Barışa çağrı
Fotoğraf: Envato
Son bir haftadır Sözcü ve Posta gazeteleri başta olmak üzere Hürriyet ve Sabah gazetelerini bolca okudum. Aslında okudum demek ne kadar doğru bilmiyorum. Hepsi sözleşmiş gibi şehit cenazelerinden tiraj yapma derdinde. Büyük büyük laflar pardon manşetlerle halkı bilgilendiriyor, eğitiyor ve eğlendiriyorlar(!)
Bir yandan CB ve AKP’ye muhalefet ettiklerini söylerken, diğer yandan halk muhalefeti diyebileceğimiz HDP ve demokratik kitle örgütlerine saldırıyorlar.
İster beğen ister beğenme bir çözüm süreci başlamış bir noktaya gelinmişken buzdolabına kondu denilerek Kandil bombalanmış, HDP’ye saldırılar artarak sürerken muhaliflik adına vur abalıya, ne adına vatan millet Sakarya. Bu yaptıkları ne kadar gerçekçi? Uzun zamandır ateşkes toplumda diyalog yolunu açmışken, İlk kurşunu sıkan devlet olmuşken, buna rağmen tek kelimeye indirilmiş toplumsal huzurun dili BARIŞ olarak yankılanırken yine o bildik devasa bayraklarla sarılmış tanklar tüfeklerle savaş oyunları tezgahlayanlar kim? Devlet. Öldürülen kim gerilla, ölen kim insan öldürmek için eğitilmiş asker. Biraz önce CNN’de gururla Kandil bombalandığından bu yana 998 PKK’linin öldürüldüğü açıklanıyor (Yalandan kim ölmüş!) ve hamasi methiyeler düzülüyordu. Karşılığında 60 civarında asker-polis öldürülmüş/şehit edilmiş. Bu oranlara bakarak savaş zayiatları propagandası yapılıyor. Dönelim başa son bir ayda bu cenazeler neden arttı? Devlet İŞID’e açamadığı savaşı Kürtlere açtı. Çözüm süreci diyerek sıktığı eli kurşunla karşıladı. Neden? Bunu sizler de biliyorsunuz Kendini büyük Türkiye imparatorluğuna hazırlamış olan başkan olmazsam yakarım ülkeyi diyen bir CB. Tüm olanlara rağmen karşılıklı ateşkes ve Barış diyen HDP okların hedefinde. PKK Barış’a bir şans verilir umuduyla savunmada duruyor. Bu halde iken tablo, ortada her gün bir-iki asker cenazesi onların söylediğine göre bine yakın gerilla cenazesi. Bu durum kasım seçimlerine kadar da sürecek gibi. Maazallah CB diyor ki “Bu seçim ülkede istikrar mı, istikrarsızlık mı onun kararı verilecek” yine tehdit yine kan ve gözyaşı. Peki PKK’de savunmadan çıkıp serhildan ilan ederse, Günde 20-30 asker cenazesi gelince ne olacak? Yüksekova, Lice, Silvan’ı Filistin’e çeviren ne? Fuat Avni yazmış, seçim üstü muhalif basın yasaklanacakmış. Zaten Arınç düğmeye basmıştı. Halk tehdit ediliyor; ‘AKP’yi seçmezseniz istikrarsızlık ve kaos sürecek haaa,’ Bu hastalıklı yapıya karşı tek bir panzehir büyük harfle yüksek sesle “BARIŞ” diye suratlarına bağırmaktan geçiyor… Brecht Çağrı adlı şiirinde şöyle sesleniyor…
…
Para hesap eder gibi hesaplıyorlar bizi,
Savaş da bu hesabın ucunda.
Ürkmeyin tutmuşlar diye suyun başını:
Korkunç oyunları, davranın, bitsin.
Söz konusu olan çocuğundur, ana:
Koru onu, dikil karşılarına,
Biz milyonlarca kişi
Savaşı yener miyiz?
Bunu sen bileceksin.
Bunu biz bilecek, biz seçeceğiz.
Bir de düşün “Yok!” dediğini:
Düşün ki savaş geçmişin malı
ve barış taşıyor gelecekten.
Bertolt Brecht
Çeviri: Attilâ Tokatlı
- Türkiye vatandaşlığına kabul edilmeyen fotoğrafçı Othmar Pferschy’nin dramı 01 Mart 2024 04:20
- Emirgan Sanat Evinden kültür merkezlerine… 16 Şubat 2024 04:20
- ‘Adalet-sizlik’ 02 Şubat 2024 04:13
- ‘Öyle bir yere geldik ki… hiçbir sokağın adı yok’ 19 Ocak 2024 04:11
- Yeni yıla başladık 12 Ocak 2024 04:36
- Ruh ve beden üzerine … 22 Aralık 2023 04:12
- Hatırla... 01 Aralık 2023 04:13
- Sözlerin izlerinden cennetin güzelliklerine… 24 Kasım 2023 04:10
- Ölümsüz bir çocuk: Hanzala! 03 Kasım 2023 04:00
- Hangi demokrasi, nasıl bir cumhuriyet? 27 Ekim 2023 04:00
- Fotoğrafçılar 13 Ekim 2023 04:25
- Sevgili Dostum 22 Eylül 2023 04:31