin isteniyor.

Buna en büyük itiraz Türk’ten, Türk halkı ve Türkiye halklarından gelmelidir. Lamı cimi yok.

Erdoğan’ın istediği sistemin mevcuttan da beter bir yönetim biçimi olduğu artık ayan beyan ortaya çıkmıştır. Aslında konuşmalarında hep tekçiliğe vurgu yapıyor ama bugüne kadar bunu böyle söylemese de artık dünya alem biliyor ki o bir dönemin demokrasi havarisi geçindiği, askeri vesayete karşı duruyormuş görüntüsü verdiği, yolsuzluğa, yasaklara ve yoksulluğa karşı bir kahraman olacağını beyan ettiği, bir çok şeyi gizlediği o meşhur maskesini fırlatıp attı. Bu gidişatı, kimileri padişahlıkla, kimileri diktatörlükle, kimileri teokrasiyle falan izah ediyor. Ama kesin olan şu ki tekçi bir sitemi kurmak için elindeki tüm olanakları seferber etmiş bulunuyor. Tek dil, tek din, tek bayrak ve elbette tek adam yönetimi. 7 Haziran seçimlerini de bu amacına ulaşmak için kullanmayı umuyordu. Ama olmadı. “Seni başkan yaptırmayacağız” diyen HDP’nin Eş Genel Başkanının çağrısı güçlü bir karşılık buldu ve HDP büyük demokratik bir hamle yapmış oldu.  Ancak seçim sonuçlarını ta ilk akşamdan beğenmeyip, “Bu sayılmaz, yeniden seçime gidilecek” diye buyuran da Erdoğan oldu.
Alışıla gelen tüm teamülleri, yerleşmiş kaide ve kuralları beğenmedi. Yasaları, cumhurbaşkanlığının görev sınırlarını falan alt üst ederek fiili başkanlık sistemini işletti. Kendi bildiğini okudu. Dahası, “Hâlâ anlamadınız mı Türkiye’de rejim değişmiştir” mealinde sözler ederek, hesabını bir kez daha bilen bilmeyen herkese duyurdu. Hükümet kurma sürecini yeni taktik hamlelerle çıkmaza sürükleyip dilediği aşamaya evriltti. Ne yazık ki seçim sonucunu beğenmeyip Türkiye’yi, adına ‘Türk usulü başkanlık sistemi’ dedikleri tek adam yönetimine sürükleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu hesaplarını bozacak mücadele ve taktikler geliştirilemedi.

Ama yeni bir durum ve yeni bir mücadele süreci içindeyiz ve Türkiye halkları bunu da başaracaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...